Tüm bu olup bitenler içerisinde insanı dehşete düşüren ise, bir dönem 12 Eylül Faşist cuntasını yaşayanların çelişkisi.
Bakmayın, ‘seçilmişler seçimle gitsin, darbe’ye hayır’ dediklerine.
Bakmayın, hükümetin , Cumhurbaşkanının seçimle gitmesi gerekir diye demokrasi nutukları atanlara.
‘Bunlar gitsin de!..’ mantığı ile Pensilvanya haininin içten içe başarılı olmasını istediklerini herkes hissediyor!...
Kalkışmayı, ya da darbe girişimini bir kenara bıraktılar
Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığındaki patlamada kaybettiğimiz 42 şehidimizi konuşmuyor. Meclisin bombalanmasını konuşmuyor. Darbeci generalleri konuşmuyor. Fetöş denilen Pensilvanya hainini konuşmuyor. Sosyal medyada yalan yanlış üç beş görüntü üzerinden hala içlerindeki düşmanlığın tadını çıkartıyorlar…
Bakın biz;
12 Eylül Faşist cuntasını evimizde kabul ettiğimiz için öldük.
Sabahın köründe bakkallara koşarak makarna,un,şeker, yağ stok ettiğimiz için öldük.
Cuntanın süngüsünden, tankından korktuğumuz için öldük.
18 yaşının doldurmamış çocukları evlerinden alıp götürürlerken sesimizi çıkartmadığımız için öldük.
…
Darbeyi evinden mesaj yazarak protesto edemezsin.
Demokrasiye televizyon seyrederek sahip çıkamazsın.
Sokakları darbeciye bırakırsan, korkarsan,
onlar dışarıda sen evinde uyursan ölürsün…!
…
Ya dışarı çık Demokrasi nöbetini tut.
Ya da evinde otur olup biteni iyi analiz et.
Ama oturduğun yerden ahkam kesme!