Yağ Yarıya İnince…


Rüşvetin yaygınlaştığı haklı olanın haksız, haksızın haklı çıkarıldığı bir dönemde durumdan rahatsız olan devrin hocası rüşvetle iş görenlere bir ders vermek ister. Atmacasını alıp ava çıkar. Atmaca'yı uçurur ve atmaca belirli bir süre gezdikten sonra av aramaktan yorulur. Ve gider bir ineğin başına konar.

 

"Hah! Benim atmaca bir inek yakaladı" der ve İneği getirip kendi ahırına bağlar. Bir süre sonra ineğin sahibi gelir ineğini hocadan geri ister.

 

"Onu bizim atmaca yakaladı veremem", der.

 

"Ama nasıl olur Hoca, küçücük bir kuş kocaman bir ineği nasıl yakalar."

"Orasını ben bilmem” der Hoca ve adama ineği vermez, geri gönderir. İneğin sahibi hocayı mahkemeye verir. Orada da rüşvet yiyen bir kadı vardır.

 

Hoca, "Kadı bey sen benden yana ol, sana ineğin yağından, çökeleğinden gönderirim" der. Kadı da bu teklifi kabul eder. Ve mahkeme kurulur. İneğin sahibi ne kadar haklı olsa da ineğin kendine ait olduğunu kabul ettiremez. Mahkeme gerçek inek sahibini haksız bularak ineği hocaya verir. 

Bir müddet hoca verdiği söz üzerine ineğin sütünden, yağından, yoğurdundan bol miktarda kadıya gönderir. Gelen rüşvetleri keyifle yiyen kadıya ders vermek zamanı gelmiştir. Bir gün Hoca bir kova alır, kovanın dibine yarıya kadar inek pisliği doldurur, geri kalanına ise yağ koyar ve kadıya götürür. Kadı her zamanki gibi keyifle kabul eder bu kovayı. Kadı’nın evinde, kovadaki yağ yarı olunca inek pisliği çıkmaya başlar.

 

Pislikleri gören Kadı hemen Hoca'yı çağırtır;

"Ne bu rezalet Hoca! Bana fışkı mı yedirecektin" der. Hoca da bu zamanı beklemektedir. Hemen cevabını verir "Sen bu pisliği yeni yemeye başlamadın ki" der. Rüşvetle aldığın her hediye senin için bir pislikti ama sen anlamadın. Pislik yemekten zevk alıyorsan rüşvet almaya devam et, tiksiniyorsan seni pis şeyleri yemekten kurtarmak için bu yola başvurdum der ve ineği sahibine iade eder. 

Haksız olarak elde edilen rantlar, ihalelerdeki rüşvet dedikoduları ve hediyeler günümüzde haber bültenlerinde sıradan haber konusu haline gelmiştir. Toplumun sosyal dengelerini bozan, yozlaşmayı sağlayan rüşvetin yaygın hale gelmeden bir an önce önlenmesi gerekir. 

Şüyuu vukuundan beter olan rüşvette yağlar yarıya geldi mi gelmedi mi yiyenlere sormak lazım. 

Rabbimiz (cc) bu şekilde davrananları uyarıyor:

“Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin.” (Bakara 2/ 188)

“Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.

Kim haddi aşarak ve haksızlığa saparak bunu yaparsa onu ateşe koyacağız ve bu Allah’a çok kolaydır.” (Nisa 4/29-30)

 Allah Rasulü (sav) de rüşveti verenin de rüşveti yiyen ile birlikte sorumlu olduğunu belirterek "Allah’ın laneti, rüşvet alan ve verenin üzerine olsun." (İbn Mace) buyurarak, Allah’ın lanetini üzerimize çekmemek için herkesin rüşvetten uzak durması gerektiğini bizlere hatırlatmıştır.