Camiler, yalnız namaz kılınıp çıkılan yerler midir?


İslam, Müslümanların ibadetlerini yapabilmeleri için bütün yeryüzünü temiz kabul etmiştir. İbadet etmek isteyen Hristiyanların kiliseye Yahudilerin de Havraya ihtiyaçları olmasına rağmen Müslümanın ibadet etmesi için bir mekana ihtiyacı yoktur. Her yerde ibadetini ister ferdi isterse cemaatle eda edebilir. İslâmiyet’te bütün yeryüzü mescid kabul edilmekle beraber namazların cemaatle camide kılınması, gerek sevap bakımından gerekse sosyal yönden büyük bir önem taşır. Ashaptan bazıları, farz namazları evlerde kılıp camiye gitmemeyi Hz. Peygamber’in sünnetini terk etme olarak yorumlamışlardır.

Allah Rasulü hicret esnasında önce Kuba’da daha sonra da Medine’de bir mescid inşa etmiştir. Asr-ı saâdet’te camiler, sadece ibadetlerin yapılıp çıkıldığı bir mâbed olarak kalmamış eğitimden adli olayların halledildiği konulara, askeri kararların alınmasından diplomatik görüşmelere kadar birçok vazifenin icra edildiği sosyal bir yer olmuştur. İlk dönemde icra edilen bu fonksiyonlar daha sonraki dönemlerde de bu vazifelerin icra edildiği merkezler olma özelliğini hep korumuştur.

Günümüzde camiler fonksiyonlarının büyük bir kısmını kaybettiğinden maalesef namaz kılınıp çıkılan yerler olarak görülmektedir. Ne camiye gelenler birbirlerini tanımakta ne de görevliler cemaatini ve mahallelerinde cemaate gelme ihtimalleri olanları tanımakta. Aynı safta namaz kılanlar birbirleri ile yaptıkları ‘musafaha’ veya ‘Allah kabul etsin’ duasını yapınca cemaatlik görevini yapmanın huzuru ile camiden ayrılmaktadırlar. Cemaat olmak bu mudur? Birbirlerinin hastalığından, cenazelerinden veya düğünlerinden haberi olmayan, sevinçlerini ve kederlerini paylaşmayan bir cemaat anlayışı ile camilerimiz fonksiyonlarını icra edebilirler mi?

Camilerin gerçek fonksiyonlarını icra etmesi için görevlilerimize büyük görev düşmektedir.  Cami görevlilerimiz; önce cami cemaatinin birbirleri ile kaynaşmalarını sağlayacak tanışma merasimleri düzenlemeli, cemaate gelen herkes birbirini mesleğinden evine sitesine varıncaya kadar tanımalıdır. Aynı siteden camiye gelenlerle komşuları hakkında bilgi almalı, komşularla sıcak temas kuracak ortamlar hazırlamalıdır. Gençlerin camiye kazandırılması için cami içerisinde etkinlikler düzenlemelidir.

 

Karaciğan Camii İmam Hatibi Nurullah Gümüştaş’ı tebrik ediyorum

Bu vesile ile Havzan da Karaciğan camii imam hatibi Nurullah Gümüştaş’ı ve Nurullah hocaya faaliyetlerini rahat bir şekilde yapması için destek veren cemaatini yaptıkları çalışmalardan dolayı takdirle takip ediyorum. Tebrik ediyorum.

Nurullah hoca, mahalleden katılan gençlerle yaş seviyelerine göre gruplar oluşturmuş her hafta sonu yatsı namazını müteakip camide sohbetler yapmakta, gelen gençlere ikramlarda bulunmaktadır. Ay içerisinde Pazar günleri sabah namazında gençlere dönük sohbetli kahvaltı programları düzenlemektedir. Mevsimine göre gençlerle piknik programları yapmaktadır. Başlangıçta onlu sayılarla başlayan gençlere dönük programlar fedakâr ve gayretli çalışmalarla her geçen gün artmaktadır. Gençler cami içerisinde gerçekleştirilen bu programları o kadar benimsemişlerdir ki mahalleden taşınanlar dahi hafta sonunu dört gözle bekleyerek programlara katılmanın heyecanını yaşamaktadırlar.

Cami görevlilerimizin veya müftülüklerimizin Karaciğan camiinde yapılan bu çalışmaları pilot bir uygulama olarak görmeleri, diğer camilerimizde de benzer uygulamaları başlatmaları ile camilerimiz yalnız namaz kılınıp çıkılan bir ibadet mekanı olmayacaktır. Cami cemaat, cami gençlik kaynaşmaları ile camiler buluşma mekanları olarak sosyal faaliyetlerin merkezi olacaktır.

Rabbimiz “Allah’ın mescidlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe iman eden, namaz kılan, zekât veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder” (Tevbe 18) buyurmaktadır.

 Bu âyet-i kerîme ile konuya dair diğer âyet ve hadisleri göz önünde bulunduran İslâm âlimlerinin çoğuna göre söz konusu naslarda yer alan “imar” tabiri camilerin inşası, onarımı, döşenmesi, aydınlatılması ve temiz tutulması gibi maddî imarı içine aldığı gibi oralarda ibadet etmek, Kur’an okumak ve okutmak, ilim öğrenmek ve öğretmek gibi mânevî imar faaliyetlerini de ihtiva eder.

Camilerimizin maddi imarına gösterdiğimiz ilgi ve alakayı manevi imarı için de göstermek temennisi ile…