Alkışlar...


Galatasaray galibiyeti tek kelimeyle alkışlanır.
Kartallar, İstanbul’un, sözde adı büyük takımları Beşiktaş ve Fenerbahçe’den sonra Galatasaray’ı  da dize getirmiş oldu.
Emeği geçen herkesi, yönetiminden teknik adamına ve futbolcusuna kadar herkesi kutluyorum.
İttifak Holding Konyaspor, adeta benliğini kaybetmiş, sahada ne yaptığını bilmeyen, sanki sezon sonu gibi bir görüntü veren Galatasaray karşısında daha bilinçli oynadı ve kazanmasını bildi.
Kadrolar açıklandığında, doğrusunu söyleyecek olursak, Cikalleshi, Oğuz Kaan ve Daci’nin isimlerini görünce Konyaspor’un işinin Galatasaray karşısında zor olacağını düşünmüştüm. Daci’nin attığı gole kadar da bu düşüncemde yanılmadığımı gördüm. Ancak, o golden sonra hem Daci, hem de Oğuz Kaan yaptıkları hamlelerle beni şaşırttılar.
Kravets ve Ahmetoviç’in yedek soyunmaları rotasyon ise yanlış tercih. Ama, bana göre iki oyuncuda ilk 11’de görev yapmalıydı. Teknik adamlar radikal bir karar almışlar. Daci attığı gollerle güven kazandı, teknik direktör İsmail Kartal’ı da kurtardı. Yoksa hocanın işi çok zor olacaktı.
Kısacası, İttifak Holding Konyaspor gerektiği gibi oynadı ve bir İstanbul takımını daha dize getirdi. Yeniden kutluyorum.

Hamza Yerlikaya’nın, Lise diplomasının sahte olduğu mahkeme tarafından tescil edilmesinin ardından, diploma konusu yine gündeme taşındı.
Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümünü bitiren, ardından Sakarya Üniversitesi Yüksek Lisans Programını tamamlayan Hamza Yerlikaya, Milletvekilliğinden sonra Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı, Vakıfbank yönetim kurulu üyeliği gibi üst düzey görevler aldı. Madem ki Lise diploması sahte, o zaman Üniversite eğitimi de geçersiz sayılmalı.
Ayrıca, Konya’da ismi verilecek başarılı hiçbir sporcu kalmamış gibi onun  adının verildiği Karatay Hamza Yerlikaya Spor Lisesi’nin ismi de değiştirilmelidir. Bakalım cesaret edecek bir kişi çıkacak mı?

Geçmişte büyükler karşısına korkarak çıkan Anadolu takımları bugün artık, çekinmeden, korkmadan sahaya çıkıyor ve futbolun gereklerini yerine getirerek hak ettikleri sonuçları alıyorlar. Artık dengeler değişti. Büyük-küçük takım farkı kalmadı.
Akılcı hareket eden, kadro yapılanmasını kulübün ekonomisine göre iyi yapan takımlar artık Türk futbolunda her dönem söz sahibi olacaklardır.
Türk futbolunun bugün tek eksiği, Kulüpler Yasası’nın çıkartılamamasıdır.
Bu konuda Sporun tüm birimlerinde görev yapan herkese büyük görev düşmektedir.
Türk futbolunda geriye gidiş devam ediyor. Bunu milli takım kadar kulüp takımları açısından da görebiliriz. Kulüpler ekonomik olarak çor zor durumda.
Futbolumuzun ileriye gitmesi için yeni statlar yapılması çözüm değildir. Türk futbolunun Avrupa da söz sahibi olması isteniyorsa, Kulüpler yasası bir an önce çıkartılmalıdır.
Bugün bir endüstri haline gelen futbolumuzun kurtuluşu, Liglerimizin kaliteli geçmesi ve seyircinin zevkle izlemesi için de kulüp yönetimlerine ve teknik adamlara da iş düşmektedir. Herkes iyi düşünmeli ve işini iyi yapmalıdır.
--