Öncelikli olarak deplasmandan alınan her puanın önemli olduğunu vurgulamak lazım..
Yenemiyorsan, yenilmemek de önemli çünkü..
20 takımlı süper ligde 18 takım mağlubiyeti tadarken şu an için bir biz, bir de Trabzonspor namağlup takım olarak lige devam ediyor..
Bu da önemli çünkü...
Gelelim maça..
Geçtiğimiz hafta bütün takımlar 3-4 gün arayla üst üste zor müsabakalara çıktılar. Hafta boyunca erken ve bireysel hataların sonucunda atılan gollere şahit olduk.
Konyaspor da bunlardan biri. Trabzon karşısında çok erken gol yiyip, yine ikinci yarının hemen başında erken gol atıp; anlamsız bir şekilde geriye çekilmesiyle sahalarda ender görülen golü kalesinde görüp, 3 puanı kaçıran ekip olmuştu.
Kasımpaşa karşısında neredeyse aynı senaryo yaşandı.
Rakibine karşı şansı tutan yeşil beyazlılar, 3 dakika içerisinde iki farklı öne geçmesine rağmen sebepsiz yere geriye çekilme sendromunu neden ve niye yaşıyor anlamak mümkün değil.
Bu tür davranışı 80-85. dakikadan sonra yapılsa
hak verilebilir. Ama nedense 21. dakikada iki farklı öne geç, sonra geriye çekil, hata üstüne hata yap ve kalende golleri gör.
Bunu herkes gördü ama nedense futbolcular ve İlhan hoca çözüm bulamadı bu soruna...
Demek ki bir sıkıntı var Konyaspor'da.
İlhan hocanın gelişiyle "özgüven" kazanan yeşil beyazlıların, bu konuda bir sıkıntısı var sanki..!
Bir de kulübenin zengin olmayışı..
Başarılı olan kadroyla oynamak doğru değil ama; bazen rotasyona gitmek bazı oyuncuları dinlendirmek için gerekli sanki.
Trabzonspor karşısında çok iyi olan bazı oyuncular, Kasımpaşa karşısında vasat durumda idiler.
Koşacak halleri yoktu.
Sebebi sürekli oynamak mı acaba?
Yoksa Perşembe - Pazartesi maçlarını kaldırabilecek güçleri mi yok...
Bir de Ahmet Hassan..
Trabzon karşısında oyuna sonradan girince pek gönülsüzdü, isteksizdi.
Böyle tavır koyunca, son maça ilk kez onbirde başladı..
Umutluyduk..
Hele ki golü de atınca iyice daha da umutlandık ama; hevesimiz kursağımızda kaldı..
Oyundan çıkıncaya kadar yani 60. dakikaya kadar Konyaspor 10 kişi oynadı bence..
Attığı golden sonra takıma katkı sağlamak yerine faul yaparak takımın hızını kesti..
Bizim gördüğümüzü hoca da gördü ve daha fazla dayanamayıp, daha hareketli olan top tutma becerisi gösteren Cikalleshi'yi oyuna aldı. Bu oyuncunun girmesiyle ve yapılan diğer değişikliklerle kendi cezasının önünden bir türlü çıkamayan Konyaspor, tekrar rakip kaleye yüklenmeye başlayıp pozisyon kovaladı. Bunda başarılı da oldu. Abdülkerim'le ofsayt da olsa gol bulması, takımın hareketlenmesi açısından önemliydi.
Netice olarak, büyük çoğunlukla aynı futbolcularla 7 karşılaşma oynayan Konyaspor'un önümüzdeki haftalarda sakatlık başta olmak bir çok sıkıntı ile karşılaşması büyük olasılık.
Umarım ben yanılırım...
Bu yüzden, kulübe çok zengin olmasa da zorunlu rotasyona sıcak bakması lazım İlhan hocanın...
Cumartesi günü Konya'da oynanacak Alanya maçından sonra milli ara eminim ki Konyasporlu futbolculara büyük ilaç olacak...
Serdar Gürler'e bir parantez açalım..
Harika bir gol attı. Maç sonunda mutluluğu ve kendine olan özgüveni gözlerinden belliydi.
Yıllardır beğendiğim bir futbolcu olan Serdar Gürler'in eski günlere Konyaspor forması ile geri döneceğini umuyorum..
YORUMLAR