Sevgili okurlarım, çok değerli takipçilerim.
Ormanlar bir ülkenin doğa harikası ve doğal zenginlik kaynaklarıdır. Ormanlarda onlarca av hayvanı yaşar. Ormanlar yağış sistemini düzenler, sellerin oluşmasını önler.
Özetle ormanlar, bir ülkenin akciğerleridir.
Ormanlarla nefes alırız, oksijen zenginliğimiz ormanlarla sağlanır.
THK’nun yangın filosunu ve şanlı Mehmetçiği, orman yangınlarında devre dışı bıraktığımızdan beri yanıyoruz.
Her yangın sonrası ilgililerin, “Yeri yeniden ağaçlandırılacak” söylemlerine karşın, yanan orman alanlarını yapılaşmaya açan bir anlayışla karşı karşıyayız.
Pek çok yanan alana ağaç dikme yerine villa-otel yaptıran bir anlayış var.
Karadeniz’i gezdim. Uzun Göl’ü, Ayder Yaylası’nı, Hızır Nebi yaylalarını gördüm.
Karadeniz’de yangın çıkartmak büyük bir başarıdır. Doğa yapısı gereği yangının çıkmasına engeldir. Yağışlı zemin devamlı nemli ve ıslaktır.
Gel gör ki, Karadeniz’de çıkan yangınlardan sonra açılan arazilere, Arap şeyhlerine ve zenginlerine yapılan villalar, bu ülkenin utanç manzaralarıdır.
Bölgede yatırımcı birinin (ismi bende), “bey efendi biz bu yatırımı Türkler için değil Araplar için yapıyoruz” izahı kanımı dondurmuştu.
Sevgili okurlarım!
Eğer Karadeniz ormanlarında yangın çıkıyorsa:
Ege’de yanar,
Akdeniz’de yanar,
Güneydoğu Anadolu’da yanar, İç Anadolu ile Doğu Anadolu’da yanar diyenlere ses çıkarılmıyorsa, 23 yıldır yandığımıza şaşmamanız gerek.
Yerli ve milli Türk pilotların kullandığı, Atatürk’ün, “İstikbal göklerdedir” diyerek kurduğu: THK’nun uçaklarını devreden çıkarır, “THK’nun hangarlarında uçak filan yok” derseniz, elbette ormanlarınız yanar ve söndürülmesi de günler alır.
Türkiye 23 yıldır “İSTİFA” erdeminden uzak kaldı. Hiçbir kötü eylem ve olay, yönetenlerin sorumluluğunda değil.
Onun için de açıklamaların halkta olumlu karşılığı yok. Kimse de inanmıyor.
Eskişehir’de (eğitimsiz olduğu söyleniyor) 5’i Orman, 5’i AKUT 10 işçimiz öldü, yüreklerimiz yandı.
12 askerimiz mağarada nedeni bilinmeyen bir sebeple öldü, yüreklerimize ateş düştü.
Kartalkaya’da 78 canımız yandı, ocaklarımıza ateş düştü.
Güneyden kuzeye ormanlarımız yanıyor, ciğerlerimiz yanıyor.
Hepsi de şaibeli.
Tanrı rızası için sorumluluk alıp, ben istifa ediyorum diyen bir muhterem gördünüz, duydunuz mu? Ya kader ya mukadderat ya işin doğasında bunlar var gibi laflarla işi Tanrı’ya, kadere yükleme derdindeyiz.
Milyon dolarlara aldığımız S-400’ler hangarda çürümekte, Afrika’da çiftçilik programına milyon dolarlar harcadık, cumhurbaşkanlığı envanterinde bir düzineden fazla uçak filosu var. Gel gör ki bizde sadece 10 tane yangın söndürme uçağımız olsun.
Kimse darılmasın ama bu, neyin aklı?
Siz Ege’nin, Akdeniz’in, Karadeniz’in yanmasına göz yumarsanız; yağmur da yağmaz olur, yağıyor mu? Barajlar susuzluktan kurumakta, ülkede pek çok göl bile kurudu.
Bütün bu yönetim hataları sizde iken, gerekli önlemleri almaz iken, bize kabadayılık yapmak biraz uçuk olmuyor mu?
Felaketleri önlemeyip, yangınları söndüremeyip, sağa sola racon kesmek neyin nesidir?
Neden yanıyoruz anladınız mı değerli okurlarım?
Esen kalınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: