Allah Rasulünü ihtiyarlatan sûre


Allah (cc) buyuruyor: “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O yaptıklarınızı hakkıyla görür.” (Hud 11/112) 

Peygamber Efendimiz (sav) “Hud suresi ve kardeşleri (benzerleri) beni ihtiyarlattı/belimi büktü” diye ashabına bu ayetle ilgili açıklamalar yapmıştır. Acaba, Rasulüllah’ı (sav) bu kadar endişelendiren, beni ihtiyarlattı diye ashabına anlatmasına sebep olan şey nedir? 

Peygamberler; sıdk (Doğru olmak), emanet (güvenilir olmak), ismet (Günah işlememek, günahtan korunmuş olmak), fetanet (akıllı ve zeki olmak), tebliğ (Peygamberlerin Allah’tan aldıkları buyrukları ve yasakları ümmetlerine eksiksiz iletmeleri) sıfatlarına sahip olduklarına göre emrolunduğu gibi dosdoğru olacaklardır. 

Öyle ise Allah Rasulü niçin bu ayet beni ihtiyarlattı diye ashabını düşünmeye davet etmiştir? 

Çünkü, ayetin devamında peygamberin yanında bulunanların da dosdoğru olmaları ve haddi aşmamaları istenmiştir. Allah Resulü ümmetinin bu emri yerine getirmede karşılaşacakları zorluğu bildiği için imtihanı kaybetmelerinden, istikametlerini şaşırmalarından endişe etmiştir. 

Müminlerin her daim istikamet üzere olmaları ve hududullahı muhafaza etmeleri istenmiştir. Çünkü ayetin devamında “seninle beraber tövbe edenler” “ve azmayın” buyrularak Allah’ın emrettiği şekilde her hususta müstakim olup yanlış yönlere sapmadan hayatı sürdürmek, Müslümanlardan istenen en önemli vazifedir. Bunun için insan, itikadi, ameli ve ahlaki bütün görevlerini bihakkın yerine getirmeli istikametini bozmamalıdır. 

İman, İslam ve ihsan ile gerçekleşir. İman olmadan istikamet sahibi olunmaz. İstikamet, doğru ve sağlam bir itikada sahip olmaktır. Tevhidden uzak, Rabbimizin emir ve yasaklarını dikkate almayan, heva ve heveslerin hakim olduğu bir anlayışla istikamet sahip olunmaz.

İstikamet; dini ve ahlaki hükümlere uygun bir hayat sürme, her türlü aşırılıklardan sakınma, Allah’a itaat edip Hz. Muhammed’in sünnetine uyma, samimi ve kararlı bir imanla, hak ve hayır yolunda istikrarlı, dengeli bir hayat sürdürme şeklidir.  

İstikamet, müminin yaratıldığı İslam fıtratı üzere olmasıdır. 

İstikameti doğru olan imtihanı kazanır. İstikameti doğru olan hedefine varır. İstikametten sapan ise hedefine varamadığı gibi yolu üzerine oturan ve kendisini saptırmak içi sağından solundan, önünden arkasından gelerek tuzaklar kuran şeytanın oyuncağı olur.  Doğru yoldan giderken yolunu şaşırır. 

İstikametimizi muhafaza etmenin yolu önce sağlam bir imana sahip olmak, amel ile de bu imanı takviye etmekten geçer.

Allah Rasulünün beni ihtiyarlattı dediği, “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ayetindeki emrin bizim üzerimizde meydana getirdiği etkiyi tekrar tekrar gözden geçirmemiz gerekmektedir. 

İstikametimizi muhafaza etmek ve dosdoğru olmak temennisi ile…