Üretimin en büyük kalemi olan enerji maliyetleri, esnafı mağdur ediyor. Elektrikte sanayiciye ayrı, konuta ayrı tarife uygulanırken esnaf ise ticarethane kapsamında kullandığı elektrik bedellerini en yüksek tarifeden ödüyor. Konutlarda elektrik tasarrufu yapılması için çeşitli tedbirler alınırken, esnafın da dükkânının aydınlatılması hem can güvenliği hem de mal güvenliği açısından önemli.
Doğalgaza yüzde 25 civarında bir zam yapıldı. Bu çok büyük bir rakam. Maliyetin dörtte biri kadar bir artış anlamına geliyor. Yani bir liralık maliyete yüzde 25 eklendiğinde bu bedel daha da yükselecek.
Yapılması gereken, esnafın tarifelerinin biraz daha düşük olmasıdır. Artık birçok müessesede ya elektrikli ya da doğalgazlı fırınlar kullanılıyor. Öte yandan diğer sanayi alanlarında da enerji kullanımı önemli ölçüde bir gider kalemini oluşturuyor. Hal böyle olunca, üretimin en büyük kalemi olan enerji maliyetleri, esnafı mağdur ediyor.
Esnafın gelirinin artması için alternatif çözümler üretilmesi gerekiyor.
Yoksa esnaf zaten ayakta zor duruyor. Elektrik parası, doğalgaz parası, aynı şekilde sosyal güvenlik primleri ve diğer girdi masrafları esnafı perişan ediyor. Esnaf ve zanaatkârsız bir toplumda enflasyonla mücadele uzun sürecek gibi görünse de esnafın ayakta kalma süresinin azaldığını herkes görebiliyor. Bunun için elektrik ve doğalgaz tarifelerinde düzenleme yapılmalı.
Bu kalemler girdi maliyeti olarak kabul edilirse; bir pastacının, bir simitçinin, bir fırının, bir bakkalın buzdolabı ya da bir kasabın kullandığı elektrik maliyetleri vatandaşa bu kadar yansımaz. Bu tür zamlar yapılırken, fiyatların kontrol edilebilmesi ve maliyetlerin azaltılabilmesi için önlem alınması gerekiyor. Klimalar çalışacak, sokak aydınlatılacak, tabelalar yanacak. Enerji esnafın olmazsa olmazlarından olduğundan esnaf zanaatkar bu bağlamda korumaya alınmalı.
Esnafların, küçük ve orta ölçekli işletmeler için üç girdi çok önemli:
Birincisi elektrik, ikincisi doğalgaz, üçüncüsü su. Dördüncüsü de işçi maliyetleri.
Ayrıca bilindiği üzere iş yeri kiralarıyla ilgili sıkıntılar da devam ediyor. Artık mal sahipleri, 10 yılı doldurdun, iş yerimi boşalt demeye başlıyor. Esnaf ise ancak 10 yıl içinde müşteri potansiyelini oluşturabiliyor. Bu durumda dükkânını boşaltmak zorunda kalması, işsiz kalmasına neden oluyor. Hem Maliye Bakanlığı hem Enerji Bakanlığı hem de Ticaret Bakanlığı bir araya gelip, esnafın bu mağduriyetini gidermeli.
Ticarethanelerin tasarruf yapma gibi bir lüksü yok. Mecburen bu enerjiyi kullanmak zorundalar. Teknoloji gelişiyor. Herkes artık işini elektrik ya da doğalgazla yapıyor. Eskisi gibi odun, kömür kullanılmıyor artık. Bütün bu maliyetler dar gelirli esnafı mağdur ediyor. Bununla ilgili bir an evvel tedbirlerin alınması gerekiyor.
Öte yandan dolaylı vergilendirme de aynı şekilde, fiyatların yükselmesi yine vatandaşa yansıyor, küçük esnaf ayakta kalamıyor.
Her artış, devletin gelirini artırması gereken bir kalem olarak görülse bile, bu zamların hem tüketiciye hem de bu ticareti yapan insanlara önemli bir yük getirdiği, dolayısıyla maliyetin yine dar gelirliye yansıdığı herkes tarafından biliniyor. Bu zamlardan kaçınmak lazım.
Zam çare değil.
Son zamanlarda toplumun sosyal patlama yaşadığını da göz ardı etmeden, toplumun gelirini aşağı çeken yaklaşımlardan özellikle kaçınılmalıdır.
Üreticinin maliyetlerinin artmasının önüne geçilmez, sorunların çözülmesi yönünde adımlar atılmazsa, zamların altından kalkamayan esnaflar birer birer yok olmaya, maliyetler de dar gelirli vatandaşın omuzlarına çökmeye devam eder.
Yorumlar
Kalan Karakter: