Reklam
  • Reklam
Ah be İzmir..!
BİLGE YILMAZ

BİLGE YILMAZ

Ah be İzmir..!

03 Kasım 2020 - 14:22

Deprem... Hep beklediğimiz ama hiç hazırlıklı olmadığımız, hazırlanmadığımız bir doğal afet. Bu konuda yazmak istemiyordum aslında. Her şey ortada, gözümüzün önünde cereyan ediyor ama biz sadece şahitlik edebiliyoruz.

Bazı düşünsel engelli insanlar doğal afetler üzerinden insanların hayatlarını eleştirme, yargılama hakkı buluyor kendilerinde. Yaftalamak için fırsat kolluyorlar her seferinde. İnançlar, değerler, doğrular çerçevesinde yaptıklarını sanıyorlarsa bu yaptıklarını, açıp okusunlar o kutsal kitabı. Diyor ki ; kim bir kardeşinin ayıbını örterse, Allah da onun ayıbını örter. Kim bir insanı kurtarırsa, bütün insanlığı kurtarmış olur... Daha pek çok yol gösterici, ilahî kaynaklı buyruk... Tabi anlayana... 

Yaşadığımız, şahit olduğumuz bu feci olayın fiziksel boyutunu düşünürsek eğer, ülkemizin jeolojik yapısı ve bu doğrultuda oluşturulan(!) kentleşme politikaları, şehir planları, imar yasaları, izinler, ruhsatlar vs. Suçlu arıyorsak balık baştan kokar diyelim bence. Gerçi uygulamada zorunlu dask gibi, başvuruya bağlı test ve yaptırımlar söz konusu olsa da bizim her şeyi devletten bekleme alışkanlığımız sağ olsun, elimizi taşın altına koymak gibi bir derdimiz olmuyor maalesef. Sonra da elimizi altına koymadığımız taşların altında kalıyoruz... 

Eski binaları her gördüğümde düşünürdüm, bunlar neden hâlâ duruyor diye. Birilerine mezar olmasını mı bekliyorlar diye. Maddi imkanlar dahilinde insanlar yaşam şartlarını iyileştirmek için çabalıyorlar malum. İmkanı olmayanlar ise bu gözden çıkarılan binalarda konaklamak zorunda kalabiliyorlar maalesef. Dışarıdan bakınca sadece yıl olarak eski fakat sorunsuz görünen bu binaların sağlamlığını düşünmeyiz. Dayanıklılığını test etmeyiz. İhtiyaca cevap vermesi kafidir. 

İyiye dair yapılan her çalışma, masrafı arttıran unsurlar olarak görüldüğü sürece; etik, ahlak, değerler ve doğrular göz ardı edilmeye hatta suistimal edilmeye devam edecektir.

Hayatta var olan her şeyin aksiyle birlikte var olmasının bir nedeni olmalı demiştim daha önce de. Bunu burada da açıkça görüyoruz. İnsanın iyisini, kötüsünü. Binanın iyisini, kötüsünü. Vicdanı, vicdansızlığı. Umudu, umutsuzluğu. Sevinci ve üzüntüyü. Daha nicelerini...

Canla başla çalışan kocaman yürekli bir ekip, memleketin dört bir yanından koşarak gelmiş ve sonuna kadar aralıksız mücadele ediyor. Merhamet ve vicdan dolu oldukları gözlerinden okunuyor o güzel insanların. Her biriyle gurur duyduk hepimiz. Aldığımız her iyi haberde onlarla beraber haberi sunanların bilgi akışını sağlayanların göz yaşlarına tanık olduk hep birlikte. Bizler de tutamadık göz yaşlarımızı. Verdiğimiz her kayıpta kahrolduk oradakilere birlikte.

Birbirimize normalde dünyayı dar ediyoruz ama birimize bir şey olsa hemen kenetleniveriyoruz. Bu galiba insan olmanın en gurur verici yanı. Bir başkasını hiç bir beklentin olmadan düşünmek, onun için dua etmek, iyiliğini istemek, bunun için çalışmak... İnsan olmak... Ülkenin dört bir yanından yardımlar yapılıyor, yaralar sarılsın diye. İklim döndü, hava soğudu. Canımızın yarısı orada. Üşüyorlar mı, açlar mı? Güzel bir haber daha gelir mi?

Dualarımız sizinle... Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve sağlık diliyorum. Kalanların da hayatlarının bundan sonraki kısmının geçen kısmından daha iyi olmasını diliyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar