Görgülü kuşlar gördüğünü işler...


Bu tarz cümleleri çevrenizdeki ya da ailenizdeki büyüklerden duymuşsunuzdur. Bunun gibi pek çok sözü de tabi. Örneğin; armut dibine düşer, gibi. Daha niceleri var ki, onlarca yaşanmışlık ve tecrübe içerir. Geleneksel yaklaşım olarak görüldüğü için, çoğu zaman duymazdan gelinir. Ancak, hayat her zaman haklı çıkarır bu söylemleri...

Gelelim başlığımıza. Görgülü kuşlar gördüğünü işler. Yani, çocuk gelişiminde ve eğitiminde, yaşadığı ortam, yetiştiği yer ve aile, özellikle de aile çok önemlidir. Çünkü, çocuk gözüyle eğitilir. Hani diyorlar ya çocuk gelişimciler, onlar sizin adımlarınızı takip eder, söylediklerinizi değil yaptıklarınızı yaparlar diye. Bu söz de onu anlatıyor aslında.

Her çocuk tertemizdir. Masumdur. Kötülük nedir bilmez. Pırıl pırıl ve öğrenmeye hazır bir zihne sahiptir. O halde günümüz insanının bizleri şaşırtan hatta korkutan halleri neyin eseri? Nasıl oluyor da zaman içinde masumiyetini, iyi niyetini, saflığını kaybediyor?

Her nesil bir öncekinin eseri aslında. Gelişen ve değişen dünyaya ayak uydurmak, kişisel çıkarları korumak ve bireysel olarak da maksimum faydaya ulaşmak, temel ihtiyaç halini alınca aile hayatı bu durumdan fazlasıyla etkilenmeye başladı. Zayıflayan aile bağları, iletişim sorunları, sevgi ve saygı yoksunluğu... Pek çok örnek verilebilir.

Söz konusu çocuklar olunca aile içindeki tutum ve davranışlar hayati önem taşıyor. Ebeveynlerinin hayattaki rolleri, tavır ve tutumları, birbirlerine olan davranışları, olaylara tepkileri, konuşma tarzları, sık kullandıkları kelimeler, hobileri fobileri vs. Her biri onları gözlemleyen ve takip eden evlatlarının kişiliğine atılan temel taşları olacaktır. Zaman içinde anne ve babalarını taklit ediyor gibi görünecek, hatta bu durum aile içinde şakalaşmalara sebep olacaktır. Yalnız bu durum aslında ebeveynler için düşündürücü hatta dizginleyici olmalıdır.

Örneğin, sık sık öfke nöbeti geçiren, kolay öfkelenen bir ebeveynin çocuğu zamanla öfkesini kontrol etmenin gereksiz olduğunu hatta belki de gereklilik olduğunu düşünecek, normalleştirecektir. Evde şiddet sorunu varsa, korkuyla geçen çocukluk, özgüven yoksunluğu, kendini ifade edememe hali, ileride şiddet olarak nüksedecektir ve uygulayan kendisi olacaktır. Çünkü böyle görmüştür. Onun normali budur.

Ya da birbirini seven ve saygı duyan anne babasını gördükçe mutlu olan çocuk, sevgi ve saygıya önem verecektir. Aile içinde kavganın küfrün olmadığı, herkese ifade özgürlüğü tanınan bir evde çocuk kendini ifade etmeyi öğrenecek, kendine güvenecek ve kendini güvende hissedecektir.

Kötü alışkanlığı olan bir ebeveyne sahip olan çocuk için de durum oldukça sıkıntılıdır. Hayatının kalanında ya bu alışkanlıktan, bu maddeden nefret edecek ya da kendini koruyamayıp bağımlılığa doğru ebeveyninin izlerini takip edecektir.

Anne baba olmak dünyaya sadece bir evlat getirmek demek değildir. Onun her şeyinden sorumlu olmak, onu iyi yetiştirmek, iyi yönlendirmek, onun hayatına dahil olmaktır. Onun atacağı her adımda iyi ya da kötü etkisinin olduğunu bilerek kendine de yön vermelidir ebeveyn. Onun karakterini oluşturan her davranışta kendinden bir iz görebileceğini aklından çıkarmamalıdır.

Sonuç olarak, ne demişler: GÖRGÜLÜ KUŞLAR GÖRDÜĞÜNÜ İŞLER!