Veda çiğdemleri açar mı?...


Bahar aylarında karları delip, arz-ı endâm eder, çiğdemler. Kışa veda haberini verirler.

Dilinden anlayan Türkmenlere ;

" Yaylalar sürülerinizi ve sizi bekliyor, şenlendirin artık buraları..." diye seslenirler. Çobanlar, köylü kadınlar anlar, çiğdemlerin dilini ve çıkarlar, Torosların yüksek tepelerine...

Keçileri, koyunları, inekleri ve karabaş yayla yollarındadır. Göç katar, katar sürer, Torosların yüksek düzlüklerine...

Bağlarında ki üzümler bir başka güzeldir ve kış aylarının vazgeçilmez gıdası, pekmez olmaya hazırlanır.

Doğa cömertçe sunar otlaklarını, hayvanlara...

Sarı Kızın sütü artmış, Toroslar gibi çiçek kokuludur... Arılar, dağ zeminini kaplayan çiçek ve açan çam çiçekleri arasında hummalı bir çalışmadadır...

Sonbahar geldiğinde ; kovanlarda ki

petekler dolmuş, hayvanlar semizleşmiş, peynir, keş, yağ, kışlık yoğurt, pekmez, kuru üzüm ve benzeri kışlık erzak hazırlanmıştır.

Sarı kız ve diğer hayvanların bir kış yiyeceği otlar, kurutulup balyalanmış,

odun sobasında yanacak kışlık yakacak ta, ormanda ki kuruyan dallardan kesilmiş, denklenmiştir...

Hava soğumuş, Torosların rüzgârı çetin esmeye başlamıştır...

Taştan yapılmış, tek göz odadan ibaret , yayla evinin önünde yakılan ateşte yemek pişerken, üşüyen eller ve bedenler de ısınır... Bu yazın bıraktığı bereket,  yürekleri ısıtırken yüzleri de güldürmüştür...

Çiğdem çiçekleri gene boy atar, ama hüzünlüdür... İlk baharda ki gibi coşkulu değil, sıcak ve yorgun geçen yazın dinginliğinde, renkleri soluk, bedenleri cılızdır. Kışın habercisidir !

Türkmenler gitme vaktini anlarlar, onların soluk renginden ve cılız gövdesinden. 

Derler : " Var-git çiçekleri açtı, toplanma zamanı !..."

İçinde bulunduğumuz yaz mevsimi sonunda ;

VAR-GİT ÇİÇEKLERİ , açamayacak !...

Dağlarımız yanıyor, kül ve duman kapladı, ufkumuzu. Torosların çocukları, öksüz ve yetim kaldı !...

Ülkemizin, kara sahasının yaklaşık 

%28' i ormanlık alandan oluşuyor.

Ve söz konusu alanda, kendine özgü bir yaşam sürüyor. Köy ve kent alanına yakın yerleşim merkezlerinde yaşamını sürdüren halkımız, doğanın kendisine sunduğu imkânlardan faydalanırken, çalışma ve iş gücü ile

tarımsal istihtâmı sağlayıp, üretime de katkı sağlamaktadır.

Yaşadığımız yangın felâketi ; doğayı katlederken, yöre halkını da mağdur etti... Felâketin önlenmesi için gösterilen çaba, kaybedilen milli servet ve Devlet bütçesinden harcanan miktar hepimizin ortak tasası oldu...

Her türlü ürününden faydalandığımız,

havasını soluduğumuz, doyumsuz güzellikte ki manzarası eşliğinde her yaz tatil mekânımız olan, Yurdumuzun cennet köşeleri yanmaya devam ediyor...

Elbette üzgünüz, şoktayız ve çok öfkeliyiz, yakanlara... Alınan tedbirlerin yetersizliği konusunda eleştirilerimiz ve kızgınlığımız da var.

Ancak; bu duygu ve düşünceler yeterli değildir.

Milletçe , şu anda yapmamız gerekenlere odaklanmalıyız !...

Kimimize, belki de önümüzde ki son bahar, son olacak ! Kim bilir ? Ölüm ne uzak, ne de yakın ama her an karşımıza çıkacak bir göç vakti...

Sonbahara ulaşmadan, açan veda çiçekleri olma görevi Milletimize düştü , bu yaz...

Yöre halkının mağduriyetini giderme de, Devlet imkânlarının kullanılacağından hiç kuşkum yok.

Hepimiz biliyoruz ki; 

DEVLET ve MİLLET BİR BÜTÜNDÜR...

Bütünün bir parçası olan bizler de, üzerimize düşen her türlü fedâkârlığı yapmak zorundayız. Yurdumuzun cennet köşelerinin  (tatil yaptığınız yörenin) halkı  canını ve malını kaybediyor... Alev, duman ve külle kaplanan dağların çocukları mahzun ve garip, uzanacak bir eli bekliyor...

Yanan dağlara borcumuz var, biz bu dağların çocuğu olarak, dayandık ve güvendik, onlara...

Şimdi onların, bizim şefkâtimize, çabamıza ve desteğimize ihtiyacı var.

Sizleri, gücünüz oranında yöre halkına ve doğanın kendisini yenileme sürecine, katkıda bulunmaya davet ediyorum...

Türk Milleti, zor zamanda gösterdiği gayret, birlik ve berâberlik duygusu ile yüz yıllardır ayakta kalmayı başarmış,

bundan sonra da,  birlik gücüyle yaşamaya devam edecek bir Millettir.

Ülkemiz de ki;  belediyelerin, sivil toplum örgütlerinin, kamu kurum ve kuruluşlarının,  iş adamlarımızın, sanatçılarımız ve bireysel katkı sunan vatandaşlarımızın üstün gayretini taktirle karşılıyoruz.. Konya ilimizde faaliyet gösteren ; küçük ve sınırlı imkânlara sahip, Yer Yüzü Meleklerini Koruma Derneği yeni bir kampanya başlatarak, hizmet ve yardım kervanına katıldı.

Toplanacak yardımlar, yöre halkının ve yangın söndürme ekibinde görevli personelin acil ihtiyaçlarına yönelik olup, doğrudan ilgili Belediye Başkanlığına teslim edilecektir.

Dernek yöneticilerini tebrik ediyor,

bu gayretli çalışmaya katkı da bulunan Konya halkına teşekkür ediyorum...

BU VATAN BİZİM, ANCAK BİZ SAHİP ÇIKARIZ, VATANIMIZA !...

Saygılarımla....