Çağımızın önemli eğilimlerinden birisi olan gösteriş tüketimi, kapitalizmin yarattığı bir olgudur.
Gösteriş tüketimi çoğu kez ihtiyacı normal yoldan karşılamaya değil pahalı yoldan karşılamaya dönük harcamaları ifade eder. Örneğin geliri çok yüksek olmayan bir kişi açısından, aynı işlevleri gören daha ucuz bir cep telefonu yerine daha fazla tanınmış bir markayı almak böyle bir harcamadır.
Öte yandan, geliri çok yüksek olan bir kişi açısından böyle bir harcamanın gösteriş tüketimi kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tartışmalıdır. Çünkü yüksek geliri ve serveti olan bir kişinin bunu göstermeye ihtiyacı yoktur. Kuşkusuz bu da bir görgü meselesidir. Bazı insanlar zenginliklerini sergilemeyi severler. Daha görgülü insanlar ise tersine bunu sergilememeye çabalarlar.
Araba sahibi olmak için yapılan tüketim harcaması bugünün dünyasında bir ihtiyaçtır. Buna karşılık süper lüks bir araba sahibi olmak için yapılan tüketim harcaması ihtiyaç ötesinde bir harcamadır.
Gösteriş tüketimi için birçok örnek verebiliriz: Markalı elbiseler, ayakkabılar, takılar, saatler, gözlükler, kravatlar, eşarplar, lüks arabalar, lüks tatiller, en pahalı restoranlarda yemek yemek, son model ve pahalı mobil telefonlar, dizüstü bilgisayarlar. Bu sayılanların çok daha ucuza ve büyük ölçüde aynı işlevi görecek çeşitleri de olduğu halde insanların bir bölümü bunları almayı tercih eder.
Yüksek geliri olanların bu tür pahalı tüketim ürünlerine yönelmeleri bir dereceye kadar anlaşılabilir bir yaklaşımdır. Eğer bu ürünü alarak kendisini daha iyi hissedecekse ve parası da varsa pek sorun olmaz.
Buna karşılık birçok insan yeterince parası olmasa da kredi kullanarak, borç alarak bu tür ürünleri almaya yönelebiliyor. Bu, özellikle gelişme yolundaki ülkelerde çok yaygın olan bir davranış biçimi.
İnsanlar en son model cep telefonları piyasaya çıktığında onu satın almak için kuyruk oluşturuyorlar. Gece yarıları satış yapacak mağazaların önünde inanılmaz kuyruklar oluşturup, sıcak soğuk demeden bekleyenlere sizlerde en azından haberlerde görüp şahit olmuşsunuzdur. Bunların bir bölümü parası yeterli olanlar olsa da daha büyük bölümü o telefonla statü kazanacağını, prestij sağlayacağını düşünen daha düşük gelirli insanlar. Bu insanları bu tür bir harcamaya yönelten etkilerin başında “sürü etkisi” geliyor.
Gelelim sürü etkisine… Sürü etkisi; kişinin, çoğunluk görüşünü benimsemesi, başkaları tüketiyor diye aynı şeyleri tüketmeye yönelmesidir.
Yine insanları bu yönde harcamaya iten bir başka etki de “Weblen etkisi”dir. Weblen etkisi; fiyat yükseldikçe kalitenin de yükseleceği düşüncesinden kaynaklanan etkidir.
Tüketimi, ihtiyaç karşılamanın ötesine taşımak kapitalizmin özünü oluşturuyor: Tüketim toplumu yaratmak, tüketiciye ihtiyacından ötesini satmak, gerekli gereksiz mal ve hizmetleri üretmek ve pazarlamak ve tabii ki kazanmak.
Sanırım kapitalizmi böyle özetlemek yanlış olmaz. Bunu başarabilmek için yapılanların başında da insanların düşünce ve yaklaşımlarını yönlendirmek için yapılan reklamlar geliyor.
Sonuçta, kapitalizmin yönlendirmesiyle bütün dünyada tüketim toplumları yaratıldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: