İlaç gibi 3 puan


Artık bir bir eksiliyoruz.

Ölüm yaş beklemez. Zamanı geldi mi alır götürür.
Yeni Konya Gazetesi’nde 1970’li yılların ilk bölümünde, başımızda kavak yellerinin estiği dönemde İbrahim Sur, ben, Nevzat Koç ve Muzaffer Sandalcı, Özgür (haber servisi), Nail Bülbül ve Faruk Şahin ile birlikte spor servisinde çalışan Hasan Kayımkaya arkadaşımızı Cumartesi günü kaybettik.
Daha sonra, o dönemki ismiyle Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde memur olarak görev yapan ve basından kopmayan, oradan emekli olan, ayrıca futbolda antrenörlük ve  futbol, voleybol,, atletizm, güreş, bisiklet olmak üzere bir çok branşta hakemlik görevlerinde de bulunan Hasan Kayımkaya’yı da aramızdan ayrılan diğer arkadaşlarımız  gibi unutmayacağız. Ailesine sabır diliyorum. Mekanı Cennet olsun.
***
 
Öncelikle, her iki takımı da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 80. yıl dönümü anmalarına duyarsız kalmamalarından dolayı kutluyorum. Aynı maçta, iki takımın da gösterdiği bu vefa taktire şayandı.
Tam zamanında gelen bir galibiyet.
Dahası ilaç gibi bir 3 puan.
Beş haftalık kötü gidişten sonra Ankaragücü maçı kazanılması gereken bir 90 dakikaydı Atiker Konyaspor için.
İstekli, pozisyonları değerlendiren taraf Konyaspor oldu ve kazanmasını da bildi. Hani birazda şans faktörü Konyaspor’dan yanaydı.
İkinci yarının başlarında gelen Ankaragücü atakları ve yakaladıkları pozisyonlar ile yürekler ağızlara gelmedi değil.
Ama bunu kısa sürede atlatan ve yakaladığı fırsatları iyi değerlendiren Kartallar kritik bir zamanda aldıkları galibiyetle kendilerine geldiler.
***

Daha çok isteyen ve fırsatları değerlendiren taraf kazandı dedik.
Maçın geneline baktığımız zaman Atiker Konyaspor, aslında vasat bir kadroya sahip olan ve birazda şansıyla kendisine ligde üst sıralarda yer bulan  Ankaragücü’ne oranla daha iyi oynadı ve 2 yenilgi, 3 beraberlikle gelen 5 haftalık kötü gidişin ardından kazanarak nefeslendi.
Eskilerin tabiriyle ilaç gibi geldi bu 3 puan.
Maçın ilk yarısını, Hasan arkadaşın cenazesi nedeniyle çok izleyemedim.
Ama, üstün olan, bir topu direkten dönen ve vasat bir görüntü veren rakibi karşısında daha çok istekli olan ve pozisyonlar bulan taraf Atiker Konyaspor’du.
Maçın ikinci yarısının ilk dakikalarında gelen Ankaragücü atakları bir anda olsa korkuttu maçı izleyenleri.
Ama saman alevi gibi geçen bu ataklardan sonra kendi futboluna dönen Atiker Konyaspor, attığı iki golle 3 puanının sahibi oldu. Hatta, bir golü de sayılmadı. Aslında verilmesi gerekirdi Jahoviç’in o şık golü.
90 dakika sonunda iki golle 3 puan alan ve sevinen Konyaspor bu galibiyetle kendisine geldi.
Aslında olması gereken buydu. Futbolun doğrularını yapmaya çalışan Konyaspor’un kazanması gerekirdi. Öyle de oldu.
Fofana mı? bu hafta belki de sezon başından buyana en iyi futbolunu oynadı. Aslında aklının başına gelmesi için 2. ligden bir takıma gönderilmesinde yarar var; ama böyle oynarsa denilecek bir şey yok.