İslam Dünyası , bilimsel ve teknolojik gelişmede yeterli değil

Küresel Barış ve Refah İçin Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Konulu Konferansın Açılış Programı Yapıldı.


İslam Dünyası , bilimsel ve teknolojik gelişmede yeterli değil

İslam Dünyası Bilimler Akademisi (IAS), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ve Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) işbirliğinde İngilizce olarak düzenlenen Küresel Barış ve Refah İçin Bilim, Teknoloji ve İnovasyon konulu konferansın açılış programı yapıldı

Programda açılış konuşması yapan NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli bölgelerinden bilim insanlarını Konya’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduklarını ifade ederek sözlerine başladı.

Rektör Şeker; “Küresel Barış ve Refah İçin Bilim, Teknoloji ve İnovasyon başlığı altında 3 gün boyunca sayısız önemli konuya değinilecek. Konuşulacak bu konular sadece İslam dünyasının sorunlarını değil aynı zamanda insan olmanın gerekliliklerine de ışık tutacak.” dedi.

Kendi topraklarında zulüm altında olan Müslümanların sorunlarından bahseden Şeker, özellikle coğrafi konumlarından dolayı doğal kaynaklarını kullanamayan ve terörist gruplar tarafından işgal altında olan Müslüman ülkeler için neler yapılabileceğine dair önemli başlıklara değindi. Konferansın bu anlamda da son derece önemli olduğunu kaydeden Şeker; “30 farklı ülkeden alanında uzman 80 bilim insanını bir araya getiren bu konferansta zor şartlar altında yaşam savaşı veren Müslüman milletler için kurtuluşun nasıl mümkün olabileceğine dair bilimsel çalışmalar ele alınacak. Bu bağlamda bilim ne yapabilir sorusuna da cevap aramış olacağız.” diye konuştu.

Bazı Müslüman ülkelerin bu zor şartları için çözüm üretmek gerektiğini, bu noktada Müslüman bilim insanlarına da belli vazifeler düştüğünü hatırlatan NEÜ Rektörü Şeker,  sadece bir bölgede değil, evrensel bir barışın önemine vurgu yaptı. Şeker, konferansa katkı ve katılım sağlayan herkese teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.

TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ise yaptığı konuşmada tüm ülkelerin refahı ve gelişimi için, küresel barış için bilim, teknoloji ve yeniliğin zorunluluk olduğunun altını çizdi.

Acar; “İslam ülkeleri, bilimsel ve teknolojik gelişme ve refah seviyelerine göre önemli farklılıklar gösteriyor. Çoğu sadece teknoloji kullanıyor ancak üretmiyor. Ayrıca, iç ve bölgesel istikrar, bilimsel ve teknolojik gelişme ve refah için önemlidir. Maalesef, İslam Dünyası bu konuda iyi durumda değil.” dedi.

İslam Dünyası ülkeleri arasında bilim ve teknoloji alanında işbirliği de dâhil olmak üzere her türlü birlikteliğin son derece gerekli olduğunu kaydeden Acar, Üniversitelerimiz ve bilimsel kuruluşlar arasındaki ilişkileri ve iş birliğini ilerletmek zorunda olduğumuzun da altını çizdi.

İslam Dünyası Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Abdel Salam Majali ise konuşmasında Hz. Mevlana’nın üstünde durduğu değerlere vurgu yaparak İslam’ın barışı öğütleyen bir din olduğunu söyledi. Majali; “Bugün insanlık için üzerimize düşen görevleri yerine getirmek adına buradayız. Her gün teröre ve savaşa sessiz kalan dünyaya karşı, İslam ülkeleri olarak bir şeyler yapmak gerektiğini söylemek istiyorum. İslam’ı terör ile ilişkilendirmeye çalışanlar büyük yanılgı içindedirler. İslam barış, sevgi ve kardeşlik dinidir. İslam dünyası bunun farkında olmalı ve birbirimizi bu anlamda kollamamız gerekmektedir.” dedi.

Gençlere caniliği, zorbalığı değil hoş görüyü ve barışı aşılamak gerektiğini söyleyen Majali, Müslüman ülkelerin uluslararası ve yerel politik görüşmeleri de bu bağlamda geliştirmeleri gerektiğini söyledi. Akademik gelişmenin de önemine vurgu yapan Majali, su ve enerji kaynaklarının üretim ve kullanımının da hem bilimsel anlamda hem teknolojik olarak yaşanacak gelişmeler bağlamında önemli olduğunun altını çizdi, bu konuda da Müslüman bilim adamlarına görevler düştüğünü kaydetti. “Çocuklarımıza ve torunlarımıza bizim yaptıklarımız da örnek olacak böylelikle onlar da İslam âleminin gelişimine katkı sağlayacak çalışmaların içinde yer alacaklardır.” diyen Majali, programa katkı sunan herkese teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

Eski Ürdün Başbakanı Prof. Dr. Adnan Badran ise Mevlana’nın mesajlarına odaklanılması gerektiğini söyleyerek onun bahsettiği değerleri politik çalışmalarda da uygulamanın Müslüman ülkeleri ileriye taşıyacağını kaydetti. Belli başlı, yapılması gereken reformları yerine getiren demokratik sistemlerin başarılı olduğunu söyleyen Badran; “Bu başarıyı Türkiye ve Endonezya örneğinde görmekteyiz. Bu durum tüm ümmete de örnek teşkil etmektedir. Geliştirici ve analitik düşünme bizi yeni teknolojiler üretmeye götürecektir. Bu anlamda toplumda en büyük görev de elbette Üniversitelere düşmektedir.” dedi.

Konferansın İslam ülkeleri için yeni başlangıçlara vesile olmasını temenni eden Badran, konferansı hazırlayan herkese teşekkür etti.

Pakistan İslam Cumhuriyeti Başkanı’nın mesajını aktaran Prof. Dr. Shaukat Hameed Khan da böyle bir konferansın düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek; “Bu başlığın özellikle Müslüman bilim insanları açısından ele alınacak olmasını önemsiyoruz. Burada masaya yatırılacak çalışmalar sadece Müslümanları değil, insan haklarından mahrum kalmış tüm dünya insanlarını ilgilendirmektedir” dedi.

Konferansın hayırlara vesile olmasını temenni eden Khan, ümmeti kendine getirecek olan şeyin önce bilim olduğunun altını çizerek katkı sunan herkese teşekkür etti.

Açılış konuşmalarının ardından Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Arif Ergin “Türkiye'nin Yenilik Gündemi” sunumunu gerçekleştirdi.

Sunumlardan sonra gerçekleşen ödül takdiminin ardından oturumlara geçildi. “Mevlana Celaleddini Rumi’nin Gölgesinde” konulu oturumda Prof. Dr. Bilal Kuşpınar, Prof. Dr. A. Nuri Yurdusev, Prof. Dr. Şinasi Gündüz ve Prof. Dr. Hamlet Isaxanli sunumlarını gerçekleştirdiler. 4 gün sürecek olan konferans 11 Ekim günü kapanış oturumu ile sona erecek.