Reklam
  • Reklam
Sağlık olsun!
Reklam
BİLGE YILMAZ

BİLGE YILMAZ

Sağlık olsun!

11 Mayıs 2020 - 13:53

Sağlık deyince akla genel anlamda bütün uzuvların ve organların eksiksiz olması, kusursuz çalışması gelir hep. Bedenin zinde ve güçlü olması gerekir sağlıklı olmak için. Öyle mi gerçekten?
Akıl ve ruh sağlığı beden sağlığını etkileyen en önemli unsur değil mi? Neden bedeni bu kadar düşünürken aklı, ruhu görmezden geliyoruz? Unutabiliyor olmamız, yok saymamız, olmadığı anlamına gelmez ki.
Düşünsenize, bütün hastalıkları sıkıntı ve stres beraberinde getirmiyor mu? Psikolojik sebepler bağışıklık sistemimize sinsice darbe indirmiyor mu?
Mesela, toplumun büyük bir kısmının geçim sıkıntısı çekmesi, sınıf diye bir kavramın varlığını kanıtlarcasına aradaki farkın uçuruma dönüşmesi görmezden gelinebilir mi? İnsanların eve ekmek götürmek için deli gibi çalışıp emeğinin karşılığını alamadığı bir sistemde, başka birilerinin göze sokar gibi gösteriş yaptığı, bunun da hiiiiiiç alakasının olmadığı bir hanede sorunlara yol açtığı nasıl görülmez? Sosyal medyanın büyüsüne kapılıp, kendi hayatını kıyas hatasına düşen bir kesim söz konusu değil mi?
Çocuğunun istediğini alamayıp sinir krizi geçiren hatta cinnet getiren, borçlarını ödeyemeyip çıkmaza giren insanların beden sağlığı yerinde değil miydi? Kafasını yastığa koyunca rahat rahat uyuyabilmek varken hesap yapan, düşüne düşüne sabahı eden insanların fiziksel bi rahatsızlığı mı var ki uyku tutmuyor onları...
Sadece maddî sebepler değil, çeşitli faktörler de ruha darbe indiriyor maalesef. Örneğin, kişinin hiç istemediği halde mecburen yaptığı işler gibi. Tolere etmenin tahammül etmeye dönüştüğü insan ilişkileri gibi. Yalandan gülümserken aslında diş gıcırdatması, ceket iliklerken içinden küfretmesi gibi. Normal şartlarda selam bile vermeyeceği insana sırf çıkarları uğruna neredeyse yalakalık yapması gibi. Kendinden daha yetersiz gördüğü bir insanın altında çalışmak zorunda kalmak gibi... Örnekleri çoğaltmak mümkün tabiki.
Peki ne yapalım?

Mecburiyet boyun büküyor malum. Katlanmak zorunda olmadığımızı biliyoruz ama başka çare var mı?... Böyle böyle kandırıyoruz kendimizi, stres sıkıntı iliklerimize kadar işliyor. Önce depresyon falan diyor önemsemiyoruz, zamanla duruma alışıp normalleştiriyor ve unutuyoruz. E sonra da kronik rahatsızlıklar nüksetmeye başlıyor, hayırlı olsun... Hastane koridorları, tahliller, tedaviler, ilaçlar...
Peki bütün bunlara sebep olan şeyleri ne yaptık, sorun ortadan kalkmadı biz üstüne allı pullu örtüler örttük. "Hastayım ben bana dokunmayın!" a döndü, gecenin karanlığı yine zehir oldu.
Velhasıl, sağlığı ararken huzura bakmayı unuttuk...
Ziyanı yok, sağlık olsun!

 

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Didar Aliye koyuncu
    3 yıl önce
    Gönlüne sağlık ablacım başarılarının devamını dilerim.

Son Yazılar