Reklam
  • Reklam
Pasaportları hazırlayın gidiyoruz
Tolga DURMAZ

Tolga DURMAZ

Pasaportları hazırlayın gidiyoruz

15 Mart 2016 - 11:24

Çok eskileri saymazsak İstanbul’un ötesini hiç görmemiştik.

Sadece İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan takımlarla oynadığımız maçlarda veya birkaç kez de kamp için gidilen yurt dışı seyahatlerinde bu kıtaya adım bastık.

Yıllar öncesindeki Çorlu, Lüleburgaz ve Edirne deplasmanlarıyla İstanbul’u aşan yeşil-beyazlılar artık Edirne’nin ötesine geçmeye çok yaklaştı.

Aykut Kocaman’ın gelişiyle birlikte takımdaki gözle görülür değişim, bu sezonun ikinci yarısına kadar bu kadar kendini belli etmemişti.

Hele ki son haftalarda.

Alınan başarılı sonuçlara rağmen hep içimde bir korku ve büyünün bozulması endişesi vardı.

Ama Konyaspor Mersin İdmanyurdu deplasmanı sonrasında beni de hayallerine ortak etti.

Belki inanmak geç oldu ama tarihinin en iyi dönemini geçiren Konyaspor’un peşinden koşmakta ayrı bir keyif.

Birkaç hafta öncesine kadar daha futbol kalitesi daha düşük olan ama kazanarak kendisine üst katlarda yer bulan ekibimiz artık sıralamasını ve konumunu hazmetmiş olacak ki, futbol kalitesini de yükseltmeye başladı.

Gaziantep deplasmanında gördüğüm takım tek kelimeyle bir harikaydı.

Son vuruşlardaki yetersizliği saymazsak, ne farkı vardı şampiyonluk kovalayan takımlardan?

Deplasmanda 2’si direkten dönen 6 net pozisyon üretmek ve kendi kalende de rakibe 1 pozisyon vermek, ancak büyük bir takımın başarabileceği bir şey.

Evet yavaş yavaş büyüyor ve kalıbımıza sığmıyoruz.

Bu yürüyüşün sona nereye varacak bilemiyorum ama Konyaspor’un önü açık.

İkinci yarının 8 haftalık dönemini yenilgi yüzü görmeden kapatan ve son 4 maçını kazanarak şampiyonluk adaylarına bile nasip olmayacak bir seri yakalayan ekibimiz büyük bir aksilik çıkmazsa sezon sonunda Avrupa vizesi alarak, bu büyük taraftarı Edirne’nin ötesine taşıyacak.

Gaziantep’te alınan galibiyet 2 rekoru birden getirdi.

Hem lig tarihimizin en uzun yenilmezlik serisini 8 maça çıkartarak yaşadık, hem de üst üste kazanma serisini 4 maça taşıdık.

Şimdi önümüzde çok daha zorlu bir dönem var.

Avrupa Kupaları yolundaki en büyük rakibimiz Başakşehir ile başlayacak zorlu seriden alnımızın akıyla çıkacağına inanıyorum.

6 puanlık bir avantajla çıkacağımız maçtan alacağımız galibiyet 3. sırayı perçinlememizi sağlayacak.

  1. sıra neden önemli hemen onu da anlatayım.

Avrupa Kupalarına katılım statüsüne göre, Türkiye Kupasını kazanan takım doğrudan UEFA Avrupa Ligine (ön eleme veya play-off oynamadan) kalıyor.

Lig üçüncüsü 1 ön eleme ve play-off maçı, lig dördüncüsü ise 2 ön eleme ve play-off maçı oynuyor.

Ancak Türkiye Kupasını kazanan takımlardan birisinin Şampiyonlar Ligine gitmesi halinde. UEFA Avrupa Ligine direk katılma hakkı ligi üçüncü sırada bitiren takımın oluyor.

Tek bilinmeyen nokta ise kupayı Galatasaray’ın kazanması durumunda nasıl bir yol izleneceği.

Bilindiği gibi Galatasaray’ın Avrupa Kupalarına katılım yasağı var.

Bu nedenle kupayı kazanması halinde bu hakkının ligi üçüncü sırada bitiren takıma geçip geçmeyeceğine UEFA karar verecek.

İşte lig üçüncülüğü bu yüzden çok önemli.

Ekibimiz Avrupa Kupalarındaki ilk mücadelesinde ön eleme gerilimi yaşamadan gruplara kendisini atarsa, hem sezona erken başlamamış olacak hem de Avrupa Liginde en az 6 maç oynamayı garantileyecek.

Bakalım sezon sonunda bu hedefe, en iyi sıralamayı yakalayarak ulaşabilecekmiyiz?

Son Yazılar