Reklam
  • Reklam
Hiç...
Haşmet Öyken

Haşmet Öyken

Hiç...

10 Aralık 2015 - 14:37

Belki de Konya’yı görmeden Anadoluyu anlamak mümkün değildir.

Ne kadar uzun bir yolculuk geçirirseniz geçirin, eğer kapısına durup Hazretin,
içeriden gelen sese kulak verdiyseniz,
tüm yorgunluğunuzu unutacak huzura ereceksinizdir…
Bu yıl biraz erken bir kavuşma oldu.
Bekleyemedik düğün gecesini, vuslatı…
Önce kardeşlerimiz, sonra suskunlarımız.
Hepsi yolumuz bekler, özlerler.
Sonra Dergah….
Sultan Selim’de ezanlar okunurken kulağımıza okunmuş adımız.
Çelebiler kapısına bakarmış doğduğum ev. Aşk kapısından kucakta soktuklarında belki üç beş aylıkmışım.
Sonrası malum. Tozu, toprağı, aşı .
Derken felsefesi tüm ruhumuza sahip olmuş.
Yirmibir yıl çalıştığım Yeni Konya’daki ofisimin penceresi Hz. Mevlana’ya Dergaha baktı.
Kubbenin rengi , yazı / kışı. Gecesi,/gündüzü başka yeşil olurdu.
Bunu bir ben bilirdim.
Kaç gündoğdu onun üstünden
kaç kişi saf tuttu önünde, kaç kişi secdeye durdu avlusunda.
Kokucusundan, hatcısına,
Turistinden, tespihçisine …
Nice sevdiklerimizi Selimiyenin avlusundan gönderdik ahirete.
Ve her defasında, dergahın dört kapısı felsefemiz oldu.
Aş kapısından girer ölüm kapısından çıkarsın.
Küstah kapısı , kapının önüne konulanlardır.
Allaha şükür o topraklarda kapılar yüzümüze hiç kapanmadı.
Ne zaman gitsek kendimize bir kapı bulduk….
Neden her Aralık ayında dikkatleri Hz. Mevlana’ya çekerim bilirmisiniz?
Bizim en çok o’nun felsefesine ihtiyacımız vardır da ondan.
Üç harftir aslında o.
Ne zaman, kimdir Mevlana dediklerinde, verdiğim cevap aynıdır; HİÇ!.
Kocaman bir HİÇ!...
Belki iç dünyamız ile bir hesaplaşma yapıp kendimize çeki veririz bu aylarda.
Dünyanın faniliğini, gelip geçiçiliğini, maddi hayatın sonunun bir hiç olduğunu bir kez daha hatırlarız…

Son Yazılar