Azgınlık ve bozgunculuk yapan kavimlerin akıbeti (3)


Azgınlık ve bozgunculuğun sonu helaktır

Fecr suresinde bahsedilen üç kavim de beldelerinde taşkınlık etmişler, her biri kuvvetlerine güvenerek bulundukları ülkelerde hak ve adalet sınırını aşıp halkın ve yaratıcının haklarını çiğnemede ileri giderek fesadı çoğaltmışlardı. Zulüm, israf, zevk ve eğlenceye aşırı düşkünlükle çok fesat çıkarmış; düzeni, ahlâkı ve fikirleri bozmuşlardı. Bu azgınlık ve fesatlarının sonucunda Allahu Teala da üzerlerine bir azap kamçısı dökerek helak olmalarını sağlamıştır. Bu kavimlerin helaklarına sebep olanın zulümde aşırı gitmeleri ve azgınlıkları olduğunu Necm suresinde de Rabbimiz şöyle haber vermişti:

“Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helâk etti ve hiç kimseyi bırakmadı. Daha önce de Nûh’un kavmini helâk etmişti. Şüphesiz onlar daha zalim ve daha azgın kimselerdi.” (Necm 53/50-52)

Kur'an'ı kerimde helak olan toplumların en önemli vasfı azgınlık yani haddi aşma olarak belirtilmiştir. Haddi aşmanın iki boyutu vardır.  İstikbar ve İstigna. Birincisi manevi boyutudur ki bu boyutta kul Allah ilişkisindeki ahdi insan ihlal etmiştir. Yani yaratanın Allah olduğunu bildiği ve bu bilinç ile yeryüzünde var olacak bir fıtratta yaratıldığı halde Allah'ın yaratıcılığını tanımayan inkâr eden kişi olarak haddi aşmıştır. Bu ise her zaman kişilerde aynı türde bir kişilik bozulmasına neden olmaktadır. İmanını kaybeden ve isyana sürüklenerek haddi aşan kişi artık ahlaki değerlerin neler olduğu konusunda da bir sınır tanımaz. Mal ve mülk kaygısı, itibar kaygısı dışında bir ölçü kabul etmez hale gelir. Haddi aşmanın maddi boyutunu yani eylem ve söylemde haddi aşmaya sebep olan boyutu da İstignadır diyebiliriz. "Kendi aklını yeterli gören insan" aşamasına geçen toplum önderleri oluşmaya başlar. Firavun örneğindeki gibi kişiler artık ahlaki ölçüleri de kendi iradeleri ve çıkarlarına göre belirlemeye başlarlar.  Böyle insanların çoğaldığı ve iktidarın oluştuğu toplumlara Cenab-ı Allah'ın lütfunun eseri olarak Resuller gelmiş ve onları her zaman aynı konuda uyarmıştır: Tevhid inancı ve ahlaki ölçülerin Cenab-ı Allah tarafından koyulmuş olan ölçüye geri döndürülmesi. Resullerin tebliğlerine karşı azgınlık yapanların akıbeti genellikle helak ile sonuçlanmıştır.

Yüce kitabımızda anlatılan bu kıssaları bir hikaye olarak değil bunlardan ibret almamız, onların yapmış oldukları yanlışlardan uzak durarak hayatımıza yön vermemiz, aklımızı kullanmamız için okumalıyız. Bu kıssalardan ders alırsak iki cihan saadeti kazanmamıza vesile olacaktır. Sahip olduğumuz maddi imkanların ve refahın birer imtihan olduğunu hiçbir zaman unutmayalım. İmkanlarımızı doğru yolda değerlendirmeyip onlara güvenerek istikametimizi şaşırır, adaletten ayrılır, şımarıklık yaparak azgınlaşırsak ferdi ve toplumsal çöküşün kaçınılmaz olacağını unutmamak gerekir.