Yaşamsal rakamları yaşayanlara sorun


2019’un sonlarına gelirken, asgari ücret komisyonu binlerce çalışanı yakından ilgilendiren zamla ilgili görüşmeleri sürdürüyor. Taraflar hazırlanan raporları sunup alınan kararda etkili olacak rakamları bir araya getiriyorlar.

Aslına bakarsanız o rakamları açıklayanlar, asgari ücretin ne kadar olacağına karar verenlerin hiç biri asgari ücretle yaşamanın ne demek olduğunu bilmeyen kişilerdir.

Bu rakamları asgari ücretle ailesini ayakta tutmaya çalışan birine sorsalar o daha net rakamları verir. Bu akademik bir çalışma değil. Masa başında yaşamsal değerleri net olarak ortaya koyamazsınız. Bunu gerçek anlamda yaşayanlara soracaksınız ki onlar da sizin doğru yoldan gitmenizi sağlasınlar.

Bu kararları alacak olanların ağızlarından çıkanları kulakları duyuyor mu? Bilmiyorum ama kalori hesabı yaparak bir kişinin gıda tüketiminin ne kadar olduğuna karar veremezsiniz. Bu ülkede kimse kalori hesap ederek beslenmiyor. Üstelik o açıklanan bir kişinin günlük gıda harcamasını 18 lira ile sınırlayan zihniyet, meclis lokantasından bedavaya karnını doyurandır. Başlarını pencereden dışarı uzatsalar neler olduğunu görecekler de işlerine gelmiyor herhalde.

Bakınız geçenlerde, enflasyon düşüşünü yapamadığımız harcamalarla değerlendirir olduk demiştik. Toplum cebinde para olursa harcar. Onlar harcadıkça ekonomik hareketlilik artar, tüketimle birlikte üretim de artmak zorunda kalır. Hal böyle olunca arz talep dengesinde de istenilenlere ulaşılmış olur. Ancak bugün gelinen noktada halk cebinde olmayanı harcayarak, borcu borçla kapatarak yaşamını sürdürmenin çabasını veriyor.

2020 yılında artan vergiler küçük esnafı da bir hayli sarsacak görünüyor. Onlar sicil affı için bir yol bulunmasını beklerken, artan vergilerle başa çıkmanın telaşına kapıldılar.

Öte yandan işsizlik yeni yılda da gündemden hiç düşmeyecek. Çünkü işsizlik artmaya devam ediyor. Belki gençleri mantar gibi çoğalan üniversitelere daha kolay kabul edip onları bir süreliğine iş yaşamından uzak tutabilirsiniz. Ancak eğitim aldıkları alanlarda çalışmak istediklerinde yine sizin karşınızda giderek büyüyen işsizlik yumağının bir parçası olarak yine karşınıza çıkacaklar.

Her ne kadar negatif büyümeden, küçük de olsa pozitif büyümeye geçsek de ekonomideki daralma, hem rakamları hem de halkın cebini olumsuz etkileyecek. Tabi bu arada üretim bantları yavaşlarsa durum daha sıkıntılı bir hal alır.

Umudumuzu yitirmeden, asgari ücret tespit komisyonunun gerçek yaşamsal rakamlarından yola çıkarak vereceği karar çalışanları memnun edecektir. Her ne kadar işveren sendikaları buna karşı çıksa da…