Reklam
  • Reklam
Komisyon...
Reklam
BİLGE YILMAZ

BİLGE YILMAZ

Komisyon...

23 Haziran 2020 - 14:02

Aracılık, komisyonculuk hayatın her alanında yerini almış bir meslek grubudur. Her ne kadar bunu meslek olarak görmesem de... Üreticiyle tüketici arasındaki köprü gibi görünseler de, bulundukları piyasa sadece onların işine yarıyor. Çünkü, üretici yok pahasına satıyor hatta satamıyor zaman zaman, tüketici ise fahiş fiyatlara alıyor tabi maddi durumu elverdiğince. Ne oluyorsa bu ikisi arasındaki mesafede ve sürede oluyor.

Arz ve talep arasındaki dengesizlik, kopukluk da buradan doğuyor galiba. Hemen hemen her sektörde var olduklarını biliyoruz. Garip olan şu ki, onlara ihtiyaç duyuyoruz. Temel ihtiyaçlardan lüks isteklerimize kadar her kalemde onların varlığı hizmete ulaşmayı kolaylaştırıyor. Tam da bu yüzden varlıkları sorgulanmıyor, hatta elzem görülüyor.

Çünkü, üretici sadece üretmekle uğraşıyor, ulaştırma ve pazarlama başka unsurlar. Bütün bunlarla ilgilenebilmek ve kusursuz bir işleyişe sahip olabilmek kurumsallaşma gerektirir. Halbuki çiftçi için bu durum söz konusu değildir. Ya da ikinci el bir otomobil için içim rahat etsin diyerek güven teşkil eden bir galeriye gitmek ister insan doğal olarak. Ya da ev kiralamak için, ev almak için emlakçıya gidecektir. Tatile gitmek için tatil turlarını değerlendirenlerimiz de var, aracını park etmesi için valeye anahtarını veren de... Örnekler toplumun her kesimi için çeşitlilik gösterebilir, ancak bu onların varlığının bir göstergesidir.

Kastettiğim şey; mevcut ürünün ya da hizmetin olduğu gibi tüketiciye iletilmesini sağlayan kesimdir. Yani, kimse aracının deposunu petrol rafinerisinden doldurmaz, ya da ekmeğini un fabrikasından almaz, kimse kendi arabamı yapıyım diye tek tek parçaları toplamaz, ya da dur ben kendime istediğim gibi bir ev yapıyım demez... En azından genel olarak durum böyledir.

Dolayısı ile, gıda sektöründe, tarladan pazara kadar olan süreçte de, otomotiv sektöründe de, emlak sektöründe de yerini alıyor tabi ki. Daha pek çok örnek verebiliriz bildiğiniz gibi...

Peki, üretici ile tüketici arasındaki bu akışı sağlayan aracı kesim işini neye göre yapıyor? Amaçları üretimin desteklenmesi mi, tüketicinin haklarının korunması mı, toplumun her kesimi için en faydalı olana ulaşmak mı? Yoksa fark ettikleri bir açığı kullanarak köşeyi dönmek mi?

Varlıkları ve gereklilikleri bir yana, toplum için fayda sağlayıp sağlamadıkları düşünülmelidir bence. Ürüne ya da hizmete ulaşımı kolaylaştırdıkları aşikârken, fiyatlardaki artışın makulün üzerinde olması göz ardı edilemez. Öncelikli olarak pazarlardaki durumun ve çiftçinin şikayetleri, sonrasında da halkın fiyatlar karşısındaki şaşkın ve çaresiz tavrı en sorunlu aracılığın gıda sektöründe olduğunu gösteriyor. Tabi ki her şeye zam gelmesi çok sağlam bir bahane. Ulaşımda çalışan aracın yakıtına zam, şoförün ücreti, yollardaki geçiş ücretleri, taşımacılığın güvenilir ve temiz yapılması, depolama hizmetleri vs. Bunlar fiyatları etkileyen unsurlar kuşkusuz. Peki hizmet sunulan vatandaş bu durumdan memnun olmadığı halde, üstelik çiftçi de memnun değilken sorunun çözümüne dair neler yapılıyor? Elbette denetimler, takipler ve cezalar söz konusu. Her zaman olduğu gibi caydırıcılık pek yok anlaşılan.

Yani işin özü; gemisini yürütene kaptan deniyor. Olan da yine garibana oluyor...

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar