Ne umduk, ne bulduk sezonun ilk yarısından..
Oysa ne güzel hayallerle başlamıştık lige.. Taraftarının gönlünü kazanan ve Konyaspor'un bugüne kadar elde ettiği başarılarda büyük emeği olan Aykut hoca da kadro yapılanmasında başı çekmişti.
Ankaragücü ile Konya'da oynanan ilk maç beraberlikle sonuçlanırken, "ilk elin günahı olmaz" derler ya; öyle avuttuk kendimizi. Deplasmandaki Galatasaray maçında da alınan bir puan umutları yeşertirken, Antalya maçındaki beraberlik bir önceki sezondaki "beraberlikler" haftasını anımsattı herkese.. Denizli deplasmanından gelen 3 puan bir anda hepimizi havalara sokarken, Göztepe karşısındaki mağlubiyetle kendimize geliverdik aslında. Kayserispor maçında son dakikadaki penaltı golüyle kendi sahasındaki ilk 3 puanını alan yeşil beyazlılar, bir hafta sonra da Kasımpaşa'yı 4-1'lik sonuçla devirince bir anda puan sıralamasında ilk 5 içinde yer almamız acaba yine "Avrupa'ya mı gidiyoruz" söylemlerinin yaygın bir şekilde konuşulmasına neden olmuştu.
Ve kırılma anı Malatyaspor karşılaşması...
Ne olduysa o maçta oldu.
Önceki maçlarda Mehter takımı gibi bir ileri iki geri giden, durumu idare eden Konyaspor, o maçtan sonra abandone oldu sanki. Kaleci Serkan, karşılaşmanın 20. saniyesindeki akıl almaz davranışı, gördüğü kırmızı kart ve Ertuğrul'un hatasıyla gelen gol yeşil beyazlıların özgüven kaybı yaşamasına neden oldu.
Yıllardır profesyonel olanlar nasıl bir özgüven kaybı yaşadıysa artık...
O maçtan sonra da bir dikiş tutturamadı Konyaspor.
Tabiri caizse "Gelen vurdu, giden vurdu" Konyaspor'a...
Zaman zaman yapılan açıklamalar ve sonrasında ki sonuçlarla önce Aykut Kocaman tartışılmaya, son olarak da yönetim istifa resti çekti.
"Gereken yapılır" şeklindeki Aykut Kocaman açıklamaları henüz bir sonuca ulaşmadı maalesef. Bu sözü "Aykut gitsin" anlamında yazmıyorum.
Takımda bir rotasyon uygulayamamasından şikayetçiyim. Gerçi kimi kadro dışı bırakacaksın, kimi göndereceksin. Ali Çamdalı'nın dışında..
Niye geldi, niye gönderildi kimse de bir şey anlamadı zaten..
Kulüpte takımı sırtlayacak bir oyuncu yok ki..
Ne Ömer Ali eski Ömer Ali, ne Skubic, ne de diğerleri.
Al birini vur ötekisine..!
Sezon başında, maddi durumlardan dolayı transfere çok sıcak bakmayan Aykut Kocaman, bu işin baş sorumlusudur. Transfer edilenlerle de yıldızı bir türlü barışamadı. Ne Şengelya ne de Alper 'i benimsemedi.
Hepsiyle büyük ihtimalle yollar ayrılacak gibi.
Bajıc'e sonsuz güven duyan Kocaman, Konyaspor'u bu futbolcu sayesinde "Konya Kümeye" dedirtecek kadar imaj kaybı yaşarken, kendisine olan güveni de her hafta kaybediyor maalesef..
Evet, Aykut Kocaman'la büyük başarıla imza attı Konyaspor.
Ama aynı Konyaspor, geçen sezon da ligin büyük bölümünde yine çok zor anlar yaşamıştı ve yaşamaya da devam ediyor. 17 maçta 15 toplayan Konyaspor'u, ikinci yarı çok ama çok zor maçlar bekliyor.
Umarım, devre arasında yapılacak olan takviyelerle Konyaspor, bulunduğu bu kötü durumdan kurtulmayı başarıp, ligde kalır.
Yoksa, koskocaman bir şehrin, takımının küme düşmesi, hiçte yakışık almaz...
Çünkü bu kadarı da fazla...
YORUMLAR