Vergiye değil faturaya tepki gösteririz


İnsanlar niçin vergiye değil de doğalgaz faturasına ya da elektrik faturasına tepki gösterir? Anlayanınız varsa bana da söylesin. Çevrenize baktığınızda bizim insanımızın vergiden ziyade diğer alanlardaki artışlara tepki gösterdiğine hepimiz şahit oluyoruz. Hatta bu kendimizde de olan bir şey.

Örneğin doğalgaz faturalarının yükselmesine büyük tepki gösteren insanlar, harcamalarından ya da gelirlerinden alınan vergilere benzer tepkiler göstermiyorlar.

Bunun iki nedeni olduğunu düşünüyorum. İlki; insanların çoğunun ödediği vergilerden haberi yok.

Gelir vergisi, çalışanlardan stopaj yoluyla alınıyor ve net ücret ödeniyor. Birçok insan bu verginin tutarını bile bilmiyor.

Harcamalarda KDV ve ÖTV fiyatın içinde gizleniyor. Dolayısıyla çoğu insan ödediği vergiyi bilmiyor ama doğal gaza ödediği miktarı biliyor.

O nedenle de vergiye değil bu tür ödemelere çok daha fazla tepki gösteriliyor.

Mesela bir kişiye kesintili olarak 3500 TL maaş ödemek yerine 4200 TL maaş ödeyip 700 TL’sini gelir vergisi olarak vergi dairesine yatırmasını isteseniz,  ya da satın aldığı bir tüketim malının fiyatını 118 TL yerine 100 TL koysanız ve o kişiden ayrıca 18 TL KDV ödemesini isteseniz tepkiler çok farklı olurdu. Yani kısacası ödediğimiz vergilerin de farkında olmakta yarar var. Tabi ki bunu hepimiz için söylüyorum.

Ekonomideki ilk kural kısıtlı imkânların en rasyonel yerde kullanılmasıdır. (Siyasetteki ilk kuralın ekonomideki ilk kuralı dinlememek olduğu şeklindeki yaklaşım buralarda fazlasıyla geçerlidir.)

Çoğu insan faizlerin yüksekliğinin firmaların maliyetleri üzerinde negatif etkiler yarattığı ve dolayısıyla yüksek faizin yatırımları olumsuz yönde etkileyen en güçlü unsur olduğu konusunda düşünce birliği içindedir. Bu iddiada doğruluk payı vardır. Ne var ki bu doğruluk payı dolarizasyon etkisindeki çift para sistemli ekonomiler için yalnızca kendi parasını kullanan ekonomilerde olduğu doğru değildir.

Faiz, Enflasyonun Nedeni midir Sonucu mudur?

Faizin, yükselen enflasyonun bir sonucu olarak arttığı herhangi bir gözlem yapılmasına gerek kalmayacak kadar açıktır. Ekonomi biliminde para da kiralanabilen bir maldır ve bu kiralamanın bir bedeli vardır. Buna faiz diyoruz. Nasıl ki bir evi ya da arabayı kiraladığınızda kira bedeli öderseniz bir başkasından (ya da bankadan) parayı ödünç aldığınızda da faizini ödersiniz. Ekonomide enflasyon yükseliyorsa kiralar artar, doğal olarak faiz de yükselir.

Türkiye’de faiz ile enflasyon arasındaki ilişkiyi daha çok kur faktörü belirler. Jeopolitik nedenlerin etkileri, üretimin ithal girdilere bağımlılığının sonucu olarak ortaya çıkan cari açık, kamu harcamalarının yüksekliğinin neden olduğu bütçe açıkları, siyasal ve sosyal bozulmalar sonucunda doğan ekonomideki risk artışları TL’nin dış değerinin düşmesine yani kurlarda artışa yol açar. Kurlardaki artış ithal girdilerinin pahalanmasına neden olur. Üretimin önemli bir bölümü ithal girdilere bağımlı olduğu için de üretim maliyetleri artar ve sonuçta enflasyon yükselir. Enflasyon yükseldiğinde paranın kiralanma bedeli olan faiz de tıpkı evlerin ya da arabaların kiralanma bedellerinde olduğu gibi artış yaşanır.

Aslına bakarsanız faizleri düşürünce enflasyonun düşmeyeceği gerçeğini yaşıyoruz. Bence hata da ısrar etmemekte fayda var…