Depremi yazarken sallanmak!
Recep ÇINAR

Recep ÇINAR

Depremi yazarken sallanmak!

06 Şubat 2023 - 14:50

Pazar akşamı…

Bütün televizyon kanalı, daha doğrusu spor programları, Konyaspor uçağı kalkacak mı, Konyaspor İstanbul’a gelecek mi, bu maç oynanacak mı, Konyaspor oynamak istemiyor mu? gibi bir sürü abuk-subuk sorularla ya da çıkardıkları gürültülerle gündemi meşgul ederken, en büyük gürültü gecenin 4’ünde Kahraman Maraş’tan geldi!

Maraş’la birlikte 10 kentimiz, deyim yerindeyse, beşik gibi sallandı…

Sallanmakla kalmadı, yüzlerce canımızı kaybettik, yüzlercesi, belki binlercesi enkaz altında, daha fazlası ise hastanelerde tedavi altında…

Deprem bizim ülkemizin bir gerçeği…

Daha doğrusu, bizim ülkemiz bir deprem ülkesi…

Ülke olarak depremlerden çok çektik, çekmeye de devam edeceğiz…

1939 Erzincan depreminde 33 bin civarında canımızı kaybetmişiz…

Allah rahmet eylesin, dedem anlatmıştı Erzincan depremini…

Depremler nasıl anlatılırsa, o şekilde anlatmış ve gözleri nemlenmiş, dahası ağlamıştı koskoca adam…

1999 Marmara depremini ise canlı canlı yaşadık…

Gazeteden arkadaşımız Ali Sait Öge’yi görevlendirmiştik…

Yanlış hatırlamıyorsam, Ali Sait 1 aydan daha fazla kalmıştı deprem bölgesinde…

Ali Sait, deprem bölgesinden dakika dakika bilgi geçmiş, inanılmaz fotoğraflarla da haberleri desteklemişti…

Sayfa sekreteri olduğum için biliyorum ve abartmıyorum 6-7 deprem sayfası yapmıştık, o süreçte…

Fotoğraflar önüme geldikçe, yüreğimin nasıl sızladığını, gözümden nasıl yaşlar aktığını unutamam…

Yıkılan binaların enkazlarından, kurtarma ekiplerinin kollarında çıkarılan bebeklerin cenaze resimleri ciğerlerimizi paramparça etmişti…

Mübarek hep gece yarısında, kışın ayazında ve uykuda yakalıyor insanları…

Ben şu gün, şu saatte geliyorum filan yok, çatkapı geliyor ve evimizi başımıza yıkıyor, sevdiklerimizi de alıp götürüyor!

“Deprem” demek “acı, gözyaşı, sokakta ve sahipsiz kalma” demek…

Kimse kusura bakmasın…

Ha şu da var; Allah devlete zeval ermesin…

Tabii ki milletimize de…

Bu tür afetlerde yardıma koşanların, arama kurtarma için, canını dişine takanların hakkını teslim edelim…

Zor günlerde ülke olarak bir olmanın, diri olmanın, bütünleşmenin en güzel örneğiyiz, bunu da göz ardı etmemek lazım…

Yara çok büyük…

İnşallah sararız…

Sarmaya mecburuz…

O insanları ortada bırakacak değiliz.

xxx

Yazıyı yazarken ne mi oldu?

Sallanıyoruz…

Saat 13.27...

Yerimden kalkmadım…

Ve devam ediyor…

Saat 13.28…

Bekliyorum durmasını…

Durdu…

Saat 13, 31 sakinledik…

Geçti.

xxx

Tırstım mı?

Tabii ki tırstım…

Kendi adıma değil, çoluk-çocuk adına…

Ama, şunu da söylemek lazım; çok sinsi geldi…

Önce masam, sonra tepemdeki avize sallanmaya başlayınca, o zaman anladım deprem olduğunu…

Daha doğrusu, depremin etkisini…

İnsanın kimyasını bozuyor…

Bir de Maraş’ı, Gaziantep’i ve civar illerde depremi birebir yaşayanları düşünüyorum, onların ruh hali ne durumda acaba?

Konya olarak depremin kendisini değil, ama korkusunu bütün bedenimizin en derinliklerinde hissettik…

Allah, ülkemizi bu tür afetlerden, depremlerden, sellerden korusun…

Evet; yaramız çok büyük, sarılması zor, ama imkansız değil…

Nasıl Erzincan, nasıl Gölcük büyük depremlerinin yaraları sarılmışsa, bu millet ayağa kalkacak, güçlenecek ve bu yaralar sarılacak…

Dünya değil, kendimiz halledeceğiz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar