Reklam
  • Reklam
Barcelona değil Konyaspor
Tolga DURMAZ

Tolga DURMAZ

Barcelona değil Konyaspor

06 Kasım 2018 - 15:06

Önceki yazılarımda Konyaspor adına beklentilerin yükseldiğini söylemiştim.
Türkiye Kupası ve Süper Kupa’nın kazanılması, iki sezon üst üste Avrupa’ya gitmek, lig üçüncülüğü gibi başarılar çıtanın yükselmesine ve beklentin artmasına neden oldu.
Ama bu beklentiyi karşılayacak kadro kurulamayınca camianın büyük hedefleri düşünmesi de şimdilik hayâlden öteye geçemedi.
Öncelikle şunu kabullenelim.
Konyasporlu futbolcular her girdiği pozisyonu gole çeviremez, hata yapmadan maç tamamlayamaz ve her maçı kazanamaz.
Neden bunları yazdım?
Sosyal medyada her maçtan sonra taraftar yorumlarına göz atıyorum.
Tamam takımı eleştirelim, ben de yapıyorum.
Bu maç kaçmazdı, almalıydık, şöyle olmalıydı, hoca şunu yanlış yaptı, şu futbolcular kötü gibi.
Ama eleştiriler öyle bir noktaya geldi ki, sanırsınız Konyaspor değil Barcelona’yız.
Konyaspor kadrosuna bir göz atın.
Futbolcu isimlerini tek tek yazarak kimseyi rencide etmek istemem.
Konyaspor’un sözleşmesini feshetmesi halinde alt ligde bile takım bulmakta zorlanacak en az 10 futbolcu sayarım size.
Geniş gözükse de Süper Lig için yetersiz birçok futbolcunun kadromuzda olduğunu artık kabullenelim.
O zaman niye kadromuz yetersiz, sezon başında bunlar gönderilip yerlerine yeterlileri alınsın demeyi de kolaya kaçmak olarak görüyorum.
Kulüplerin finansal açıdan ayakta kalmaları için ne tür sıkıntılar yaşandığı malumunuz.
10 yetersizi gönder yerine 10 üst düzey futbolcu al çözüm bu mu?
20-25 milyonluk takımı 50-60 milyonluk takım haline getirirseniz bu yükün altından nasıl kalkacaksınız?
Son yılların en iyi yönetimlerinden birisinin oluştuğunu söyleyebilirim.
En azından Konyaspor’un bir kuruşuna tenezzül etmeyecek bir yönetim olduğuna inanıyorum.
Şuana kadar yaptıkları icraatlar ile de bunu ispatladılar.
Başarı, basamaklar yavaş yavaş ama emin adımlarla çıkıldığı zaman yakalanabiliyor.
Bunları yazarken, o zaman kötü oynansın, madem kadromuz yetersiz beklentimizi aşağılara çekelim demiyorum.
Eldeki kadroyu doğru kullanarak ve iyi teknik analiz yaparak takım ligde daha iyi bir konuma taşınabilir.
Bunun gerçekleşmesi için de öncelikle takım olmayı başarmak gerekiyor.
Hani bazı takımlar için; ‘kolej havası’ deriz ya, işte tam bunu yaşamalıyız.
Kadroya giremeyen, ‘Beni nasıl kesersin’ demeyip papazlık yapmayacak, teknik kadro ise adaletli seçim yapacak.
Onun bunun adamı değil takımın adamı olan oyuncuları sahaya sürecek.
Yani formayı kapan hak ettiği için oynadığını, oynayamayan da yetersizliğini bilecek.
Bunu yapabilecek kişi de o takımın teknik direktörüdür.
Çünkü adalet en tepeden başlar.
Adaletsizliğin olduğu yerde ise terör kendini gösterir.
Konyaspor’da şuan için böyle bir sıkıntının olduğunu tahmin ediyorum.
Bu durum devam ederse takımda kelle veya kelleler kopar.
Herkes ayağını denk alsın.
Gelelim Sivasspor maçına.
4 haftadır kazanamayan Konyaspor bu maça da kazanmak için çıktı.
Oyunun ilk bölümlerinde de baskılı olan ve golü daha çok düşünen taraf Konyaspor’du.
Son haftalarda pozisyon bulmakta zorlanan bir Konyaspor izliyoruz.
Sivas’ta da durum böyleydi.
Ömer Ali’nin maçın hemen başında kaçırdığı o net fırsat golle sonuçlandırsa maçın öyküsü tamamen değişecekti.
Aynı Ömer maçın 64.dakikasında öyle bir müdahale yaptı ki, Konyaspor taraftarını ikiye böldü.
Ömer’i, hem kaçırdığı gol, hem de gördüğü kırmızı kartla hedef tahtasına oturtanlar da vardı, benim gibi gördüğü kartla takımına 1 puan kazandırdığı görüşünü savunanlarda.
Kaçırdığı golde vuruş kalitesi çok düşüktü, kendisine yakışmadı.
Ama 5 saniye arayla yaptığı iki kartlık hareketle yüzde yüzlük golü engelleyerek takımına 1 puan kazandırdı.
Son yarım saatini 10 kişi oynadığımız maçtan puan çıkarmayı başarı olarak değerlendiriyorum.
Kızdığım tek şey ise Jahovic’in neden ısrarla yedek soyundurulduğudur.
Sezon başından beri şunu net şekilde gördük ki Yatabare bu takımın ilk forveti olmamalıdır.
Adaletten bahsettik ya, Rıza hoca Jahovic’i artık kadroya almalı Traore’yi de zahmet olacak ama hazır hale getirmeli.
Devre arasında da yapılacak bir-iki takviye ile daha iyi noktaya geliriz.
Cumartesi günü Ankaragücü’yle maçımız var.
İç sahada haftalar sonra kendi ayarımızda bir takımla oynayacağız.
Sahamızda son 3 maçımız Fenerbahçe, Beşiktaş ve Başakşehir’leydi.
Ankaragücü maçı mutlak kazanılması gereken maçlar sınıfında.
Taraftar için bazı maçlar vardır tüm sezona bedeldir.
Lütfen ve ama lütfen bu bilinçle sahada terinizi dökün ve bu maçı kazanın.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar