İktidarın dili-Muhalefetin dili


Maalesef son günlerde siyasi partilerin dili, istemediğimiz bir konumda. Bir birlerine en ağır hakaretleri söylemekte hiçbir sakınca görmüyorlar. Ülkemiz adına çok yazık.

Atasözümüz der ki, “İki testi çarpışınca birisi kırılırsa diğeri de çatlar.” Anlayabildik mi? Bir atasözümüz de, “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” Kavrayabildik mi? Ben de diyorum ki, “Kazdıkça toprak çoğalır, söyledikçe söz çoğalır.” Ülkenin söze değil,  birlik ve dirliğe, kalkınmaya ve çağı yakalamaya gereksinimi var.

Amacınız ülke yönetmek mi, söz çoğaltıp ülkenin gündemini saptırmak mı? Eyyy bizi yönetenler! Gençler işsiz, üretim durmuş, insanlar geleceğinden endişeli, hukuka güven kalmamış. Dışta “Sıfır sorunlu komşulukla” başladığınız yerde geldiğiniz yer sade sorun olmuş.

Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, maalesef tutmadı. Sosyal yapımız başta olmak üzere ekonomik, hukuk, emniyet ve siyasi hayatımızda derin yaralar açmaya başladı.

Bu ülkenin tepe noktası Cumhurbaşkanlığı makamıdır. O yüce makam, her türlü saygıyı hak eden kurumdur. Saygı da kusur edilmeyecek tek ve müstesna makamdır. Cumhurbaşkanı, ülkenin birleştirici, yapıcı ve yapıştırıcı tarafsız olması gereken kişisidir.

Siz Cumhurbaşkanı olarak mı, iktidar partisinin genel başkanı olarak mı muhalefeti yok sayarsanız, tahrik sınırlarını aşan sözleri gurup ya da parti toplantılarınızda söylerseniz, karşınızdaki de susacak değil ya!

İş böyle olunca ülkede birlik bozulmakta!. Bu durum, kimin işine yarar Türkiye’de emeli ve çıkarı olan hainlerin değil mi?

Büyük bir badireden geçerken, şanlı Mehmetçiklerimiz vatan için can verirken, bir ve beraber olmamız gerekirken, ayrışmak, küfürleşmek, yumruklaşmak, bir birimizi yok saymak, tepeden bakmak, kimlerin işine yarar? Ankara’da ülkelerin başkonsolosları yok mu? Onlar, bunları görmüyor, duymuyorlar mı?  “Bunlar daha içerde berberlik kuramadılar.” Diye ülkelerine rapor etmiyorlar mı?

Samimi olarak Sn. Erdoğan’ı seven AKP’li kardeşlerime bir soru soracağım: Sizler bu yapısıyla Sn. Erdoğan’ın yerine Sn. Kılıçtaroğlu’nun Cumhurbaşkanı, AKP’nin yerine de CHP’nin iktidar olduğu böyle bir Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle yönetilmek ister misiniz?

Yüreklice cevap istiyorum?

Ne dersiniz he mi, hayır mı?

İşte bunun için bu şekliyle Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ülkemize de, ülkemizin siyasi yaşamına da büyük zarar vermekte.

Eyyy siyasiler! Eyy İktidar ve muhalefet! Bu kavgacı dilden vaz geçin. Türkçemiz o kadar zengin ki, hakaretsiz, küfürsüz de dokundurmalar/ göndermeler yapabilirsiniz. Rahmetli  S. Demirel’in başkanlığındaki hükümet zamanında Ege Denizi’ne arama ve sondaj yapmak üzere FORA adında bir gemi göndermiştik. O zaman ki CHP’liler, FORA için “Ne araştırması ne sondajı, bildiğin balıkçı teknesi” ifadesiyle küçümsemede bulunmuşlardı.

Sn. Demirel buna karşın, “CHP’li arkadaşlar ellerine bir kutu kara boya bir de fırça almışlar oraya buraya sürüp duruyorlar” diyerek nazikçe, diplomasi diliyle yanıt vermişti, unutulmasın.

Ülkenin birlik ve beraberliğinin sağlanmasında birinci görev ülkeyi yönetenlere düşer. Hükümet, içte ve dışta tek cephede mi yoksa daha çok cephede mi uğraşırsa başarılı olur.

Sevgili yurttaşlar! Sakın ola siyaset ve siyasetçi yüzünden komşularınızla, arkadaşlarınızla, dostlarınızla aranızı bozmayın. Dün birbirlerine hakaret yağdıran siyasiler, menfaatleri uğruna beraber olabilmekteler.

Ayrıca küfür, hakaret biraz da yeni senaryolar üretememekten kaynaklanır.

Birlik ve beraberliğimiz daim olsun. Tek taş duvar olmaz. Tarağın dişleri gibi olmalıyız.

Esen kalınız.