Kur'an'dan Rahmet Esintileri: Birinci Cüz (1)
Hüseyin TOPTAŞ

Hüseyin TOPTAŞ

Kur'an'dan Rahmet Esintileri: Birinci Cüz (1)

23 Eylül 2019 - 10:51

“Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.”(Enfâl,2)

 

Her işe Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile başlanmalı

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim Fatiha suresinin ilk ayeti besmele ile başlamaktadır. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile işe başlamanın gerekliliği hatırlatılarak mü’minin hayatta atacağı her adımda, yapacağı her eylemde Rabbinin Rahman ve Rahim oluşunu unutmaması, zihninde canlı tutması, yanlışlardan ve hatalardan korunması ve bilinçli hareket etmesi için her işe adeta besmele ile başlamanın gerekliliği hatırlatılmaktadır.

Fatiha suresinin ilk dört ayetinde Rabbimiz kendisini “ Rahman, Rahim, Alemlerin Rabbi ve Din gününün sahibi” olarak tanıtmaktadır. Beşinci ayette tevhid ve kulluk ilanı vardır. Sure, hidayet için yapılan dua ile de son bulmaktadır.

Fatihada verdiğimiz söz; Ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım dileriz

Kur’an’ın içerdiği esaslar öz olarak Fâtiha’da vardır. Zira övgü ve yüceltilmeye lâyık bir tek Allah’ın varlığı, onun hâkimiyeti, tek mabut oluşu, kulluğun ancak O’na yapılıp O’ndan yardım isteneceği, bu sûrede özlü bir şekilde ifade edilmiştir.

Fatiha özümsenmeden yapılacak okumalar, dualar noksan kalmaktadır. Övgüler Rabbimiz yerine bağlı bulunulan şeyhlere yönelmekte, tevhid inancı zedelenmekte, farkına varmadan Müslümanlar şirk bataklığına düşebilmektedirler. Dua için, yardım için hatta mahşer gününün sıkıntılarından kurtulmak için şeyhlerden, kutublardan medet beklenmektedir. Namaz kılan bir mü’min günde en az kırk defa Fatiha suresini okuduğu halde Fatiha’nın mesajından uzak bir hayat yaşamaktadır. Rabbimiz buyuruyor:

“Bismillâhirrahmânirrahîm. Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) mâliki Allah’a mahsustur. (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.” (1) 

Müslim’in rivayet ettiği bir kutsî hadiste Allah Teâlâ’nın, “Namazı (Fâtiha’yı) kulumla kendi aramda yarı yarıya paylaştım ve kulum dilediğini alacaktır” buyurduğu ifade edildikten sonra şöyle devam edilmiştir: Kul (namazda Fâtiha’yı okurken)  “Hamd âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur” deyince Allah, “Kulum bana hamdetti” buyurur.  Kul “rahmân ve rahîm”  deyince Allah, “Kulum beni övdü” der. “Ceza gününün tek sahibi” deyince “Kulum benim yüceliğimi dile getirdi” der. “Ancak sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz” deyince “Bu, kulumla benim aramda ortak olan kısımdır ve istediği kulumun olacaktır” buyurur. Kul “Bizi dosdoğru yola ilet; nimetine erdirdiklerinin yoluna;  gazaba uğramışların yoluna da, doğrudan sapmışların yoluna da değil!” deyince Allah, “İşte bu, yalnızca kuluma aittir ve kuluma istediği verilecektir” buyurur.

Namazda veya namaz dışında Fâtiha’yı okuyan veya dinleyen kimse, sûrenin sonunda “âmin” deyince aynı zamanda meleklerin de “âmin” dedikleri, hem şehâdet hem de gayb âlemlerinde aynı anda dile getirilen bu duanın Allah tarafından kabul buyurulacağı hadislerde açıklanmıştır. (Buhârî, Müslim)

Kur’an muttakiler için yol göstericidir

Bakara sûresinin değerini ve özelliklerini anlatan sahih hadisler vardır: “Evlerinizi (içinde Kur’an okumayarak) kabirlere çevirmeyiniz. Şeytan, içinde Bakara sûresi okunan evden ürker ve uzaklaşır” (Müslim).

Fatiha suresi “Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil” ayeti ile son bulmuştu. Bakara suresinin ilk ayetlerinde doğru yolda olanlar haber verilmektedir. Gazaba uğrayanların kimler olduğu bildirilmektedir.

“Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar. Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar. İşte onlar Rab’lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır.” (2)

Doğru yolda olmak için muttakilerin sahip olduğu bu inanç esaslarına amel ile birlikte sahip olmamız gerekmektedir. Bundan sonra da 2 ayette kafirlerin 22 ayette ise münafıkların hasletlerinden bahsedilerek gazaba uğramamak için bunlardan uzak durmamız bildirilmektedir.

“İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.

Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.

İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler.” (3)

Adem(AS) ile İblis kıssası 30- 39.ayeterde anlatılarak tevbe ile adam olmak, haset ile şeytan olmak konusu anlatılmıştır.

Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…

 

  1. Fatiha 1-7
  2. Bakara 2-5      
  3. Bakara 12-14

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar