Bayramdan sonra MAYIS…


Bayram tatili sona erdi. Çocuklar tatilin kısa olmasından yakınıp okula gitmemek için ayak diretse de okullarıyla, arkadaşlarıyla buluştular. Pandemiden uzakta akrabalar dostlar bir araya gelebildi. Bu bayram özlemlerin giderildiği, kavuşmaların yaşandığı güzel bir bayram oldu. 

Gelelim ekonomiye…. FED, piyasalarda oluşan beklentinin en alt bareminden faiz artışına gitti. Piyasalarda 100 baz puana kadar çıkabileceği konuşulan, 75 baz puanlık beklentiler vardı. Ancak 50 baz puanlık artış çıktı.

Faiz kararının ardından sıkılaştırmanın en az iki ay daha devam edeceği ancak 50 baz puanın ötesine geçilmeyeceği açıklandı. Açıklamada 75 baz puanlık artışın hiç gündemlerinde olmadığının söylenmesi, sıkılaştırmada aşırı agresif tutum sergilenmeyeceği olarak algılandı. Bu mesajlar sonrası altın fiyatlarındaki yükseliş güç kazanırken ABD Doları'ndaki düşüş de biraz daha netleşti.

Faiz artışının piyasalarda oluşan en düşük oranda gerçekleşmesi, altın gibi emtialarda fiyat artışlarının yaşanmasına neden oldu.

Mayıs ayının da ilk haftasını bitirdik. Şöyle bir arkamıza dönüp baktığımızda yılın ilk dört ayını bitirip beşinci ayının da günlerini saymaya başladık. Ömrümüzden takvim yapraklarını koparırken, her gün enflasyon ve piyasaları konuştuk. Neler yapmadık şu enflasyon için… Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik. Enflasyon, onunla mücadele edilmedikçe, kendi kendine düşmesini beklemek hiç mi hiç mümkün olmayan şey...

Ancak topluma verdiği zarar da katlanılası değil. Öncelikle cebimize dadanan arsız, yüzsüz bir hırsızdır. İkincisi, testiyi kıranla suyu getirenin birbirine karışmasını sağlayan edepsizliktir. Üçüncüsü; bir başkasına devredilme imkânı bulunca; virüs gibi yayılandır.

Enflasyonla mücadele; acı reçetedir, fakirleşmektir, kemer sıkmadır, külfettir. Neticede enflasyonu çözecek biri varsa o da hükümettir.

Bayram sonrası canınızı da sıkmak istemiyorum. Ömrümüzden bir bayramı daha geride bıraktık. Hayat defterinde bir sayfayı daha doldurduk. Hayat defterine kayıt düşmüyorsan, yaşamıyor, dolup taşıyorsan, hayata değer katıyorsun demektir. Defter, henüz yazmadıklarımızdır. Boş alınır, doldurulur. Dolu defter, gerektiğinde bakılmak için raftaki yerini alır. Kalem, silgi ve defter… Yaptıkların yazdıklarındır. Sildiklerin hatalarındır ve bütün olan bitenin sahnelendiği yer; defterindir... Yazarı sen olduğun kitabın, defterin… herkesin defteri güzelliklerle dolu olsun inşallah.

Eğer bir hayatta anahtar yoksa ortada iki sebep vardır. Birincisi ; saklamaya değer hiçbir şey yoktur. İkincisi; mahremiyet ortadan kalkmıştır. Anahtar, mahremiyettir. Anahtarsız yaşayan toplumlarda her şey, her zaman, her yerde, herkesindir. O nedenle anahtarınız hep yanınızda olsun.

Alanımız ekonomi olunca dönüp dolaşıp oraya geliyoruz. Bayram öncesi herkes normalin üstünde alışveriş yaptı. Evet, şimdi söyleyeceksiniz “ para varda harcamadık mı?” diye… ancak gerçekten yapılan alışverişlerde olmayan paraların harcandığına çok şahit olduğumuz için israf konusuna değinmek istiyorum. 

İsraf; sahip olduğumuz bir şeyi yok etmek, zayi etmek... Faydaya dönüştürmeden harcamak… Gerektiğinden fazla kullanmak… Kullanmadığını çöpe atmak… Sarf kökünden gelir. Harcama anlamındaki sarf, abartıldığında israfa dönüşür.

Gereksiz ve ölçüsüz harcadığında, kusur işlemiş olursun. Kaynağı ziyan etmiş, üretileni; ayarında kullanmamışsındır. Ekmeği abartarak alırsın, artanı çöpe atarsın, israftır. Enerjiyi üretirsin, kullanmadığını harcarsın, israftır. Suyu boşuna akıtırsın, israftır.

İsrafın ilacı tasarruf.

İsrafın karşıtı, tasarruftur. Harcamaz, biriktirirsin. Zamanı geldiğinde, miktarında harcamak üzere tasarruf edersin. İsraftan artandır sende kalacak olan… İsrafın bedeli, emeğin, üretimin faydaya dönüşememesidir.

Zaman israfı, en sinsi olandır. Her madde, israf edilse de yeniden üretilebilir. Fakat zaman, verimli kullanılmadığında geri alınmaz. Tıpkı atılan ok gibi, zaman ya yaşanır ya da ıskalanır ve israf edilir.

Tasarruf; çoğaltan, israf; azaltandır. Tasarruf eden zenginleşir, israf eden fakirleşir. İsrafı alışkanlığa taşıyana müsrif denir. Müsrif tüccar, ticaretin kazancını tasarruf edememiş, iflas etmiş demektir.

Değerli okurlar bayram sonrası yazımız da ekonominin içinden, dışından ordan buradan gibi görünse de hayatın içinden olanları yazdık. 

Nice bayramlara varlık ve bolluk içinde kavuşmak dileğiyle…