Reklam
  • Reklam
Allah aşkına forvet bulun
Tolga DURMAZ

Tolga DURMAZ

Allah aşkına forvet bulun

16 Ocak 2017 - 10:07

Galatasaray ile ilk yarının son maçı veya ikinci yarının açılış maçını oynadık.

Hangisini kabul ederseniz artık.

Bir çok önemli eksikle Konya’ya gelen Galatasaray karşısında galibiyete yakın gözüken taraftık.

Hatta son yıllarda 5’er 4’er gollü yenilgiler aldığımız Galatasaray’ı bir daha böyle yakalayabilir miyiz bilemiyorum..

Konya’nın meşhur kuru ayazında oynanan ve azımsanmayacak bir taraftar topluluğunun geldiği maçın sonunda üşüdüğümüz yanımıza kâr kaldı.

Aslında her şey çok güzel başlamıştı.

Maçta ilk yarıda tamamen Konyaspor baskısı vardı.

Şiir gibi paslaşan takım, sağlı sollu ataklarla Galatasaray kalesini ablukaya alıyor, ancak net fırsatlar teker teker harcanıyordu.

Sahada ne yaptığı belli olmayan bir Galatasaray vardı aslında.

Savunma yapamayan, hücumda etkili olamayan, sanki ununu elemiş, eleğini de duvara asmış bir halde ilk yarıda sahada dolanan sarı-kırmızılı futbolcular karşısında, soyunma odasına en az 2 farklı üstün girebilirdik.

Neden yapamadık, neler eksikti?

Aylardır söylüyoruz bu takımda golcü yok diye.

Gekas’ın ardından bu sorunu çözebilen bir cengâver çıkmadı yada bu cengâveri bulamadık.

Veya aramadık.

Belki de aramak istemedik.

Hasbelkader 8 golü bulan Bajic’in yerine bir başkasını düşünemedik.

Önemli olanın atılmayacak değil, yüzde yüzlük fırsatları kaçırmayacak bir golcü eksikliğimizin olduğunu anlatamadık.

Şunu net bir şekilde söylüyorum.

Bu takımın iyi bir forveti ve forvet arkası olmuş olsaydı ligde şuan zirve yarışının içindeydik.

Avrupa’da da ilk yılımızda gruptan elimizi kolumuzu sallayarak çıkardık.

Tamam Aykut Kocaman’a saygılıyız, bu takımın başında kimseye nasip olmayacak başarılar yakaladı.

Ama neden hücumsal zafiyeti görmüyor veya buna çözüm üretmiyor.

Düşünsenize, takım maçın bir dönemi sol ve sağ beklerle rakip kalede gol arıyor.

Neden transfer yapılmıyor dendiğinde ise takım içindeki dengelerden bahsediyorsunuz.

Size gidin Eto’o’yu alın demiyoruz.

Kaldı ki bu taraftara bir Eto’o getirseniz çok mu?

Mehmet Uslu’nun olduğu kadroyu bile 30 bin taraftar izliyor.

Bir de böyle süper ötesi transferler yapsanız demek ki her maç kapalı gişe olacak.

Bilmem farkında mısınız ama taraftar sayımız düşüyor.

Bin lirayla 100 lira arasında değişen fiyat aralıklarında satılan 30 bin kombineli taraftar bile ayağını sürüyerek stadyuma geliyor.

Futbol izlemek bir zevktir.

Nasıl tiyatroya, sinemaya veya bir eğlence mekanına gidilir, stadyumu da öyle düşünün.

15 günde 1 yaşanan bir eğlence gibi.

Bu eğlenceyi kimsenin işkenceye çevirmeye hakkı yok.

Taraftar artık Mehmet Uslu’lar ile Volkanlar’a tepki göstermek istemiyor.

Beceriksiz golcüler yüzünden saç baş yolmakta istemiyor.

Bırakın takım içindeki mali dengeleri.

Kim ne veriyorsa, kim ne kadar becerikliyse karşılığını alıyor.

O onu alıyor, bu bunu veriyor diye takım içinde düzeni bozacakları barındırmanız hata zaten.

O zaman doldurun Mehmet Uslu gibi 2.Lig takımı oyuncularını takıma.

Madem denklik istiyorsanız.

Aykut Kocaman’ın bu anlayıştan vazgeçmesi halinde Konyaspor’u bambaşka bir noktaya taşıyacağı bir gerçek.

Bu sezon artık geçti.

Bu saatten sonra ne iyi bir forvet bulunabilir ne de orta saha.

Artık taraftarın ve kamuoyunun beklentilerine yanıt verebilecek bir takım oluşturulmalı.

Tekrar maça dönersek.

Yenilginin başlıca nedenleri hücumsal zafiyet ve hakemin kötü yönetimi.

Hakem Mete Kalkavan hem maçın kırılma anında, Ali Çamdalı’yı çok ucuz oyundan atarak, hem de son dakikadaki net penaltıyı vermeyerek Galatasaray’ın galibiyetinde başrol oynadı..

Yemin ediyorum her yenilgi sonrası hakemleri yazmaktan bıktık.

Ama onlar bıkmadan usanmadan kıyım yapmaya devam ediyorlar.

Hem de hiç utanmadan, yüzleri kızarmadan.

Umarım bundan sonra oynayacağımız 3 büyütülmüşlerle olan maçlarımızda böyle saçmalıkları yeniden yaşamayız.

Maçla ilgili yaşanan tek güzellik ise şehidimizin biricik oğluna gösterilen örnek davranıştı.

Yeşil-beyazlı kulüp, iletişim direktörü Hüseyin Ekinci’nin göreve başlamasıyla farkındalık yaratan girişimlerde bulunuyor.

Buna sona örnek, İzmir Adliyesi’ndeki terör saldırısında şehit düşen polis memuru Fethi Sekin’in oğlu Burak Tolunay Sekin’in Konya’ya davet edilerek, dev maçın heyecanını yaşatılmasıydı..

Hayatının en acılı günlerini yaşayan bu yavrumuza bir nebze de olsa heyecan ve mutluluk yaşatmak çok erdemli bir davranış.

Bu tür sosyal sorumluluk projeleriyle Konyaspor’un büyüklüğü bir kez daha gösterildi.

Başta Hüseyin Ekinci olmak üzere bu tür etkinliklerde katkısı olan tüm kulüp çalışanlarını yürükten kutluyorum.

Son Yazılar