Enflasyon resmi verilere göre kasım ayında yüzde 0,87 artışla yıllık bazda yüzde 31,07’ye geriledi. Bu veriler piyasanın beklendiğinden çok daha iyiydi.
Çekirdek enflasyon göstergeleri bu rakamların üzerinde seyretti ama dün açıklanan verilerde asıl dikkat çeken gıda fiyatlarındaki sürpriz düşüştü.
İktisatçılar çekirdek enflasyon rakamlarına bakmayı severler ama halkın büyük bir bölümü için çekirdek enflasyon anlamsız bir göstergedir. Halkın baktığı ya da hissettiği enflasyon gıda enflasyonudur.
Karın tokluğuna yaşayan milletten söz ediyoruz ya, aslında karın tokluğunu bile yeterince sağlayamayan bir toplum olduk. Enflasyon her zaman belirttiğim gibi cebinizdeki paranın alım gücüdür ve bu herkesin gelirine göre değişir. Hal böyle olunca resmi rakamların 0,87 çıkması çok da önemli değil. Bu neye yansır biliyor musunuz? Maaşlarınıza yapılacak zamma yansır. Bu cebinizdeki gelirin artmasını beklerken bir bakmışsınız ekonomi parlamaya, enflasyon düşmeye ve ekonomik verilerin iyi olduğundan bahsedilmeye başlanmış.
Açıklanan enflasyon rakamları halka ne inandırıcı geliyor ne de güven veriyor. TÜİK’in ya da siyasilerin yaptıkları açıklamalar halkın sorunlarına bir çözüm olamadığından halk kendi başının çaresine bakma derdine düşüyor. Barınma sorunu almış başını gidiyor. Aralık ayında kira zam oranı açıklandığında ev sahipleri buna ne kadar uyar bilemem ama,%36’nın üzerinde uygulanan artışlar kiracıyı daha da zorda bırakacak. Yoksa enflasyonun düşük açıklanması vatandaşın çok umurunda değil.
Nerede dikkate alınıyor?
Asgari ücrete yapılacak zamma yapacağı etki oranında dikkate alınıyor. Bu ay asgari ücret komisyonu kaç kere toplanıp karar verecek göreceğiz. Üstelik asgari ücret ülkenin %80 oranında genel ücretlere etkisi olan bir durum.
Çekirdek enflasyon gıda ve enerji gibi dalgalı kalemleri dışarıda bıraktığı için politika yapıcılar açısından önemli olabilir. Ama halkın enflasyonu onun sepetinde en çok yer kaplayan ürünlerle ölçülür. Burada da ana kalem gıdadır. Bu nedenle çekirdek enflasyon gerilese bile gıda enflasyonu yüksek seyrettiğinde, özellikle düşük ve orta gelir grupları enflasyondaki düşüşü aynı ölçüde hissedemez.
Nitekim Kasım ayına kadar gıda enflasyonu hep aylık artışla beklenen enflasyonun üzerinde geldi. Ama Kasım ayında hem aylık hem de yıllıkta beklenen enflasyonun altına inen gıda fiyat artışları gördük.
Gıda enflasyonu kontrol altına alınmadan halkın enflasyon sorununu çözmek mümkün görünmüyor. Üstelik bu yalnızca para politikasıyla aşılabilecek bir mesele değil. Olumlu gelen kasım rakamlarına rağmen tarımdaki verim düşüklüğünden tedarik zincirindeki aksaklıklara, yüksek üretim maliyetlerinden lojistik sorunlarına kadar uzanan yapısal bir reform ihtiyacı bence hala ortada duruyor.
Kasım ve aralık ayları enflasyonu, ekonomi yönetimi için özel önem taşır. Tıpkı mayıs ve haziran rakamları gibi… Zira bu artışlar, aynı zamanda emekliye verilecek zammın hesabında kullanılır ve hükümetin “sosyal atık” olarak gördüğü bu kesimlere fazla para vermemek için TÜİK kullanılır.
Devletin resmi veri üreticisi TÜİK bunu hep yapıyor. Hatta bu alışkanlığı yüzünden; “emekliden zam kaçırma” iddiasıyla mahkemeye dahi verildi. Duruşmaya çağrıldığında “sizin kafanız buna basmaz” diye atar dahi yaptılar. Binası şeffaf ama endeksi saklı yapısıyla doğal afet gibi TÜİK. Hatırlarsınız TÜİK’in kapısındaki yapılan eylemleri. Ücretliye daha az zam için endeks cambazlığı yolunu deniyor. Anlayacağınız ücretlinin cebinden parayı tırtıklamak için en kolay yol düşük enflasyon rakamları açıklamak ve ücretleri enflasyona endekslemek.
Yorumlar
Kalan Karakter: