Fil Suresinde, Kâbe'yi yıkmak amacı ile gelen Habeşistan Kralı olan Ebrehe'nin fil ordusunun, Yüce Allah tarafından gönderilmiş olan ebabil kuşları aracılığı ile nasıl helak edildiği anlatılır. İşte şimdi bugün o ebabil kuşları İsrail’in üzerine yağdırsın taşları.
Filistin Müslüman aleminin kanayan yarası iken, bugün tüm dünyayı ayağa kaldıran büyük bir yara haline geldi. Her zaman çıban başı olan İsrail arkasına aldığı destekle etrafına zehir saçmaya ve birilerine kapı açmaya çalışıyor. Yoksa kutsal topraklar veya vaat edilmiş topraklar olarak bu çatışmalara girilseydi Amerika’nın planları devreye girmezdi.
Filistin mi önce kuruldu İsrail mi?
Bu bölünme Yahudiler tarafından kabul edilirken bölgedeki Arap devletler tarafından ise kabul edilmeyerek 14 mayıs 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasıyla aynı gün ilk Arap-İsrail Savaşı başladı. Öte yandan 22 Eylül 1948'de Mısır tarafında bulunan Gazze'de bir Filistin Hükûmeti kuruldu.
Filistin, Yavuz Sultan Selim tarafından 1516 yılında Osmanlı topraklarına katılmış ve 1. Dünya Savaşı sonrasında kaybedildiği 1918 tarihine kadar 4 asır Osmanlı hâkimiyeti altında kalmıştır.
1948 Arap-İsrail Savaşı'nda Batı Kudüs, İsrail tarafından ele geçirilen yerler arasındadır ve Eski Kudüs de içinde olmak üzere Doğu Kudüs, Ürdün tarafından ele geçirilmiştir. İsrail 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı sonucunda Doğu Kudüs'ü ele geçirip sonrasında Batı Kudüs ile birleştirip Kudüs'ün tamamına hakim olmuştur.
İsrail ve Filistin neden kavga ediyor? İsrail-Filistin çatışmasının kökleri 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarına, Yahudiler ve Araplar arasında her ikisi de Orta Doğu'da kendi halkları için egemenlik elde etmeye yönelik büyük milliyetçi hareketlerin doğuşuna dayanmaktadır.
Uluslararası siyaset bazen çok hızlı bazen de çok yavaş gelişiyor. Bu günlerde İsrail açısından gelişmeler hem çok hızlı hem de çok yavaş. İsrail sahip olduğu tüm imkanları kullanarak tarihi olarak Filistinlilere tahsis edilmiş toprakları ele geçirerek iki devletli çözüm tercihini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Netenyahu kabinesinde olup da bütün bu toprakların zaten kendilerine vaat edildiğini düşünen radikaller çok memnun. Yine de ortaya bazı zorluklar çıkıyor. İsrail savunma güçleri Hamas’la bağlantıları olduğu çok tartışmalı olan Filistinlileri öldürmekte çekingen davranmasalar dahi, Gazze’de başka nereye gideceğini bilemeyen iki milyon civarında Arap var. İsrail Savunma Güçlerinin baskısıyla bölge içinde bir oraya bir buraya gidiyorlar ama bölgenin dışına çıkmıyorlar. Komşu Arap ülkeleri bu nüfusu almak istemiyor, fakat daha da önemlisi bu insanlar da Gazze dışında yaşamak istemiyorlar. Ne kadar gayret gösterirse göstersin, İsrail Savunma Güçleri bu nüfusu ne öldürebiliyor ne de yerinden atabiliyor. 157 ülke, henüz kurulmasa da Filistin Devletini resmen tanıyor
Bu gözlemi daha da netleştiren husus İsrail’e dönük desteğin evrensel bir düşüş yaşamasıdır. Henüz kurulmamış olsa da, şu anda 157 ülke Filistin Devletini resmen tanımış bulunuyor. Filistinlileri geleneksel olarak destekleyen ülkelere ek olarak, geçmişte İsrail’e destek olan Fransa ve İngiltere gibi ülkeler de artık Netanyahu hükümetinin eylemlerini kabul edilemez bularak Filistin Devletini tanıma kararı vermişlerdir. Gözlemciler İsrail’in uluslararası sistemde giderek yalnızlığa itildiği konusunda ittifak ediyorlar.
Bugün gelinen noktada Sumud Filosu bütün dünyanın gözlerini Akdenize, Filistin’e ve İsraile çevirdi. Her ne kadar yardımların ulaşmasını engellemek ve aktivistleri gözaltına almaya çalışsa da aslında yapılmak istenilenin bir kısmına ulaşıldı. Tabi bu bence böyle… fakat İsrail’in bütün dünyaya gözdağı verircesine bir davranış sergileyerek uyguladığı bu tavır elbette cezasını bulacaktır. Bizim endişemiz orada yaşayan çocukların yaşam haklarının ellerinden alınması ve bir soykırımın gözler önünde yaşanmasındandır.
Bir gün Ebabil kuşları filleri yener hiç kimse merak etmesin…
Yorumlar
Kalan Karakter: