Karamollaoğlu: İktidar politikasını güncellesin

Karamollaoğlu: İktidar politikasını güncellesin

Karamollaoğlu, parti olarak büyük bir seferberlik içerisinde olduklarını da aktararak, “Saadet Partisi olarak bendeniz ve bütün başkanlık divanı ve genel idare kurulu üyelerimiz olarak seferberlik içindeyiz. Anadolu’nun dört bir tarafını sürekli dolaşıyoruz. Teşkilatlarımızla, vatandaşlarımızla kucaklaştık. Onların dertlerini ve sorunlarını dinledik. Bu ziyaretlerimiz artarak devam edecek. Gitmediğimiz il, tutmadığımız el kalmayacak" dedi.

15 Mart 2018 - 11:55

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, olağan haftalık basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Konuşmasında adalet mekanizmasının yıpratıldığına değinen Karamollaoğlu, uyum yasaları ile getirilen düzenlemelere ilişkin de endişelerini aktardı. Şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamına alınmasına da tepki gösteren Karamollaoğlu, ittifaka ilişkin de çarpıcı değerlendirmeler yaptı.

Karamollaoğlu, parti olarak büyük bir seferberlik içerisinde olduklarını da aktararak, “Saadet Partisi olarak bendeniz ve bütün başkanlık divanı ve genel idare kurulu üyelerimiz olarak seferberlik içindeyiz. Anadolu’nun dört bir tarafını sürekli dolaşıyoruz. Bu hafta da ben Karaman, Konya ve Aksaray illerimizi ziyaret ettim. Teşkilatlarımızla, vatandaşlarımızla kucaklaştık. Onların dertlerini ve sorunlarını dinledik. Bu ziyaretlerimiz artarak devam edecek. Gitmediğimiz il, tutmadığımız el, dokunmadığımız yürek kalmayacak” açıklamalarında bulundu.

ALLAH ŞEHİTLERİMİZE RAHMET EYLESİN

Partisinin genel merkez binasında basın toplantısı düzenleyen Karamollaoğlu, konuşmasına, Ağrı, Afrin ve Diyarbakır’da şehit olan vatan evlatlarına Allah’tan rahmet dileyerek başladı. İran’da düşen uçakta hayatını kaybeden ve önceki gün bir otobüsün yol kenarındaki tıra çarpması sonucunda yanarak can verenlere ilişkin de baş sağlığı dileyen Karamollaoğlu, uyarıda bulundu. Karamollaoğlu, “Sadece 2017 yılındaki trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin sayısı 3 bin 500! Bin 124 kaza meydana gelmiş. Kaza değil de artık bir trajediye dönüşmüş durumda. Mutlaka hükümetimiz gereken önlemleri alır. Bu konuda bir adım atılması gerekiyor” dedi.

DOKTORLARA SALDIRILARI KABUL EDEMEYİZ

Tıp Bayramı olmasından ötürü de doktorlar ve hastane görevlilerinin yaşadığı zorlukları hatırlatan Karamollaoğlu, “Tüm doktorlarımızın ve tabiplerimizin Tıp Bayramı’nı kutluyorum. En büyük hizmeti veren özellikle yaralamalar, ağır hastalıklar ve çatışmalar neticesinde zor duruma düştüğümüzde yanımızda doktorlarımız var. Doktorlarımızı her zaman hayırla yâd ediyoruz. Kendilerine gereken ilginin gösterilmesini istiyoruz. Acil servislerde bir takım sorunlar yaşanıyor. Doktorlar adeta tehdit ediliyor. Elbette bir doktor görevini yerine getirmezse cezai muadele ile karşılaşır. Ancak doktorlarımızın saldırıya maruz kalmasını kabul edemeyiz” diye tepki gösterdi.

BÜYÜK BİR SEFERBERLİK İÇİNDEYİZ

Karamollaoğlu, parti olarak büyük bir seferberlik içerisinde olduklarını da aktararak, “Saadet Partisi olarak bendeniz ve bütün başkanlık divanı ve genel idare kurulu üyelerimiz olarak seferberlik içindeyiz. Anadolu’nun dört bir tarafını sürekli dolaşıyoruz. Bu hafta da ben Karaman, Konya ve Aksaray illerimizi ziyaret ettim. Teşkilatlarımızla, vatandaşlarımızla kucaklaştık. Onların dertlerini ve sorunlarını dinledik. Bu ziyaretlerimiz artarak devam edecek. Gitmediğimiz il, tutmadığımız el, dokunmadığımız yürek kalmayacak” diye konuştu.

BABA KHK’DAN İHRAÇ OĞLU AFRİN’DE ŞEHİT

“Bazen çelişkili haberlerle de karşılaşıyoruz” diyen Karamollaoğlu, Afrin’de şehit olan Taha Koç’un babasının KHK ile ihraç edilmesini dramatik bir hadise olarak niteleyerek, “Bu haftaki ziyaretlerimiz sırasında, geçtiğimiz günlerde Afrin’de şehit düşen evladımız Taha Koç’un ailesine de bir taziye ziyaretinde bulunduk. Maalesef her bir şehidimiz arkasında olduğu gibi burada da dramatik bir hadise ile karşılaştık. Kimisi nişanlısını, kimisi hamile eşini, kimisi yeni doğmuş çocuğunu geride bırakarak bu vatan için hayatını feda etmiştir. Bunların içinde yüreğimizi en fazla burkanı ise kendi oğlunun tabutunu omzunda taşıyan Ahmet Koç’un durumudur. Oğlu Abdullah Taha Koç Afrin’de vatan için şehit olurken, baba Ahmet Koç KHK ile ihraç edilmiş. Şimdi biz bunu hangi adalet terazisi ile hangi mantıkla ölçeceğiz. Bu durum aslında bozulan adalet terazisinin yeniden dengeye getirilmesi gerektiğini belirtiyor” ifadeleriyle eleştirdi.

HÜKÜMET KUMPASA SÜRÜKLENİYOR

Karamollaoğlu konuşmasında iktidara da adalet konusunda uyarılarda bulundu. OHAL’in bir an önce bitmesi gerektiğine işaret eden Karamollaoğlu, “Bir takım önyargılar üzerinden atılan adımlar başarılı olmuyor. Hatta hükümet bir kumpasın içine sürükleniyor. Bir iş bu kadar uzun sürerse farklı bir durum ile karşılaşılabilir. Hukuku rafa kaldıran OHAL’in bir an önce bitmesi gerekiyor. Tabii hukuk kuralarının işlemesi elzem bir durumdur. Normalde adalet denilince akla ilk, hâkim, savcı veya avukat gelir. Ama nedense artık müteahhit ve inşaat geliyor. Geçenlerde Ankara’da dünyanın en büyük Yargıtay binalarından birinin temeli atıldı. Sadece inşaat alanı 513 bin metrekare imiş. Görülen maliyet 1 milyarın üzerinde. Elbette memleketimiz için hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Adil kararların verileceği bir mekân olmasını isteriz. Adalet binaların büyüklüğü ile değil hukukun üstünlüğü ile ölçüldüğünü herkesin aklında tutması gerekiyor. Herkesin adalete güvenmesi gerekiyor. ‘Ankara’da hâkimler var’ diyebileceği bir yargı sistemini kurmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.

OYLARA MÜDAHALE MİLLETE İHANETTİR

TBMM’den tartışmalarla geçen uyum yasalarına ilişkin de konuşan Karamollaoğlu, başta mühürsüz oylar ve seçim güvenliği olmak üzere yasaya birçok alanda eleştiriler getirdi. Karamollaoğlu, “Seçime gitmeden ittifakların oluşumuna imkân veren yasa Meclis’te kelimesi ve virgülü değişmeden, muhalefetin endişeleri hiç dikkate alınmadan geçirildi. Seçim güvenliği adı altında yapılan bu düzenlemelerde tam tersine seçimin güvenliğini ortadan kaldırma ihtimalini görüyoruz. Mühürsüz oylar yasal düzenlemeyle birlikte kanuni hale gelmesi adil olduğunu göstermez. Bunu da aklımızda tutmamızda fayda var. Bu düzenlemelerde tamamen keyfilik var. Acı bir gerçek olarak söylüyorum. Hükümet, valilileri partisinin il başkanı olarak görüyor. Sayın Cumhurbaşkanı parti il başkanlarına hitap ederken, ‘benim parti başkanım’ diyor. Valiye gelince de aynı şekilde ‘benim valim’ diyor. Devlet memurları ile parti üyelerine aynı tavrı sergilemesini istemiyoruz. Çünkü onlar bu makamlardan tarafsızlık değil, tarafgirlik bekliyorlar. Şimdi uyum yasalarında hâkimlerde olan haklar valilere ve kaymakamlara veriliyor. Bu doğru değil. Bu yanlış hesapları yapanlar bir gün bu hesapların ayaklarına dolandığını görecektir. Verilen oylara müdahale kesinlikle millete ihanettir. Hırsızlık bir kişinin malına tecavüzdür. Ancak milletin oylarına müdahale milletin kararını ters çevirmektir. Sandık kurulu başkanlarının memurların tayininde valilerin etkili olması en büyük problem” diye sert ifadelerle eleştirdi.

AK PARTİ’NİN UYGULAMALARI GÜNCELLENMELİ

Güncelleme tartışmalarını da değerlendiren Karamollaoğlu, “Ülkemizde adalet, ekonomi, sağlık, eğitim, dış politika problemli. Daha buna birçok problem eklenir. Bunca problem içinde işi gücü bırakıp güncelleme işine girdik. Çok teferruatına girmek istemiyorum ancak Müslüman inanır ve bilir ki, İslam’ın ve Kur’an-ı Kerim’in doğru anlaşılmasına ihtiyaç var. Bunu herkes böyle bilmelidir. Bu sebeple herkes ayağa kalktı. Konu tavzif edildi. Tefrit edilmeye çalışıldı. ‘Zaman değişmesi ile hükümler değişebilir’ düsturuna sığınıldı. Açık söylüyorum; Türkiye’de güncellenmesi gereken bir şey varsa o da özellikle AK Parti’nin bizatihi politikalarının ve uygulamalarının güncellenmesine ihtiyaç var. Zira İslam adil olmayı emreder; ama bugün adalet yok. Bunun güncellenmesine ihtiyaç var. İslam işi ehline vermeyi ve liyakati emreder. Ama bugün adam kayırma ve iltimas zirveye çıkmış durumda. Bunun güncellenmesine ihtiyaç var. İslam yolsuzluğu, israfı yasaklar. Ama bugün her ikisi de almış başını gidiyor. Bu uygulamaların mutlaka güncellenmesine ihtiyaç var” diye konuştu.

FABRİKALARI KAPATIRSANIZ GÖÇ ARTAR

Karamollaoğlu, şeker fabrikalarının kapatılması halinde ülkedeki iç göçün daha çok artacağına da değinerek, “TÜİK’in yaptığı tespite göre, bir yılda 2 milyon 619 bin 403 kişi doğduğu toprakları terk ederek farklı şehirlere göç etmek zorunda kalmış. 15 milyon nüfusa sahip İstanbul’da, İstanbul doğumlu olanların sayısı 6,5 milyon. Bunlar 2016 yılı rakamları. 2017 açıklandığında eminiz ki daha fazla çıkacak. Bunları neden dile getiriyoruz. Bu göç neyden kaynaklanıyor? Şimdi hükümete soruyorum. Şeker fabrikalarını satıyorsunuz. Fabrikalar satılınca ne yapacak bu insanlar. Fabrikalarda çalışanlar, pancarla uğraşan bu insanlar kendi çalıştıkları fabrikalarını terk edip batı ilerine göç edecek. İlla bir şey güncellenecekse özelleştirme ve tarım politikalarının hepsinden önemlisi yönetim politikalarının güncellenmesi lazım” diye eleştirdi.

ÖZELLEŞTİRMEDE BİR KOMEDİ VAR

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde Tarım Bakanı’nın açıklamasını da değerlendiren Karamollaoğlu, “Hükümetin tarımı ilgilendiren konularda her adımı tarıma bir darbe oluyor. Tütün, fındığa darbeler vuruldu. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde de tam bir komedi durum var. Tarım Bakanlığı diyor ki, ‘ben şeker fabrikalarına talibim’. Sen kimsin devletin bir parçası değil misin? Bu nasıl bir iştir. Bu el ‘ben satarım’ bu el diyor ki, ‘ben satın alacağım’. Allah akıl fikir versin gerçekten” diye eleştirdi.

SINAVLARA GİRİŞ ÜCRETİ KALDIRILSIN

Son dönemde yapılan sınavlarda öğrenciden istenen fahiş giriş ücretlerine de tepki gösteren Karamollaoğlu, “Bütün kaynakları tükettiler şimdi öğrencinin çay ve simit parasına göz diktiler. Şimdi ALES başvuruları var. Mayıs ayında yüz binlerce öğrenci Akademik Lisansüstü Eğitim Sınavı’na (ALES) girecek. Sınava giriş ücreti 100 lira. YDS 100 lira, KPSS 100 lira, üniversiteye giriş parası da 180 lira. Bunlar öğrencinden talep ediliyor. Öğrencinin cebindeki çay ve simit parasına göz dikmek hükümete yakışmıyor. Efendim ‘sınav masrafı var, öğrencinin kalemini silgisini veriyoruz’ diyecekler. Burada başka bir komiklik yaşanıyor. Sınavda dağıtılan ithal Alman kalemleri, Alman silgileri veriliyor. Biraz daha kaliteli olsun diye. Hükümet kendi gencini bir müşteri gibi görmemelidir. Bunların hepsi iktidar problemlerinin neden pek üzerinde düşünülmediğini gösteriyor. Eğer bir şey yapılacaksa sınava giriş ücretleri kaldırılsın” diye öneride bulundu.

BİR İTTİFAK VAR AMA İÇİNDE NE VAR BİLİNMİYOR

AK Parti ile MHP arasındaki ittifaka ilişkin de konuşan Karamollaoğlu, “İttifaklar daha seçim yok iken ülkenin gündemine getiriliyor. Bir plan var. Biz bunu seçime müdahale planı olarak görüyoruz. Bu milletin oyunu çalmak manasını gelir. Eğer böyle gerçekleşirse biz endişeliyiz. Hükümet bu endişemizi dikkat etmese bir gün ayağına dolanır. Bir ittifak var ancak bu ittifakta nelerin yapılacağı bilinmiyor. Tarımda neler yapılacak, dış politikada ihtilaflar nasıl çözülecek. Eğitimi nasıl düze çıkaracak. Bir sürü problem var. Bunlardan hiçbir tanesi konuşulmuyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle ittifak görüşmesi yok” dedi.

SAADET PARTİSİ’NİN İTTİFAKA İLİŞKİN İLKELERİ

“İttifaklar ilkeler üzerinde yapılır” diyen Karamollaoğlu kendilerinin ortaya koyduğu ilkeleri ise şu sözlerle açıkladı: “Bizim ilkelerimiz var. Bir şeyin başına milli eklemekle milli olunmaz. Sonuçta Milli Piyango’nun başında da milli var. Saadet Partisi’nin ilkeleri belli; en başta adaletin tesis edilmesini istiyoruz. Gücün hukukunu değil hukukun üstünlüğünün esas alınmasını istiyoruz. Kutuplaştırıcı değil, kucaklayıcı bir politikanın benimsenmesini istiyoruz. Tüketim değil, üretim ekonomi politikasına ihtiyacımız var. Tayinlerde liyakat muhakkak gözetilmelidir. İhalelerde şeffaflık olmalı. Yolsuzluk ve israf ile sonuna kadar mücadele edilmelidir. Yolsuzluğun kökü kazınmalıdır. Kimse kanmamalı ve kandırılmamalıdır. Dış politika da bir o yana bir bu yana savrulma olmamalı. Şahsiyetli bir dış politika izlenmeli. Biz bu ilkeleri benimseyen, bu ilkeler üzerinden hareket eden, herkesle görüşür, her kesimle oturur konuşur ve bir arada olabiliriz. Türkiye’de huzur ve barış ancak böyle olur.”

ÜLKENİN MENFAATLERİNİ GÖZETEREK İTTİFAK YAPARIZ

Konuşmasının sonunda bir gazetecinin AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal’ın bir televizyon kanalındaki, “Saadet Partisi’nin bundan sonra ne yapacağına yine Saadet Partisi karar verecektir. Sanki yüzde 10-15 oy oranında yüksek bir popülerlik kazandırılmasını da sanki bir kilit parti gibi konuma taşınmasını da siyasi olarak gerçekçi bulmuyorum” sözlerini hatırlatarak yönelttiği soruya Karamollaoğlu şöyle cevap verdi: “Ben de bu söylenenleri doğru bulmuyorum. Çünkü biz iktidara gelmeye hazırlanıyoruz. Yüzde 10-15’le iktidara gelinmez. Bunları inanarak söylüyorum. Bizim yüzde 5, 10, 15 gibi bir hesabımız yok. Biz milletin sorunlarını çözmek için iktidara talibiz. İttifak yapmak isteyen iktidar partisi ‘dediğim dedik bir şeyi değiştirmem’ diyor. Benim ilkelerime sıcak bakan partilere sırtımı mı döneyim? Muhalefet partileri dediklerimize sıcak bakarsa onlara sırtımızı mı dönelim. Herkese kapımız açık, memleketin menfaatlerini gözeterek ittifak yaparız.”

BİZ KÖPRÜLERİ AYAKTA TUTUYORUZ

Bir gazetecinin, “AK Parti ile aranızda köprüler koptu mu?” sorusuna Karamollaoğlu, “Biz köprüleri hep ayakta tutuyoruz. Önemli olan köprünün ayakları nereye oturtulacak. İktidar partisi yaptığı yanlışlardan dönerse oturup konuşulur. Dış politikadaki yanlışlar devam ederse, sizin bu söyledikleriniz benim umurumda değil denirse, OHAL’den yanayım denirse bu ittifakın altına neden imza atayım. Ben, beni bu yaptığınız yanlışlara ortak etmeyin diyorum. Türkçe konuştuğum kanaatindeyim” dedi.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Konya Valiliğinden uyarı
Konya Valiliğinden uyarı
Mart ayında Konya’da uçak yolcusu azaldı
Mart ayında Konya’da uçak yolcusu azaldı