Ahlar, vahlar!


Konyaspor, Ankara deplasmanında Gençlerbirliği’nden sonra bu hafta da Denizli karşısında galibiyeti kaçıran taraf oldu.
İki maçta 4 puan uçup gitti.
Kaliteli bir forvet oyuncusu transfer edilmiş olsaydı, iki maçta atacağı gollerle galibiyeti getirerek  kendi parasını çoktan çıkartmış olacaktı.  Kulüp yöneticileri ne yazık ki bunu hesaplayamıyorlar. Örneğin, bir Mevlüt Erdinç olsaydı hem Gençlerbirliği, hem de Denizli maçı galibiyetle kapanmış olacak, Konyaspor’da kendisini 9 puanla ikinci sırada bulacaktı. 
Lige iyi başlamak, takım olmak başarı getirir. Bunun en yakın örneğini geçen sezon Sivasspor da gördük. Sezona iç sahada Beşiktaş galibiyetiyle başladılar, bunun verdiği moral ve güvenle takım oldular ve kaliteli ayakları Emre Kılınç ve Mert Hakan ile de havalandılar. “ucuz etin suyu yavan olur” diye boşuna söylememişler.  Transferde büyük düşüneceksin ki takım kalitesi artacak, vizyonu gelişecek. Tüm Türkiye  Konyaspor’u konuşacak. Para yok, nasıl transfer yapılacak diyeceksiniz, doğru. Ama dediğimiz gibi kaliteli futbolcu iki maç kazandırmış olsa kendi parasını ve yanındaki bir diğer futbolcunun transfer ücretini de çıkartır. 
Denizli maçına gelmeden önce, bir müjde vereyim, büyük bir aksilik olmazsa, Milli maç arası dönüşü ligin vasat takımı, defansta çok hata yapan Malatyaspor ile iç sahada oynanacak karşılaşmayı İttifak Holding Konyaspor kazanır.  Böylece daha 4 maçta 2 galibiyet, iki beraberlikle Kartallar kendilerine üst sıralarda yer bulurlar.  Tabi ki, geçen yılki Kasımpaşa maçında yaşanılan tarih tekerrür etmezse. Ki, Denizli maçındaki oyunda kötü değildi. Yiğidin, dahası futbolcuların hakkını vermemiz lazım. 
Gelelim maça:
İttifak Holding Konyaspor karşılaşmaya iyi başladı. Defansını da ileriye çıkartarak alan daraltarak rakibe pozisyon şansı tanımamayı amaçlayan, topa daha çok hakim olarak pas yapan Konyaspor, şayet Shengelia o topu havaya değil de kaleye göndermiş olsaydı Konyaspor daha 3. dakikada öne geçmiş olacaktı. 
İlk yarının ilk 20 dakikasından sonra Denizlispor topa sahip olsa da korner atışında Mustafa’nın kafa şutu dışında pozisyon üretemediler, dahası Konyaspor izin vermedi. Buna karşılık Skubiç’in kaçırdığı gol de kendisine hiç yakışmadı. Skubiç topu filelere göndermiş olsaydı Kartallar soyunma odasına skor avantajıyla önde girecekti. 
İkinci yarıda, Sehiç’in çıkardığı bir top dışında ev sahibi ekibin etkisiz ve sonuçsuz atakları vardı. Buna karşılık, pozisyonlarda Konyaspor yine öndeydi. Özellikle, son dakika da Musa’nın boş vaziyette vurduğu kafa şutunda top az farkla dışarı çıkarken, şans Denizlispor’dan yanaydı. 
Eleştirilerimizi 6 haftadan sonraya bıraktık demiştim bir önceki yazımda. Ancak, Beşiktaş maçının yıldızları arasında yer alan yeni transfer  Kravets, Denizli deplasmanında defansta çıkardığı bir top dışında sahada yoktu. Yine Beşiktaş maçının iyilerinden Shengelia tutuktu. Kravets, sahada yoktu derken, elbette ki henüz uyum sorununu atlatamadı. Birde pas alamazsa forvet oyuncuları gol yollarında etkili olamazlar. Son iki yıldır ısrarla yazdık, Konyaspor’un en büyük eksikliği  ara pası atabilecek, gol yollarını açabilecek bir futbolcunun transferinin yapılamaması diye. B:u hastalık, Ömer Ali devreye girinceye kadar bu sezonda devam edecek gibi görünmekte. 
Konyaspor da takımın başına getirilmesini eleştirdiğimiz teknik direktör İsmail Kartal, hakkını verilim ki, oyuncu değişikliklerinde doğru karar verdi. Miloseviç ile birlikte etkisiz her iki futbolcuyu alarak  Miya, Sikalleshi ve Musa’yı oyuna alarak ofansif gücünü artırdı takımın. Bu değişiklikler biraz canlanma gözlendi. Ancak, daha önce de söylediğimiz gibi Konyaspor’un yedek kulübesinden gelen oyuncular anca rotasyon  oyuncu özelliğinde oldukları için sonucu değiştirme yeteneğine sahip değillerdi. Konyaspor yönetimini eleştireceksek, bu konuda eleştirmeliyiz. Ama, yine de 6 haftanın sonunu beklemeliyiz.  

--