Reklam
  • Reklam
Atatürk'e dil uzatmak
Nazım PEKER

Nazım PEKER

Atatürk'e dil uzatmak

02 Haziran 2021 - 15:49 - Güncelleme: 02 Haziran 2021 - 16:21

                Konu Aydın Ayhan’ın anlatımından alınmıştır. Balıkesir İvrindi’nin Gömeniç Köyünden Sami Ayhan’ın hikâyesidir. Ayhan Aydın diyor ki: “ Babamın Atatürk’e dil uzatanlar hakkındaki fikirleri”

                Sami Ayhan, Yunan işgali esnasında Yunan güçlerince Kuvayi Milliyeci olduğu için pusuya düşürülür, akıl almaz işkencelerden sonra esir olarak Yunanistan’a götürülür. Lozan anlaşması sonucu 1924’de canlı bir cenaze olarak, bir deri bir kemik Türkiye’ye dönebilir.

                Aradan yıllar geçer. Acı günler kabuk bağlar. Sami Ayhan, sosyal hayata uyum sağlar. Bahçesini sulamaya başlar. Oğul Aydın, yanına varır ve Sami Ayhan sorar: Ne havadisler var gine?”

                “Ne olsun baba, Atatürk’e laf sokuyorlar.” Der.

                Sami Ayhan elindeki küreği bırakır, dimdik olur, gözleri çakmak çakmak olanca gücüyle:

                -Onlar işgal görmedi, onlar düşman çizmesini tatmadılar. Onlar düşman bayrağının altında başı yere eğik, boynu bükük yaşamadılar.

                Onlar Atatürk’ü tanımazlar. Onlar Atatürk’ü bilmezler ki!..

                Onlar kurtuluş sevincinin ne olduğunu bilmezler ki..”

                Biraz durdu, soluklandı. Şöyle bir uzaklara baktı baktı ve devam etti:

                “İvrindi’de Yunan askerleri beni evden alıp götürdü. Meydanda halk toplanmıştı. Bir ağaca babamı bağlamışlardı. Beni gördü.

                Acı acı gülümsedi.

                Sonra gözlerini yumdu.

                Bir Yunan askeri beni sımsıkı omuzlarımdan tutuyordu.

                Gözlerimin önünde babamı kırbaçla dövdüler. Sırtındaki yaralardan kan sıçrıyordu.

                Babam acık ile kıvranıyor, bağırıyordu.

                Acılara dayanamıyor, kulaklarımı kapamaya çalışıyordum. Bir Yunan askeri, kulaklarımı kapamamam için ellerimi tuttu.

                Atatürk’e laf gözleri söyleyenlerin gözleri önünde babaları dövülmemiştir.

                Kırbaçlanan babamın feryatları hâlâ kulaklarımda. Hâlâ yüreğimde oğul, yüreğim hâlâ yanar oğul.

                Onlar bizim işgal altında neler çektiğimizi bilmezler. Ay yıldızlı bayrağımızı nasıl özlediğimizi bilmezler.”

                Biraz soluklandıktan sonra:

                Babamı Yunanistan’a esir götürdüklerinde anacığımın sandığının dibinde bohçalara sarılı AY YILDIZLI bayrağımızı her sabah çıkarıp yüzüne bastırarak hıçkıra hıçkıra nasıl ağladığını bilmezler.

                Yunan bayrağını topraklarımızda gördükçe, AY YILDIZI nasıl özlediğimizi bilmezler.

                Onlar ATATÜRK’ÜN bu milleti ESARETTEN nasıl kurtardığını bilmezler.”

                Babam ağlıyordu. Durulur mu ben de…

                Atatürk’e ve KURTULUŞ SAVAŞINA laf söyleyenler gafil ve cahil değillerse; kesinkes HAİN ve cibilliyet sorunludurlar.

Esen kalınız.                                                                                                                                           

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar