Belki klasik olacak ama maç değerlendirmesinden önce bu bilgileri sizlerle paylaşmak istedim.
Cumartesi akşamı konuk ettiğimiz Galatasaray’ın ilk 11’inde sahaya çıkan futbolcuların toplam değeri 87 Milyon Euro, Konyaspor’un ise sadece 14 Milyon Euro.
Yani, 16 Milyon Euro değerindeki Snejider ve 15 Milyon Euro değerindeki Muslera’nın maliyetleri Konyaspor’un kadro değerinin 2 katı.
Yada 14 Milyon Euro değerindeki Burak Yılmaz kadar bir kadromuz var.
Konyaspor’un tam 6.5 katı daha fazla maliyetli bir takıma karşı mücadele ettik.
Elbette bu değerlendirme Cumartesi günü sahaya çıkan ilk 11’ler için.
Drogba ve Melo’da sahada yer almış olsa Konyaspor’un 10 katı değerindeki bir takım olacaktı karşımızda.
İşte takım değerleri bakımından, bizden kat kat üstün bir rakiple karşılaşıldı.
Ancak maçın başından sonuna kadar ne Galatasaray bu farkı ortaya koyabildi, ne de Konyaspor bu farkın altında ezildi.
Tam tersine 15 Milyon Euro’luk Snejider’i görmek için günler öncesinden bilet arama derdine düşen Konyalı Galatasaraylılar (!), 1.5 Milyon Euro’luk Hleb’in bileklerindeki zerafete hayran olarak, stadyumdan kafalarını kaşıyarak ayrıldılar.
Konyaspor, kötü günlerde geçirse Galatasaray karşısında yapabileceğinin en iyisini yaptı.
Özellikle ilk yarıdaki futbol bize öne geçme sinyali verse de, ileri hattı yaşlı futbolculardan kurulu kadro ikinci yarıda yorulunca oyun hakimiyeti Galatasaray’a geçti.
Yine de üst düzey mücadele gücü bu maçı 1 puanla kapatmamıza neden oldu.
Oyun yapısı olarak Galatasaray’dan daha olumlu gözüken Torku Konyaspor için şans dakikalarını da görmezden gelemeyiz.
26’daki şaşırmalı frikik, 69’da genç Berk’in sol çarprazdan harika şutu ve 83’te Burak’ın önce direk sonra çizgiden dönen füzesi.
Gençlerbirliği maçındaki inanılmaz hataları sonrası Galatasaray maçına atandığında çok korktuğum, Halis Özkahya’nın maça olumsuz tesiri olmadığını da belirteyim.
Maçı kazanmamız halinde büyük bir mesafe katacağımız kesindi ama olmadı.
Şans dakikalarımızın da olduğunu hesaba alırsak 1 puana şükretmeli ve önümüze bakmalıyız.
Bugün oynanacak maçların dışında hafta çokta kötü geçmedi.
Rakiplerimizden Erciyes yenilirken, Elazığ ve G.Antep’in puan kayıpları bizi geriye çekmedi.
Şuana kadarki tek sıkıntı Rizespor’un galibiyeti oldu.
Bugün oynanacak Kayseri-Antalya, Fenerbahçe-Bursaspor ve Eskişehirspor-Gençlerbirliği maçlarının sonuçlarını merakla bekliyoruz.
Antalyaspor’un deplasmanda oynayacağı Kayseri maçının sonucuna göre haftayı küme düşme hattının en kötü 4, en iyi 5 puan önünde kapatacağız.
3 hafta öncesine göre daha iyimser olsakta, her şeyin tersine dönebileceği bir sezon geçiriyoruz.
Son 7 haftaya en az 4 puanlık bir avantajla girmek önemli.
Şimdi son derece kritik bir maça daha çıkacağız.
Elazığ, Gençlerbirliği, Erciyes ve Gaziantep ile oynadığımız 6 puanlık maçlarda hep kayıplar verdik.
Bu kez böyle olmamalı ve Antalya’dan çıkartılacak puan veya puanlarla ligde kalma yolunda en büyük adımımızı atmalı ve kalan 6 haftaya çok daha rahat girmeliyiz.
***
Ha düştü ha düşecek dediğimiz Anadolu Selçukluspor son iki maçında öyle puanlar aldıki, insana ‘Daha önce nederelerdeydiniz ?’ dedirtti.
Geçen hafta Tarsus deplasmanından alınan galibiyet, şimdi de lider Hatay’dan alınan 1 puan.
Ve bu maçta 82’de sakatlanan kaleci Mehmet Zeki’nin yerine oyuncu değişikliği hakkı kalmadığı için son 12 dakikada Can Demir’in kaleyi koruduğu düşünüldüğünde, alınan puanın altın değerinde olduğu görülür.
Bu haftaki tek üzüntümüz ise güçlü rakibi Pınar Karşıyaka’ya uzatmada yenilen basketboldaki ekibimiz Torku Selçuk oldu.
İnşallah, 3 takımımızın da ligde kalma sevincini yaşayarak sezonu tamamlarız.