Allah (cc) buyuruyor:
“(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut 29/45)
Nafile olanlar hariç günde en az beş defa kılınan namaz; müslümanlar üzerinde Rabbimizin istediği etkiyi bırakıyor mu?
Her türlü kötülükten, hayasızlıktan kılanlarını uzaklaştırıyor mu?
Ahlakımızı güzelleştirip örnek alınacak bir insan olmayı sağlıyor mu?
Soruları çoğaltmak mümkün ama günümüz Müslümanlarının yaşantısına baktığımız zaman namazın ve diğer ibadetlerin inananlar üzerinde meydana getirdiği olumlu etkinin çok sınırlı olduğu görülmektedir.
Namaz cami ve seccade ile sınırlı bir ibadet haline getirildiğinden selamdan sonra her şey mubah anlayışı ile hareket ediliyor.
Ahlaksızlık toplumumuzu bir ur gibi sarmış gidiyor. Günden güne artan gayri ahlaki davranışlar hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor. Tarım bakanlığının açıkladığı veriler tüyler ürpertici. Etinden yağına, baharatından süt ürünlerine varıncaya kadar yüzlerce ürün de insan sağlığını tehlikeye atacak karışımlar var. Sahtekarlığı yapanlar Rusya’dan, İngiltere’den, İsrail’den gelmiyorlar, içimizden birileri. Servetlerine servet katmak için halkın sağlığı ile oynayanlar Jack, George, Abraham değil Ahmet, Mehmet, Mustafa… bizim insanlarımız. İnsan sağlığı üzerinden haksız para kazanma nasıl bir vicdan işi? Bir İslam ülkesinde müslümanların işlettiği tesislerde nasıl olur da pervasızca bu işler yapılabiliyor?
Yurt dışına gidenler helal haram hassasiyetinden dolayı araştırma yaparak yiyecek seçimi yaparken müslümanların yoğun olduğu İslam ülkelerinde, işletme sahiplerinin Müslüman olduğu yerlerde de araştırma ihtiyacı oluyorsa bunun sorumlusu kimlerdir?
Kılınan namazlar, yapılan ibadetler her türlü sahtekarlıktan, ahlaksızlıktan inananlarını men ederken nasıl insan sağlığı ile oynanabiliyor?
Bütün bunların sorumlusu ne dinimiz ne de dinimizin emrettiği ibadetlerdir. Müslümanların din anlayışı ve ibadetlere yüklediği yanlış anlamlardır.
İmanımızı yeniden sorgulamalı, imanımızı tazelemeli yeniden iman etmeliyiz.
Allah (cc) buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr eden kimse iyice sapıtmıştır.” (Nisa 4/136)
İmanımızı gözden geçirerek gerçek mü’min olmak temenni ve duası ile…
YORUMLAR