Akpınar Şehadet ve Vatan Sevgisini Anlattı

Konya Valiliği ile Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen İnce Minareli Medrese Darulhadis Konferansları kapsamında Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar 'Şehadet ve Vatan Sevgisi' konusunu ele aldı.

Programa NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Tahir Yüksek ve Prof. Dr. Önder Kutlu, NEÜ öğretim üyeleri ve idarecileri ile vatandaşlar katıldı.

Prof. Dr. Ali Akpınar, konuşmasında hadislere ve Kuranda ‘vatan’ ile ilgili olan ayetlere atıf yaparak konunun önemini anlattı. Akpınar, “ ‘(Ey İsrailoğulları!) Birbirinizin kanını dökmeyeceğinize, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair sizden söz almıştık. Her şeyi görerek sonunda bunları kabul etmiştiniz.’ ayetinde insanların vatanlarında yaşama hakkına işaret edilmiştir.” dedi.

Allah Kendi Adını Yolunda Can Verenlere Vermiş

Yüce Allah’ın kendi adını yolunda canını feda edenlere verdiğini belirten Prof. Dr. Akpınar, “Eş Şehid (C.C.), yüce Allah’ın isimlerinden bir isim, bu önemli bir husus. Allah kendi adını, yolunda can verenlere vermiş. Bu, şehitler için büyük bir payedir. Eş Şehid (C.C.), her şeye tanık olan, şahit olan, her yerde her zaman hazır olan anlamına gelir. Peki şehide niye bu isim verilmiştir? Çünkü bir şehit dünyadan ayrılırken cennetteki makamına şahit olmaktadır. Şehitlik, cennete giden bir yoldur, cennetlik olmanın, ikramlara mazhar olmanın ve bağışlanmanın adıdır. Yasin suresinde bunu net bir şekilde görüyoruz. Bir insanın en sevdiği şeydir, canı. Eğer bir insan uğruna canını verebiliyorsa bu, uğruna can verdiği şeyin en kıymetli olduğunun kanıtıdır.” diye konuştu.

Şehitliğin ikiye ayrıldığını, bunların hakiki ve hükmi şehitlik olduğunu ifade eden Akpınar, “Hakiki şehit, düşmanla savaşırken yaralanıp, ruhunu teslim edendir. Hakiki şehitlerin elbiseleri kefenleridir, onlar yıkanmazlar sadece cenaze namazları kılınarak kanlarıyla, elbiseleriyle defnedilirler. Bir de hükmi şehitlik vardır. Peygamberimiz (S.A.V.), karın ağrısı gibi, taun gibi müzmin hastalıklardan ölenleri, boğulma, yıkık altında kalma, yanma gibi tabii afetlerle ölenleri şehit olarak nitelendirmiştir hadislerde. Ama hükmi şehitler, ne kadar şehit seviyesinde olsalar da diğer ölüler gibi yıkanırlar, kefenlenirler ve cenaze namazları kılınarak defnedilirler.” şeklinde konuştu.