Konyaspor ve TÜFAD ödülleri

Öncelik tabi ki Konyaspor…
Şehrin kaderi, gölge gibi takip edeni ve edileni!
Ömer Atiker’in koltuğa oturması, sadece camiada değil, şehirde de bir sinerji oluşturdu…
Bu gerçek…
İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum’un yüzde yüz omuz verecekleri Ömer Atiker kolları sıvadı…
Ömer Atiker’e en büyük destek, tereddütsüz Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’dan gelecek…
Çünkü, Konyaspor başkanlığını kendisine “altın tepsi içinde” sunanların başında Uğur başkan geliyor…
Dolayısıyla Ömer Atiker’in yanında olacaktır…
Bundan kimsenin şüphesi yok.
xxx   
Konyaspor yönetiminde görev dağılımı gerçekleşti…
Futbol kulüplerinde ya da spor federasyonlarda “İcra Kurulu” önemli bir kurumdur…
Kulüpteki önemli kararları verecek ve sorumluluk alacak olan, Başkan Ömer Atiker başta olmak üzere, bu altı kişinin omuzlarındaki yük, diğer arkadaşlarına oranla biraz daha ağır…
Gazeteci olarak değil, Konyaspor’da, Triatlon ve Boks Federasyonları yönetimlerinde görev yapmış birisi olarak söylüyorum…
Celalettin Katırcı, Mahmut Karabulut, Lütfi Can Başaran, Ali Kaya, Yunus Derebağ ve Cengiz Yönet…
“Cengiz Yönet” demişken, Basın Sözcülüğü görevi kendisinde…
Bizimle alakalı olduğu için, altını çizmekte yarar var… 
Ömer Atiker, doğru, işini iyi yapan, mesafesini iyi ayarlayan, hiçbir basın mensubunun karnının ağrımayacağı Cengiz Yönet’e bu sorumluluğu vermesi, doğru bir adım…
Ömer Atiker’in attığı doğru bir adım da, futbol şubesi sorumlusu Yusuf Küçükbakırcı’nın aynı göreve devam etmesini sağlaması…
Küçükbakırcı, bir önceki yönetimde deneyim kazandı ve yoğurdu üfleyerek yiyecektir…
Futbol Şube Sorumluluğu ile Basın Sözcülüğü kadar, diğer görevlerde son derece önemli…
Umarım iyi işlere imza atarlar.
xxx
Ömer Atiker’in görev bölümünden sonra yaptığı icraatların en önemlisi, Recep Uçar’la yola devam etmesi…
Daha önce de yazmıştım, Recep Uçar’la devam edilmesinin doğru olacağını…
Teşbihte hata olmasın, “Eldeki kuş, daldaki kuştan iyidir” diye atalar bile söylemiş…
Adamın sözleşmesi var ve sen dersen “hayır” deme şansı yok…
Ve en önemlisi de, sezon öncesinde kafan ağrımayacak…
Sosyal Medya veya medyada bir sürü ipe-sapa gelmez önerilerin de önüne geçmiş olacaksın…
Çok uzatmaya gerek yok, Ömer Atiker, Recep uçar konusunda doğru kararı vermiştir…
Şu da var; baktınız olmuyor, medeni bir şekilde yolları ayırırsınız…
Hoca Nasrettin’in “ya tutarsa” hesabı!
Futbolda taraftar günlük, yani günü düşünerek yaşar...
Recep Uçar gibi teknik adamlar ise futbola haftalık, yani maç maç bakarlar…
Derler ya, “önümüzdeki haftaya bakacağız” diye…
Doğrudur…
Ama, Başkanlar ve yönetimler öyle mi?
Değil…
Onlar sezonluk bakarlar…
Bir tarafta bütçe, bir tarafta sportif başarı, diğer tarafta beklentiler, başkanları ve yönetimleri boğar…
Maç kazanılır primler maaşlar, maç kaybedilir eleştiriler, daha ileri gidilerek hakaretler!
Yukarıda da belirttiğim gibi, Ömer Atiker koltuğa oturduktan sonra, oluşturduğu sinerji ile birlikte, beklentilerin artmasını doğal karşılamak lazım…
Her zaman söylerim; “futbol, sadece futbol değil” diye…
İçerisinde her türlü cambazlığın olduğu, bazılarının “vezir” bazılarının da “rezil” olduğu bir temaşa oyunudur…
Dikkatli olmak lazım…
Hele hele bu şehirde…
Futbol şehri olmadığımız için, paydaşların, yani ASKF’si, TÜFAD’ı, TSYD’si, Medyası ve taraftarının kalitesi ne kadarsa, futbol takımımızın kalitesi de o kadardır…
Anlayacağınız futbol aklımızdan ve toplam kalitemizden söz ediyorum…
İtirazı olan var mı? 
TÜFAD ÖDÜL TÖRENİ
Çok uzun cümleler kurmayacağım…
İsmet Karababa’nın başında bulunduğu TÜFAD Konya Şubesi’nin ödül töreninde bulundum…
İsmet Karababa, şahsımı da “Hizmet Ödülü” ile iltifatlandırdı…
Sağolsun…
Mütevazi olmayacağım, spora hem yönetici, hem de gazeteci olarak  
hizmetlerim oldu…
Halen de devam ediyor hizmetim…
Ancak bu ödüller, bizim gibi, yaşı kemale ermişlere değil de, işini hakkıyla yapan, genç muhabirlere verilse daha iyi olmaz mı?
Şuna da karşıyım; kurumlar, yani TÜFAD, ASKF, TSYD, TÜRFAD ve bu gibi STK’lar bu tür ödülleri kendi mensuplarına ya da yöneticilere verseler daha iyi olmaz mı?
Benden başkası  yazar mı, yazmaz mı bilemiyorum, ben torpilli ödüllere de karşıyım…
Ödüller isimlere değil, hak edenlere verilmeli…
Sadece bir örnek vermek gerekirse, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca’ya bırakın dünyanın ödülünü, gökteki bütün yıldızları ödül olarak taktim ederdim…
Çünkü, spora gerçek manada destek veren ve hizmet eden bir insan…
Bizim gibi yaşı kemale ermişlere verilen ödül, Hasan Kılca’ya verilen ödülle aynı olmamalı.