Bayramı bayram gibi yaşayalım


Eskiden bayramdı; şimdi ise sadece tatil. Bayramlar çocuklar içindi de, biz mi büyüdük? Yoksa gerçekten de kaybettiğimiz değerlerin arkasından üzülmekten başka çaremiz mi yok? Siz de derin bir ah çekip, "Nerede o eski bayramlar" diyenlerdenseniz, biraz hatırlayalım, biraz da hatırlatalım istedik... Bizler televizyonların ve bilgisayarların hayatımızda bu kadar etkili olmadığı, iletişim kablolarıyla sarmalanmadığımız dönemlerde akrabalarla, aile büyükleriyle bir araya gelinen bayramları yaşadık. Ama şimdiki çocukların ve gençlerin bayramları bayram gibi yaşamadığı bir dönemi yaşıyoruz.

Bugün bayram erken kalkın çocuklar!

Bayram; tatile gitmek değil, ziyaret etmek demekti.

Bayramda anane, babaanne demek kolalı mendil demekti.

Aynı kıyafetlerle bayrama girilmezdi mesela, çünkü bayram; yeni pabuçlar demekti evvela...

Sabah erkenden kalkılır, bayramlıklar giyilir, ailecek bayramlaşılır, sofraya oturulurdu.

Kahvaltı sofrasından kalkar kalkmaz, soluğu mahallede alırdı çocuklar...

Sokakta hazır beklerdi bayram salıncağı, gıcır gıcır sesi duyuldu mu, koşar sıraya girerdi çocuklar...

Pamuk helvacı, kağıt helvacı, baloncu, elma şekerci, macuncu beklerdi her sokağın başında...

Bayramdan günler önce atılırdı tebrik kartları, postaneler dolar taşardı.

Samimiyetsiz toplu bayram mesajlarından önce, el öpmeler vardı.

Kolonyalar doldurtulurdu mahallenin kolonyacısından... Herkesin kendi kolonya şişesi olurdu, en havalı kristalinden...

Misafire Türk kahvesi ikram edilirken, ev baklavası unutulmazdı. Kahveler, tatlı sohbetlere vesile olurdu...

Komşuda pişen mutlaka size de düşerdi...

Komşuluk vardı çünkü. Yan yana kapılarda yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmesin diye paylaşılır, komşunun tabağı asla boş gönderilmezdi geri.

Bayram da ekmek çıkmazdı; fırınlar, gazeteciler bile çalışmazdı. Tek bir gazete çıkardı; Bayram Gazetesi.

Bugün hangi bayramları konuşacağız bilmiyoruz. Bayram gelmiş neyimize… İnsanlar birbirlerinden uzaklaşmış, mesajla, telefonla bayram kutlaması yapar olmuş. Oruç tutmayanların sayısı bir hayli fazlayken bayramı beklemek de neyin nesi anlamış değilim. Artık göstere göstere oruç yiyenleri görünce eskiden açılmayan lokantalar geldi gözümün önüne camlarına yapıştırdıkları” ramazan dolayısıyla kapalıyız” yazıları olurdu. Bugün gençlerde dinimizi öğrenme şöyle dursun  ateist, deist olduğunu söylemek onlara bir ayrıcalık kazandırıyormuş gibi konuşmalarına şahit oluyorsunuz. Söyleyecek söz çok. Ramazana ulaşamayan, bayrama kavuşamayıp rahmeti rahmana kavuşanlara Allah’tan rahmet diliyor, bayramlara kavuşmanın herkesin şansı olmadığının da bilinmesini istiyorum.

O zaman ne diyelim; şimdiden bayramı bilip, bayramı yaşayan, etrafındakilere saygı duyan, bayramı tatil olarak görmeyenlerin bayramı mübarek olsun…