Kaderin cilvesi...!


Kimileri, birilerinin elde ettiği başarıları hazmedemiyor, kimileri de kendilerinin elde ettiği başarıları hazmetme konusunda sıkıntı yaşıyor.

Akhisar- Konya mücadelesindeki görünüm bana göre böyleydi.

Türkiye Kupasını arka arkaya kazanan iki takım sahada mücadele ediyor.  2 sezon önce bu kupayı müzesine götüren A. Konyaspor'un geçen sezonki durumu hala hafızalarda.. Son ana kadar küme düşme korkusu yaşamış, kimileri tarafından alınan "bu kupa" hazmedilememiş, maalesef ki; Konyaspor'da da birileri, elde edilen bu başarıyı "ne oldum" dercesine kendilerini "Kaf dağında" görünce gerçekle yüz yüze kalınmıştı.

Bu sezon da hemen hemen aynı durum Akhisar için de geçerli. Kimsenin şans tanımadığı bu mütevazı takım, geçtiğimiz sezon Türkiye kupasında önüne geleni devirerek Türkiye Kupasını almış, Avrupa'da ülkemizi temsil etmişti. Gerçi Avrupa kupalarında istenileni veremedi ama çok yıllar önce Trabzon'un ligde açtığı bu kapıdan diğer Anadolu takımlarının da girmesi bu coğrafyada yaşayan sporseverleri oldukça mutlu ediyor.

Hem birileri, hem de kendi içlerindekiler de; kazanılan o kupayı hazmedememiş olmalı ki,  Türkiye Kupasını kazanan takım, ligde zor günler yaşıyor..

Akıbetleri aynı bir sezon önceki A. Konyaspor gibi...!

Kaderin cilvesi işte...

Şu "hazmedilme" olayını da kısaca açmak gerekiyor:

Mutlak suretle bu başarıları elde eden takımlarda da hocasından tutun yönetime, futbolculara ve tüm unsurların kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor. Bir de kendilerini İstanbul takımlarına "angaje" eden futbolun yöneticileri ve hakemleri de vicdanları ile baş başa kalıp "biz nerede ne hata yapıyoruz, kimin hakkını gasp ediyoruz" diye düşünmeleri lazım... 

Aslında bu konuda söylenecek o kadar çok söz var ki; fazla da uzamaya gerek yok.

Gelelim maça...

Ligin ilk yarısının son maçında her iki ekipte kazanmak için sahadaydı. İlk yarı topu ayağında daha fazla tutan Konyaspor olmasına rağmen, ne yazık ki pozisyon bulmada zorluk çekti. Jahoviç'in  bir önceki hafta performansını dikkate alan Cihat Aslan Jahovic'e çok iyi markaj uygulatırken, diğer oyuncularda "tatil" moduna girip  maç bitse de biran önce gitsek der gibiydi. Skubic'in sağdan bir tek bile orta yap(a)madığı, Ömer Ali ile bir şekilde yapılan ortada da Traore'in kafa şutundan başka bir gol pozisyonu yoktu.  Penaltı pozisyonları da bana göre "adam gibi penaltı" pozisyonu değildi. Ali Turan ve Moke'nin anormal hata yapmalarına rağmen mücadeleci ruhları genel anlamda iyiydi. Tüm oyuncular üzerlerine düşeni yaptılar, ama son maç olunca sanki bir şeyler eksik gibiydi. Maça konsantre olan sadece ve sadece kaleci Serkan'dı. Moke'nin ceza alanındaki asisti ve Ali Turan'ın tecrübesine yakışmayan hamle hatasında Serkan devreye girdi ve deplasmandan bir puan alınmasında büyük rol oynadı.

Yetmez ama, deplasmanda alınan bir puan çok önemli. Devre arasında Aykut Kocaman'ın raporu doğrultusunda hareket edecek olan yönetim, "gelecekler ve gidecekler" konusunda istenilen hamleleri yaparsa, çok zor ama bu sezon da "Avrupa" hedefler arasında yer alabilir..