Ömer Atiker’in kara parası yok!

SAYGIYI HAK EDİYORLAR
İstekler, beklentiler, imkanlarla sınırlıdır…
Bugünün şartlarında Konyaspor’un durumu malum!
Kötünün iyisi…
Bu bir gerçek…
Konyaspor’un ya da Ömer Atiker’in “kara parası” yok ki, vasat bir oyuncuya milyon eurolar vererek transfer etsin!
Dolayısıyla da, Ömer Atiker ve arkadaşlarının buraya kadar gösterdikleri maddi-manevi performans her türlü saygıyı hak ediyor…
Öncelikle bunu kabul etmek lazım…
Bir tarafta milyarın üzerinde borcu olan, bir tarafta transfer tahtası kapalı olan, dahası birçok sıkıntısı olan bir kulüpten söz ediyoruz…
Ve yavaş yavaş  olsa da, bu tür sıkıntıları aşmaya çalışan Ömer Atiker ve arkadaşlarına teşekkür edip, ‘yaptıkları, yapacaklarının teminatı’ diyerek, kendilerine destek verilse daha güzel olmaz mı?
En azından çalışma şevklerini artırır, daha iyiyi yapmanın gayretini gösterirler...
Şunun da altını çizmek gerekirse; takımın ihtiyacı olan oyuncuları transfer ettiler mi?
Ettiler…
Hocanın istediklerini aldılar mı?
Aldılar…
“Daha ne yapsınlar?” demem, abes kaçmaz. 
xxx
KONYASPOR İLK SINAVINI VERECEK
Futbol heyecanı hafta sonunda başlıyor...
Hakemlerin başlama düdüğünü çalmalarına sayılı saatler kaldı...
Takımlar son ısınma turları için değil, ligde oynayacakları ilk maçların antrenmanları için start aldılar...
Maç haftasını girdiler yani...
Umarım ki, iyi bir sezon geçirir futbol ailesi…
Tabi ki Konyaspor’umuz da…
Konyaspor, sezonun ilk sınavını İstanbul’da Eyüpspor’a karşı verecek...
Daha öncede söylediğim gibi, ligin ilk maçları sürprizlere açık, dolayısıyla da ne ev sahibi ne de misafir takım için 3 puan çantada keklik değil...
Temsilcimiz Konyaspor, sezona iyi başlamak ve İstanbul’dan puanla dönmek isteyecek...
Sezonun ilk maçının keyifli olacağını düşünüyorum...
Tabi ki kazanan da biz olacağız...
Başta Ömer Atiker ve  yönetimi olmak üzere, teknik adamlara, oyunculara ve taraftarlarımıza 2025-2026 futbol sezonu hayırlı olsun.
xxx
MEDYAMIZ BİLDİĞİNİZ GİBİ
Türkiye’de kulüplerin durumu iç güveysinden bile hallice değilken, ülkenin özellikle ulusal yayın yapan gazeteler, televizyon ve youtube kanalları sadece transfer haberleri yaparak, hayal satıyorlar…
Alıcısı oluyor mu bunların?
Oluyor ki, her gün aynı haberler, aynı manşetler!
Bunların dertleri; kulüplerin ekonomik durumları, altyapılar veya iyi futbol değil, bunların derdi başka!
Acayip bir yarış içindeler…
Traj ve reyting yarışı…
Sonrasında da “indiregandi” meseleleri!
Türk futbolu  nasıl bir kaosun içerisinde ya da Türk futbolu nerede, nereye gidiyor, kimsenin, hele de bunların hiç umurunda değil...
Bir kuruşa ihtiyacı olan bu ülkede, yüz milyonlarca dolar-euro sadece bir futbolcuya veriliyor, ancak kimse de çıkıp sormuyor, paranın kaynağını!
Tek tük gerçekleri yazan veya söyleyen olmuyor mu?
Onları ayrı tutuyorum…
İşte onlardan birisi, benim de dostum olan Gürel Yurttaş, kekelemeden, yutkunmadan sormuş…
Ülkemizin dürüst, namuslu, bir dönem aynı çatı altında birlikte mesai yaptığım sevgili Gürel Yurttaş, halktv.com.tr’deki köşesinde,  yüz milyonlarca  euro’nun bir oyuncuya nasıl verdiğini sorgulamış…
Daha doğrusu; Galatasaray kulübünün, Osimhen’e159 milyon euro, yani 7 milyar 393 milyon 500 bin TL’sini nasıl vereceğini yazmış…
Yazısının bir bölümünde de, Galatasaray’ın bu parayı nereden ve nasıl bulacağını sormuş…
Haksız da sayılmaz…
Ayrıca ilk kez duyduğum bir de “sadakat primi” meselesi var!
Ben anlayamadım…
Aradım Gürel Yurttaş’ı, “Nedir bu sadakat primi meselesi” diye cahilce sordum!
Kendisi de anlayamamış…
Sağa yatırmış, sola yatırmış,  eğmiş bükmüş yine de anlayamamış…
En sonunda hacılara hocalara sormuş, soruşturmuş, yine de “sadakat primi” işinin içinden çıkamamış…
Bu “sadakat primi” kötü bir örnek!
Bundan sonra, bütün futbolcular sözleşmelerine “sadakat primi” diye, abuk-sabuk bu maddeyi koyarlar ise kimse şaşırmasın.