Yönetim istifa!!


Bir haftadır Konya dışındaydım…

İzmir Çeşme’de Türkiye Kadınlar Boks şampiyonasını yaptık…

Dünya ve Avrupa şampiyonlarının da katıldığı şampiyonanın yarıfinal ve finalleri nefes kesti…

Dolayısıyla Konyaspor’da olan bitenleri sosyal medyadan öğrendim.

xxx

“İlhan Palut’un gitmesi dünyanın sonu değil” değil başlıklı yazıma,

“Topla tüfekle alakası olmayan Abdullah abi (Aboç), ‘Konyaspor İlhan Palut’u niye gönderdi, adam hep kazanıyordu’ diye arayınca, “kendi kendime nur topu gibi bir çocuğumuz daha oldu” diye başlamış, devamında ise “öncelikle şunun altını çizmek isterim; ben kulüpçüyüm, kulübün çıkarlarını kişilerin çıkarlarının çok üstünde tutarım… Kişiler değil, kulüp önemli benim için… Bu kulüpten ne başkanlar, ne teknik adamlar, ne futbolcular geldi, geçti, ama Konyaspor kulübü olduğu yerde duruyor… Durmaya da devam edecek… Ve Konyaspor, asla bir Eskişehirspor, bir Bursaspor ya da bir Orduspor konumuna düşmeyecek… Dolayısıyla İlhan Palut’un Konyaspor’dan gönderilmesi ya da ayrılması dünyanın sonu değil” şeklinde devam etmiştim…

Daha sonra da “İlhan Palut Konyaspor’u büyüttü mü? Tartışılır… Ama, şuna yüzde milyon inanıyorum ki, Konyaspor, hem İlhan Palut’u, hem de bu kulübün başkanı Fatih Özgökçen’i hak ettiklerinden de fazlasıyla büyüttü” diyerek içimden geçenleri yazıya dökmüştüm…

İlhan Palut’un neden gönderildiği konusunda kulüp başkanı ya da yönetiminden net bir açıklama yapıl(a)mazken, Konyaspor tarihinde ilk defa kulübün maaşlı bir elemanı basın toplantısı düzenleyerek, meseleye açıklık getirmeye çalışmış…

“İyi söyleyemediğini kötüye söyletirmiş” ya, işte öyle bir şey…

Konyaspor kulübünde, ağzı laf yapacak, meramını anlatacak, meseleyi makul ve mantıklı bir şekilde izah edecek bir yöneticinin olmamasını birisi çıksın anlatsın!

Tabii ki anlatabilirse…

Ve basın toplantısına katılanlardan birisi dahi sormaz mı, “neden başkan ya da yönetici değil de, sen?” sormaz mı, bu maaşlı elemana!

xxx

ANKARAGÜCÜ MAÇI

Konyaspor’da 3 haftadır kalede olmayan Sehiç, nihayet Ankaragücü maçında kalesini Erhan’dan devraldı…

Demek ki, sorun çözülmüş…

Ancak, Amir ile Muhammet Demir, sakatlıklarından! dolayı kadroda yoklar…

Cebrail’in sakat oluşunu saymıyorum bile…

Kimin kazığıysa!

Amir gerçekten sakat mı, yoksa başka bir nedenden dolayı mı kadroda yok?

Bilemiyorum…

Sırp Hoca, orta sahayı üç merkez, iki ön kenar ile kontrol etmeyi planlamış…

4-2-3-1 klasik dizilişle çıktı Ankaragücü önüne…

Ne yazık ki, tutmadı yeni hocanın bu planı…

Çünkü, Ankaragücü sadece Tolga ile orta sahada daha etkili oldu…

Bir hayal kırıklığı ya da sürpriz değildi Gaziantep kupa maçı…

Üç aşağı beş yukarı beklediğim bir durumdu, haftalardır kötü oyun ve kötü skorlardan sonra...

Konyaspor için de beklenen bir durumdu...

Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli olur misali...

Hem içeride hem de dışarıda oynanan maçlardan sonra sinyaller verilmişti...

Net bir şey söylemek gerekirse, temsilcimiz Beşiktaş maçında olduğu gibi, Ankaragücü maçında da “deve” gibiydi...

Doğru bir tarafı yoktu...

Diyeceksiniz ki, “sonuçta bu bir futbol...”

Mutlaka kazananı ve kaybedeni olacak...

Eyvallah...

Ama, niye kaybeden biz olalım?

Geçtiğimiz haftalarda ifade etmiştim...

Takımın hiçbir şey oynamadığını...

Hiçbir şey oynamadığı için de sürekli kaybettiğini...

Bakın Ankaragücü maçının tamamına...

Konyaspor’dan bir tek oyuncu için “iyi oynadı” diyebilir misiniz?

Konyaspor’u sırtlayan kenar oyuncuları da bekleneni veremeyince, rakip kalede tehdit oluşturamadı yeşil-beyazlılar…

Hatlar ve oyuncular arasındaki uyumsuzluk bana göre maça damgasını vurdu…

Oyuncuların kişisel beceri noksanlıkları ve 3 pası bir arada yapamamalarını da eklersek olumsuzluklara, bu anlayışla 1-1’i bulmak ya da öne geçmek mümkün değildi…

Hele de bu orta saha oyuncuları ile…

Maçla ilgili çok detaya gerek yok…

Yeni hocanın işi hiçte kolay olmayacak…

Tabii ki yönetimin de…

İlk defa futbolun gerçeği ile yüz yüze geldiler ve kulakları “yönetim istifa” sesleri ile çınladı…

Kısacası şu; Konyaspor yönetimi, 3-5 takviye yaparsa bu ligi rahat bitirir…

Aksi taktirde tribünlerin koro halinde söylediği ve kulakları tırmalayan “yönetim istifa” seslerinden kurtulamazlar…

Benden söylemesi.