Başta Sn. Reis olmak üzere pek çok AKP’li vekil ve bürokrat, “bizden önce şu var mıydı, bu var mıydı “diye konuşmaktalar.
Bu söylemleri bilmeden söylüyorlarsa yalan, algı için söylüyorlarsa iftira değil mi?
Sn. Reis bir konuşmasında: “Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretemiyorduk” dedi.
Dedi ben de şaşırıp afalladım. Sonra düşününce 25 yıl önce yapılanlardan bazıları aklıma geliverdi.
25 yıl değil daha gerilere götürmek istiyorum.
Meğer 1951’den beri yerli ve milli iğne üretiyormuşuz.
1930’larda modern uçaklar yapıp, Çin ve Finlandiya’ya satmışız.
1943’de Ereğli Sümerbank Bez Fabrikasını, Nazilli kumaş ve basma fabrikası başta olmak üzere pek çok fabrika yapmışız ve Anadolu insanını rengarenk giydirmişiz.
Bunların tamamı da yerli, milli ham madde ve işçilikle imal edip, yerli ve milli ürünler üretiyorlardı.
Teeee 80 yıl önce Şeker Fabrikaları yapmışız ve bu fabrikalar, şeker hastası yapmayan şeker üretiyorlardı, hepsini de siz sattınız.
Büyük sanayi fabrikalarımız olan: Tüpraş, SEKA, Türk Telekom, Erdemir, Tekel, Petkim gibi dev yatırımlarımız vardı ve hiç birisi yabancılara satılmamıştı, siz satana kadar.
70’li yıllarda TUSAŞ, ASELSAN’ımızı kurmuştuk. Bunların ne yaptığını sanırım biliyorsunuz.
80’li yıllarda TOKETSAN ve HAVELSAN kurulmuştu hatırladınız mı?
Sizden önce iğne yapamadığını söylediğiniz bu ülke; Ereğli Demir-Çelik fabrikasında çok kaliteli çelik üretip hem iç piyasanın ihtiyacını karşılıyor hem de yurt dışına çelik satıyordu.
Halkın olan MKE (Makine ve Kimya Endüstrisi) barut, silah ve askeri mühimmat üretiyordu harıl harıl.
Tarımda dayalı Türk ekonomisinin ihtiyaçları da önemliydi, 1650’lerde bu alana da geçtik ihtiyaçların neredeyse tamamı yerli ve milli olarak üretiliyordu.
Sevgili dostlar, değerli okurlarım!
Bu saydıklarımın hepsi, Lozan’ın gizli maddeleri (!) gibi gizli filan da değil. Biraz zaman ayırın girin internete daha fazlasını göreceksiniz.
Benim gözümden kaçan belki de daha çok fabrikamız bile vardır. Paşabahçe Şişe-Cam fabrikası dünyanın en kaliteli ürünlerini üretebiliyordu.
Bankalarımız vardı yerli ve milli; İş Bankası, Ziraat Bankası, Tütünbank, Şekerbank, Demirbank, Öğretmenler Bankası ve daha niceleri..
Aşı, serum, ilaç üreten fabrika ve enstitülerimiz de vardı. Çine aşı göndermiştik. Maalesef siz hepsini ya sattınız ya da kapılarına kilit vurdunuz.
Bütün bunlar ayan beyan ortada iken, halkı kandırmanın, aldatmanın, zihinleri bulandırmanın gereği nedir Tanrı aşkına?!
Elbette siz de daha iyi, daha çağdaş, ülke gereksinimine yanıt veren şeyler yapacaksınız ve yaptınız da. Bu, hükümet olmanın halka ve ülkeye hizmet etmenin bir gereğidir.
Bu ülke için taş üstüne taş koyanlara selam olsun.
Kişi odur ki; koya bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.
Esen kalınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: