"Konyasporluluk ruhu"
Yayınlanma :
20.10.2025 17:26
Güncelleme
: 20.10.2025 17:26
Taraftarlık ve kulüp ruhu
Konyaspor’un dinanizmi ve ruhu elbette taraftarıdır…
Takımlarına olan aidiyetlerinden hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir…
Vefalıdırlar…
Emeğe saygılıdırlar…
Burada bir sıkıntı yok…
Konyasporluluk ruhu vefa duygusudur…
Bu kulübe kim emek harcamış, kim emek harcıyorsa ve de bir adım dahi olsa bir ilerleme sağlamışsa taraftar onu gönlünde yüceltir, unutmaz…
Birkaç örnek vermek gerekirse, Özkan Sümer başta olmak üzere, Aykut Kocaman ve Sergen Yalçın’ın Konyaspor taraftarının gönüllerinde yeri başkadır…
Başka başka takımlarla Konya stadına ayak bastıkları zaman, bir sevgi seliyle karşılanır, skor ne olursa olsun alkışlarla uğurlanırlar…
Bu bir realite…
Yani gerçek…
Bunun birçok örneğini gördük…
Peki, takıma neden sitem vardı Kocaelispor maçında, neden Recep Uçar’a tepki vardı?
Çok basit, takım iyi görüntü vermiyordu…
Taraftar gidişten mutlu değil…
Olabilir…
Gayet normal…
Normal olmayan, Konyasporluluk ruhundan uzaklaşma görüntüleri vermek…
Özellikle sosyal medyada yazılan çizilenler, Konyasporluluk ruhuna yakışmıyor!
Maç yazısında Recep Uçar’ı ben de eleştirdim…
Eleştiri başka, hakaret başka!
Seversiniz ya da sevmezsiniz, ama hakaret edemezsiniz, kaldı ki buna hakkınız da yok, hakkımız da yok…
Yazının girişine yumuşak bir giriş yaptım…
Okuyucuların ya da taraftarların gazını almak için değil, bir takım için taraftarın önemini vurgulamak istedim…
Kaldı ki, ben on numara bir futbol yazarı değilim, ama mütevazi olmayacağım iyi bir spor yazarıyım…
Amatör lisanlı futbol oynadım, ucundan kıyısından olsa da futbolu bilirim, ama uzmanı değilim…
Dolayısıyla da, yukarıda da belirttiğim gibi, taraftara, okuyucuya ya da teknik adamlara ve oyunculara yalakalık edecek değilim.
xxx
Esas konumuza gelelim…
Kendimi bildim bileli maçlarda ya da maç sonrası kendi sosyal medyalarında kendi futbolcusuna, kendi teknik adamına, yönetimine, maçı yöneten hakeme, hatta top toplayıcısına küfür ederek rahatlamayı kendine hak gören insanlara hep karşı olmuşumdur…
Olmaya da devam edeceğim…
Adam evindeki, işindeki derdini stresi stada getirir ve maçın başından sonuna kadar kafayı taktığı birine, ki, bu Recep Uçar da olur, Recep İvedik de, olabilir sürekli küfür ederek rahatladığını zanneder!
Ama öyle değil işte…
Tepki göstermek başka, küfür ve hakaret etmek çok daha başka…
Son Kocaelispor maçında ve maçtan sonra Recep Uçar’a yapılanlar…
Hoş değil…
Yazımın başlığı olan “Konyasporluluk ruhuna” hiç yakışmıyor…
Anlamak mümkün değil…
Bu nasıl bir psikolojidir?
Takımını sevmek, belirli bir ücret karşılığında sevdiğin takımın maçını izlemek hakkın mı?
Hakkın…
Eyvallah…
Ama insanlara hakaret etmek ya da ağız dolusu küfür etmek senin hakkın değil arkadaş!
Kendini müşteri gibi gören seyirci ile Konyasporluluk ruhunu taşıyan gerçek taraftarı ayırmak lazım…
İtiraz ettiğiniz zaman, “Sana ne kardeşim, oynasınlar onlarda, bu kadar para veriyoruz maça geliyoruz, ş….ler oynamıyorlar” diyen ve kendisini bir müşteri gibi gören insanların tribünlerden uzaklaştırılmaları gerekir…
Evinde ya da işindeki sorunu çözemeyip, stada gelen ya da klavye başına geçerek stresini buralarda atan böyle bir zihniyetle karşı karşıya Türk futbolu ve futbol kulüpleri…
Tabi ki, Konyaspor’da bu zihniyetten nasibine düşeni alıyor!
Türk futbolunun imaj kaybının en önemli nedenlerinden birisi, kendisini müşteri gibi gören seyircilerdir…
Açık konuşmak gerekirse, bu tip insanlar ne Türk futbolunun ne de Konyaspor’un bir parçası değil, birer parçalayıcısıdırlar!
Bu kadar net.
xxx
Gelelim Recep Uçar’a…
Sevmeyebilirsiniz veya yetersiz görebilirsiniz…
Eyvallah…
Ama, maç oynanırken, maçtan sonra onca eleştiriye, hakarete ve yazılıp çizilenlere kafasını kaldırıp bakmayan, tek laf söylemeyen bu adama, bu tip eleştiriler hoş olmuyor…
Kulübeden ayrılıp, soyunma odalarına yönlendiğinde tribünlerden koro halinde edilen ağır eleştirilere maruz kalmasına rağmen, başını yerden kaldırmayarak sahayı terk ediyor…
Kendisine yapılanları görmüyor ve duymuyor…
Teknik adamlığı tartışılır mı?
Kimin tartışılmıyor ki?
Ama sessizliği, tavrı ve duruşuyla bu ülkenin örnek teknik adamlarından birisi olan Recep Uçar, en azından bu anlamda saygıyı hak ediyor…
Kaldı ki, bu kulübün başına gelmesi için, Konya’da yaşayan, taraftar, seyirci, kongre üyeleri ve büyük çoğunluğun gönlünden geçen Ömer Atiker gibi bir başkan ve arkadaşları, daha doğrusu karar vericiler çok mu mutlular?
Şunu söylemeye çalışıyorum; futbolda iyi ya da kötü sonuçlar olabilir mi?
Elbette olabilir…
Beşiktaş gibi bir takım kendi evinde 30-40 bin taraftarının önünde Gençlerbirliği’ne mağlup olabiliyor…
Hiçbir takım sahaya kaybetmek için çıkmaz…
Futbolda ya da başka bir spor branşında eleştiri olabilir, ama hakaret ve küfür olmamalı…
Yol gösterici eleştirilerden ders çıkaranlar da var…
Bu tür eleştirilere “hadi lan sende” diyen bir teknik adamla hiç karşılaşmadım…
Doğru tekdir ve önemli olan da o doğruda buluşmaktır…
Özetlersem; ironi da olsa “ölmeye, ölmeye geldik” diyerek, takımlarını ve oyuncularını göklere çıkaran, tribünleri dolduran taraftarların benim gönlümdeki yerleri bambaşka…
Kendisini müşteri gibi gören ve her türlü küfrü ve hakareti kendilerine verilmiş hak gibi görenlerle işim olmaz…
Bu kadar.

Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: