Sevgili okurlarım, değerli takipçilerim. Bu ülkede hiç kimse vatan haini değildir. İşçisi, köylüsü, emeklisi, memuru, ülkenin kalkınması, çağdaş ülkeler düzeyine çıkmasını amaçlar.
Ülkemiz ne yazık ki yanlış ekonomik uygulamalar ve liyakatsızlık nedeniyle; cumhuriyet döneminin en ağır ekonomik sürecini yaşamaktadır.
Sn. Erdoğan yıllar önce bir konuşmasında: “Hans’ın var da, Hasan’ın neden olmasın” diye yüreklere su serpen, umutları yeşerten, geleceğimize güvenle bakmamızı sağlayan bu sözü söylemişti.
Söylem güzeldi de eylem, hiç dediği gibi olmadı.
Şimdi Sn. Erdoğan’a hakkımız olarak soralım.
Emekli öğretmen Hans, aldığı aylıkla ülke ülke geziyor, en güzel beş yıldızlı otellerde konaklıyor, en leziz yemeklerini tadına bakıyor, garsonlara bahşiş veriyor.
Bizim emekli öğretmen Hasan, aylığı ile ülke dışına çıkabiliyor mu, köyüne gidebiliyor mu, otellerde kalabiliyor mu, otellerde lezzetlerin tadına bakabiliyor mu, torunlarına bayram harçlığı verebiliyor mu?
Sayın Erdoğan Hans ,bunları yaparken Hasan neden yapamıyor?
Hiç düşündünüz mü, acaba dediniz mi, neden diye kendinize sordunuz mu? Oysa elinizdeki yaptırım gücü inanın padişahlarda bile yok. Padişahların, Veziriazamı, Şeyhülislamı, beylerbeyleri, Divan’ı vardı.
Sizin önünüzde engel ne var Tanrı aşkına? AKP’li bir vekilin dediği gibi Yargı, Yasama, Yürütme hep elinizde. Hasan’ın yapabilmesi için ekonomik olarak güçlü olması gerekir. Hasan, bu sosyal hayattan neden faydalanamıyor?
Hans, ülkesinde haftada bir kez ailece Gasthaus’a (Lokantaya), sinemaya, tiyatroya, gezmeye gidebiliyor.
Hasan bunları yapabiliyor mu?
Yapamıyorsa neden acaba diye araştırıyor musunuz?
Hans, her beş yılda arabasını da değiştiriyor ya da araba alabiliyor.
Hasan ne yapıyor?
Araba alabiliyor mu? Bırakın araba almayı sofrasına koyacak gıdaya rahatça ulaşabiliyor mu?
Hans, hastalanınca randevu alabilir miyim kaygısı taşıyor mu, üç-beş ay sonrasına randevu alıyor mu?
Ya senin zavallı Hasan, hastalanınca ne yapıyor, muayene olabilmek için kimleri devreye sokuyor?
Hans’ın ülkesinde hangi bürokrat üç-beş yerden maaş-huzur hakkı alıyor?
Ya Hasan’ın ülkesinde Hasan, asgari ücretle geçinme derdinde iken ballı maaş alanlar ne oluyor?
Hans’ın ülkesinde vekiller, parlamentoda ucuz kebap, yemek yemezlerken; Hasan’ın ülkesinde Hasan, kasabın önünden geçemezken, lokantanın yolunu unutmuşken, vekilleri parlamentoda etsiz yemek yiyorlar mı?
Geçenlerde hali vakti düzgün olan bir Hasan:
“Şimdiye kadar peynirin tadına bakarak alıyordum, ilk kez fiyatına bakarak aldım” dedi.
Neden acaba sayın Erdoğan, hiç merak edip sordurdunuz mu?
Hans, ev kiralamada korkmuyor, semt semt ucuz kiralık ev aramıyor.
Sizin ülkenizde 14.500 lira emekli maaşı, 24.500 lira asgari ücret alan Hasan, rahatlıkla, huzurla ev kiralayabiliyor mu?
Hani Hans’ın olacaktı da Hasan’ın neden olmasın demiştiniz. Sahi ne oldu Hasan’ı da askıda ekmeğe, Kent Lokantalarına, Halk ekmek, ucuz et-kıyma, ucuz sebze-meyve kuyruklarına muhtaç ettiniz?
Hiç merak ettiniz mi neden diye?
Hans’ın ülkesinde atanamayan öğretmen ağlıyor mu, intihar ediyor mu? Mülakat saçmalığıyla hakkı yeniyor mu?
Sn. Erdoğan, siz iktidara gelirken Fakir-fukara, garip-guraba diye büyük bir umutla geldiniz. Ülkenin yarısından fazlasını fakir-fukara-garip-guraba yaptınız. Orta direk bitti. Zengin ve yoksul bir sınıf oluşturdunuz. Türk insanı artık ya zengin ya da fakir. Hans ile Hasan arasındaki fark maalesef bu. Hans’ın sahip olduğu sosyal statü, ne yazık ki Hasan’ın hayali bile değil artık.
Bilmem anlatabildim mi? Belki de bu durumdan sizi, Maho ağanın çevresindekiler gibi haberdar etmiyorlardır.
Durum kötü. Halk, açız diye artık sokak röportajlarına çıkmaya başladı. Önlem almak sizin işiniz. Hans’ın yaşadığı gibi Hasan’ı yaşatmakta muhalefetin değil AKP’nin görevidir.
Esen kalınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: