Hafta sonu geleceğe mührü basacağız. Öyle çekişmeli bir seçim süreci yaşıyoruz ki; politikacılar serseri mayın gibi ağızlarından çıkanları kulakları duyuyor mu diye düşünmeden edemiyoruz. Bugüne kadar yapılamayanların bir anda yapılıyor olması şaşkınlığı bir yana paraların havada uçuşması seçim sonrası omuzlarımıza hangi yükün bineceği sorusunu hepimize sorduruyor.
Meydanlarda sesleri kısılana kadar bağıran, seslerini millete duyurmaya çalışan, sınırsız vaatleri sunan politikacıların meydanlardaki kalabalığın sayısını da övüne övüne dillendirmesi hiç de milletin beklediği açıklamalar değil. Millet çocuklarının geleceğinin peşinde. Üstelik ötekileştirme, ayrıştırma, bölme taktiği de artık akıllanan millete hiç sökmeyecek. Kucaklayıcı ve demokratik söylemlere daha çok dikkat eden, refah payını ve yaşam standardını kim yükseltecek ona bakan bir millet var. Artık politikacıların da işi zor. Bu seçim başka seçimlere benzemiyor. Millet tabi ki en doğru kararı verecektir. Ancak doğruyu görebilme, çıkar savaşlarında çoktan yerini almış bazı silahşorların sözlerine kulak asmadıkları zaman olması gereken olacaktır.
Sosyal medyada öyle dillendirmeler, savunmalar, karalamalar görüyorsunuz ki bunları yapanların geçmişlerini bilince de kahkahayı basıyorsunuz. İnanın küfür edenleri bile duydum. Bu nasıl bir illettir yakın zamanda büyük bir felaketi yaşamış uykusundan uyanamayan insanları toprağa gömüşken bu telaşa düştük. İnsanın içi acıyor. Fakat bu seçim gerçekten çok önemli. Sosyal medya silahşorları mutlaka bir yerlerin kaymağını yiyen, ekonomik ve sosyal anlamda oralardan sebeplenen insanlar olduklarını bilmesem yaptıklarına doğru diyeceğim.
Anlayacağınız, pazar günü yapılacak olan ve neredeyse tüm dünyada yakından takip edilen seçimler sonrasında keskin bir yol ayrımı bizi bekliyor. Seçimin sadece siyaseten değil, iktisaden de çok farklı sonuçları olacak. Nitekim olası seçim neticelerine göre yabancı finans kuruluşları tarafından oldukça farklı ekonomik senaryolar ortaya konmakta. Mevcut iktidarın devam etmesi durumunda ekonomi politikalarında ilk başta fazla bir değişiklik beklenmiyor.
Politika yapıcılar-hükümetler, ekonomik süreçlerin amaçlarını tüm ekonomik ajanların refahını artıracak optimal seviyede gerçekleştirmezlerse, farklı siyasi hedefe yönelirlerse ekonomide refahın azaldığını, servet birikim hızının düştüğünü, yoksulluğun arttığını ve yayıldığını görürüz. Bunun iki temel nedeni şudur:
Sermaye birikiminin verimli düzeyde kararlı halde sürdürülememesi, sermaye hizmetleri kümülâsyonunun yavaşlaması,
Fırsat eşitliğinin erozyona uğraması, katma değeri küresel ölçekte yüksek bilgi üretilememesi ve işgücü gelirlerinin düşmesidir.
Ekonomik büyüme seviyesi bu süreci açıklamakta gerekli ama yetersiz bir ölçü olarak kalır. Kayıt dışı ekonominin gelişimi ve ekonomi yönetim çerçevesinin şeffaflığını yitirmesi bütün bunların şiddetini yükseltir.
14 Mayıs Seçim sonuçları, seçim sonrası dönemin ekonomi politikalarını kesin olarak belirleyecektir. 14 Mayıs öncesi ekonomi politikaları da seçimin sonucunu tayin edecek bileşenlerin arasında gelmektedir. Bu yüzden yanıtlamamız gereken sorunun ne olduğu açıktır: 14 Mayıs öncesi ve sonrası birleştirildiğinde, ekonomi politikaları 14 Mayıs öncesi belirlenen “amaç doğrultusunda” devam mı edecektir, yoksa seçim sonucuna bağlı bir “amaç değişimi” ve buna bağlı uygulama değişimleri mi yaşanacaktır?
Mevcut hükümetin devamı ve muhalefetin seçimi kazanması durumunda; finansal piyasalar, yatırım kararlarını bu geçişin sadece bir zamanlama sorunu olduğunu düşünerek şekillendirmektedir. Muhalefet kazandığında Ortodoks politikalara (Ekonomi alanında geleneklere, genel kabul görmüş görüşlere bağlı olan uygulamalar) dönüşün daha çabuk olacağına inanılmakta ve küresel finansal sistem ile kısa sürede tekrar eklemlenileceğine olasılık verilmekte.
Bunun bir alt durumu olarak ise, iktidar-muhalefet görev değişimi sırasında geçecek minimum iki haftalık zaman dilimini belirsizliğin yükseleceği, özellikle kur süreçlerinde yüksek dalgalanmaların olacağı bir zaman aralığı olarak değerlendirilmekte.
İşin özü seçim sonrası ekonomide kısa bir süre geçiş ve belirsizlik yaşanacaktır. Tedirgin olmayın ve ekonominin içinde olduğu durumu iyi tahlil edin ve beklentilerinizi, yatırımlarınızı ona göre şekillendirin. Ülkemizin ve milletimizin sonunu aydınlık yarınlara götürecek günleri görmek hepimize nasip olsun.
Sandığınıza ve oylarınıza sahip çıkın!...
YORUMLAR