Beş liralık doktor!...

Doktor, hekim veya tabip, tıp alanında çalışan profesyoneldir. Hastalık, yaralanma ve diğer fiziksel ya da zihinsel bozuklukların incelenmesi, tanısı ve tedavisi yoluyla sağlığın iyileştirilmesini, sürdürülmesi veya eski haline getirilmesi ile ilgilenir.
Doktorluk mesleğini yerine getiren kişiler insanların sağlıklarını korumaları için önlem alırlar ve onlara önerilerde bulunurlar, hastalıklara teşhis koyarak tedavi edilmesinde yardımcı olurlar, gerektiğinde tıbbi veya cerrahi müdahalede bulunarak hastaların hayatlarının eski haline getirilmesinde başrol oynarlar.
Bugün sağlıkta çağ atladık, modern tıbbın her türlü olanaklarını kullanıyoruz derken bazı doktorlara çağ atlatmayı unutmuş görünüyoruz. Hastanın sorunuyla ilgilenmekten çok ne giydiğine bakan doktor görmemiştik o da oldu. Bir de benim memleketimden çıkmıyor mu bu bağnaz adamlar daha bir canımı acıtıyor. Bırakın gençler yaşamın her alanında tecrübe kazansınlar ve edindikleri tecrübeler onları doğruya götürsün. Gençler başkalarının doğrularını yaşamak zorunda değiller. Kendi doğrularını başkalarına diretmek de yaşını almış kişilerin olgunlaşmadığını gösterir.
Çocukluğumuzda Konya’nın beş liralık doktoru vardı. Nereniz ağrısa ona giderdiniz. Üstelik tedavi için yazdığı reçetede ilaçların formüllerini de yazar eczaneler ona göre ilacınızı hazırlar kısa zaman da da iyileşirdiniz. Üstelik muayene şeklide gözü ve eliyle yaptığı kontrollerdi. Bugün olduğu gibi teknolojik görüntüleme cihazları da yok. Muayenehane deseniz Mevlana Müzesinin arka taraflarında Aslanlı Kışla Caddesi üzerinde bulunan aileden kalma kerpiç bir ev. Evin kapısından başınızı eğerek giriyorsunuz. Duvarlar toprakla sıvanmış kireçle badanalanmış bir sedye ve masadan ibaret olan küçük bir yer. Orada amaç hastaların derdine çare olmaktan öteye ekonomik durumu iyi olmayanlara da hizmet vermekti.
Doktor Saime Arıcan Dahili Hastalıklar Mütehassısı Fakir Hastaları Cuma Günleri Parasız Muayene Etmektedir. 17 Aralık 1954 tarihli Yeni Konya Gazetesi'nden bir ilan.
Bakınız yine eskilerden bir bilgi daha size. Konya ne güzel doktorlar gördü. Ne güzel insanlıklar gördü. Fakat bugün geldiğimiz noktada görüntü içler acısı. Hastanelerde tedavi olmak artık çok zor. Devlet hastanelerinde randevu çilesi çeken hastalar bir tarafa, özel hastanelerde tedavi olmak A sınıfı B sınıfı diye sınıflandırılmalarına göre fiyatlandırmalarla size hizmet veriyorlar. Yani oralardan tedavi olmanız için cüzdanınız kabarık olacak.
İki gün öncede canım babamın özel bir hastanede tedavisi vardı. Güzel hizmetler aldık. Doktor hemşire hizmetleri son derece güzeldi. Fakat hastaların beslenmesi konusunda, refakatçilerin beslenmesi konusunda hiç yeterli değiller. 200 bin liralık fatura on günlük için kesilen miktar. Paranız varsa yaşam hakkınız var. 
Doktorlar eski doktor değil. Hastasına dokunmaktan korkan poliklinik kapısında hastasının kriz geçirmesine sebep olacak kadar umursamaz doktorlarla karşılaşmıştım. Fakat hastasının kıyafetinden dolayı muayene etmeyi reddeden doktoru da Konya’daki doktor sayesinde herkes görmüş oldu. 
Öyle de güzel doktorlar var ki her darınızda yanınızda olan. Uzakta dahi olsa yolunuzu açan, yol gösteren, sorununuzun çözümü için her yolu deneyen, kendisinin yapamayacağı bir şey dahi olsa sizi doğru kanala yönlendiren işini layıkıyla yapan doktorlar da var. Elbette bizler toplum olarak birbirimize saygı göstermek, doktorun da robot olmadığından yola çıkarak bize hizmet veren değerler olduğunu unutmamak gerekiyor. Evet iyi ki varlar dediğimiz doktorlarımız hep var olsunlar. 
Doktorlarımızın da çalışma şartlarının iyileştirilmesi, haklarının teslim edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Fakat hastasını rencide eden, taciz eden, hastasına hasta olarak bakmayı öğrenememiş doktorları da istemiyoruz.
Herkesin ağzında pelesenk olan o cümleyi de söylemezsek sanki yazı eksik kalacak. “ Allah ne hasta etsin hastanelere düşürsün, ne de oralarsız bıraksın.” Bizim en büyük sorumluluğumuz kendimize iyi bakmak!....