Trabzonspor maçında haksız bir penaltı sonunda gardı düşen ve sahadan mağlup ayrılmak zorunda kalan yeşil beyazlılar için gelecek adına "ne olacak" sorusunun cevabı verilecek olan bir maçtı Kasımpaşa mücadelesi...
İlk yarıya bakınca "acaba" dedirten bir oyun vardı. Karşılıklı ataklar, topla daha çok oynamasına rağmen Kasımpaşa karşısında pozisyon anlamında denk bir oyun vardı sahada. Ama ilk yarıda ki oyun açık söylemek gerekirse kimseyi memnun etmedi. Konyaspor adına Uğur ve Miloseviç'in zorunlu değişiklikleri ister istemez teknik kadronun tüm planlarını alt üst etti. İkinci yarı için düşünülen planlar, hamleler bu değişikliklerle sekteye uğradı.
İlk yarıda göze çarpan tek pozisyon , 35. dakikada ceza sahası yayı üzerinde Eduok'un mükemmel plase vuruşunu Serkan'ın uçarak kurtarması belki de maçın kırılma anıydı...
Rakip, puan sıralamasında 2'nci, en çok gol atan ve bunun yanında da en çok gol yiyen bir ekip. Hızlı çıkabilen, gol umutları olan Dıagne Mbaye'yi hemen hemen her pozisyonda topla buluşturabilen bir takım. Netice de şu an da gol krallığında ilk sırada olan Dıagne Mbaye, biri fırsatçılığı, birinde de uzun boyu sayesinde Skubiç'in yanından çok rahat bir şekilde kafa vuruşu ile topu ağlara gönderişi...
Bu maçta Konyaspor'un eksiklikleri adına dikkatimi çeken bir kaç nokta var:
Birbirine çok benzeyen bir pozisyonda Jahovic, topu dışarı atarken, Dıagne Mbaye'nin topu ağlara göndermesi..
Rakibin beraberliği sağlamasından ardından Trabzon'da olduğu gibi yine 2-3 dakika sonra ikinci golü yememiz..
Ve; yenilen her iki golde de golü atan Dıagne Mbaye'ye Skubic'in müdahale etmesi... Skubic maalesef bu pozisyonlarda ya yavaş kaldı ya da zamanında müdahale edemedi. 2. golde ise rakibin boy avantajı karşısında zaten yapabileceği bir şey yoktu... Attığımız 2. golde de Jahovic'e verdiği pas da gerçekten güzeldi.
Gol yiyen süper ligdeki bir takımın iki maç üst üste hemen demoralize olması gerçekçi olmak gerekirse hiç yakışmıyor. Trabzon maçı için toleransa tamam ama Kasımpaşa karşısında bu duruma tolerans gösterilmemesi gerekiyor. Evet, bu karşılaşmada çok iyi geri dönüşler sağlandı. Futbolcuların isteği çabası, kazanma hırsları (ikinci yarı için) kabul edilebilir ama; çok çabuk demoralize olması asla ve asla kabul edilemez...
Bu kapsamada; ilk yarıda ki zorunlu değişiklikler, oyuna giren oyuncular ve hamle oyuncusu olarak da oyuna katılan Fofana'ya ve tüm oyunculara teşekkür ediyorum. Bir parantez de Jahovic'e.. Haftalardır eleştiri oklarının hedefi olan bu futbolcunun, bu karşılaşmadaki hırsı iyi ve güzeldi. Bu güzel oyununu 2 golle süslemesi hem Konyaspor hem de kendi açısından çok iyi oldu. Umarız, bu performansı devam eder.
Aykut Kocaman'la birlikte bir takım olma yolunda hızlı ve emin adımlarla ilerledikleri gözle görülüyor. Akhisar maçıyla birlikte tamamlanacak olan ilk yarı sonunda yapılacak olan değerlendirmeler ve belki de yeni takviyelerle Konyaspor, ikinci yarıya daha iyi, daha oturmuş bir takım ve korkulan deplasman olacak.
Bugün inanıyorum ki; Konya sokakları, "futbol" başlığındaki tüm konuşmalar, sohbetler eminim ki; hep şöyle:
"Hedef Avrupa..!"
YORUMLAR