Kur'andan Rahmet Esintileri: Birinci Cüz 2


İsrailoğullarına Rabbimizin uyarıları ve onların isyanı.

Bakara suresinin 40.ayeti ile 116.ayetleri arasında İsrailoğullarının Yahudileşeme serüveni anlatılır. Rabbimiz buyuruyor:

"Ey İsrâiloğulları! Size verdiğim nimetimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size vaad ettiklerimi vereyim. Asıl bana itaatsizlikten sakının." (1) 

“Elinizdekini (Tevrat) tasdik edici olarak indirdiğime (Kur’an) iman edin; sakın onu inkâr edenlerin ilki olmayın! Âyetlerimi az bir karşılığa satmayın. Yalnız benden korkun.

Bilerek hakkı bâtıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin. Namazı kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.

Sizler kitabı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?

Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz bunlar, Allah’a huşû ile boyun eğenlerden başkasına ağır gelir. Onlar kesinlikle rablerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini bilen kimselerdir. “ (2)

“Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı, taş gibi; hatta daha katı oldu. Çünkü taş vardır ki, içinden ırmaklar fışkırır. Taş vardır ki yarılır da içinden sular çıkar. Taş da vardır ki, Allah korkusuyla (yerinden kopup) düşer. Allah yaptıklarınızdan hiçbir zaman habersiz değildir.” (3)

Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. 

İman edip salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. 

Hani, biz İsrailoğulları'ndan, "Allah'tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.” (4)

“Hayır, öyle değil! Kim "ihsan" derecesine yükselerek özünü Allah'a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Artık onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.”  (5)

“Allah'ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.” (6)

“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: "Allah'ın yolu asıl doğru yoldur." Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” (7)

Bu ayetlerle Müslümanlar uyarılmakta, sizlerde Yahudilerin yaptıkları gibi yaparsanız, onlar gibi olursunuz. Onlar gibi olmak istemiyorsanız, onların yaptıkları hatalardan, eylemlerinden sakınınız ki kurtuluşa eresiniz.

Kâbe Güvenli yerdir

“Hani, biz Kâbe'yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim'den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şöyle emretmiştik: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe'yi) tertemiz tutun." 

Hani İbrahim, "Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir kıl. Halkından Allah'a ve ahiret gününe iman edenleri her türlü ürünle rızıklandır" demişti. Allah da, "İnkâr edeni bile az bir süre, (bu geçici kısa hayatta) rızıklandırır; sonra onu cehennem azabına girmek zorunda bırakırım. Ne kötü varılacak yerdir orası!" demişti.” (8)

Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın." (9)

İbrahim (AS) ve İsmail (AS); İslam'a yöneltilmeleri ve İslam üzere sabit kalmaları, soylarının iman üzere devam etmeleri için dua etmektedirler. Aynı zamanda tövbede bulunmaktalar ve yapacakları ibadetler konusunda da Rablerinin yardımını istemektedirler. Teslimiyet, ibadet ve neslimizin imanlı bir şekilde devam etmesi için İbrahim (AS) ve İsmail (AS)’ın tevhid mücadelesini günümüz Müslümanlarının yeniden idrak etmeleri ve örnek almaları gerekmektedir.

Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…

 ---------

  1. Bakara 40
  2. Bakara 42- 46
  3. Bakara 74
  4. Bakara 81-83 
  5. Bakara 112
  6. Bakara 114
  7. Bakara 120
  8. Bakara 125-126
  9. Bakara 128