Halis-Muhlisin sözlük anlamı aynen şöyle: Saf, katışıksız, temiz, eksiksiz, içinde yabancı madde bulunmayan.
Sözlük böyle diyor, peki hakem Halis Özkahya, adının hakkını verebildi mi?
Ankara’da Gençlerbirliği ile tam bir kırılma maçı oynandı.
Sadece bu iki takımın değil alt sıralardaki tüm takımları yakından ilgilendiren bir maçtı.
Kaybedenin büyük sıkıntıya gireceği, kazananın oldukça rahatlayacağı bir müsabakaya çıkıldı.
Maalesef ülkemizdeki hakemlerin durumu ortada.
Etki etmedikleri maç, can yakmadıkları takım yok gibi.
Ufak-büyük onlarca hatayla maçlarını tamamlıyorlar.
Tamam hata olacak. Ancak hatalar aynı takım aleyhine defalarca olursa ve maçın kırılma anlarında yaşanırsa benim ‘Halis’ düşünme şansım kalmıyor.
Gelelim maça ve Halis Efendi’nin yaptıklarına.
*Skor 1-0 Konyaspor’un lehine ve Djalma ile Tosic ceza alanı içine yapışık giriyor.
Tocic’in eli Djalma’nın şortunda ve sürekli asılıyor. Haliyle Djalma yere yığılıyor.
KARAR DEVAM...
*Skor 2-0 ve ilk yarının son anları. Ceza sahasına yapılan ortaya doğru hamle yapan Thorvaldson, Kulusic’in dirsek darbesiyle yere seriliyor.
KARAR DEVAM...
*İkinci yarının hemen başı. G.Birliği’nin duran toptan bulduğu ilk golünün öncesindeki faul pozisyonu. Stancu ile Kokalovic’in ikili mücadelesinde, Stancu kendisini yere atıyor. Kokalovic’in rakibe müdahelesi yok.
KARAR FAUL...
*Skor 2-1 Ermin Zec ceza sahası içerisinde Kokalovic ile mücadelesinde kendisini yere bırakıyor. Hakem pozisyona çok yakın.
KARAR PENALTI...
*Bir orta alan mücadelesi. Uğur Çiftçi, hakemin gözü önünde Djalma’nın bileğini kramponuyla çiğniyor.
KARAR KART YOK...
Sadece 5 pozisyonu değerlendirdim. Zorlansa bir kaç pozisyon daha çıkardı.
Şimdi Halis Efendi artniyetsiz bir maç yönetse maçın ilk yarıdaki skoru 4-0 olur ve maç kopartı.
Ayrıca Gosso’ya ve Uğur’a gösterilmeyen kartları da hesaplarsak, ekibimiz tarihi bir farkla Ankara’dan dönebilirdi.
Açık ve net bir şekilde hakem kurbanı olmuştur Konyaspor.
Bunu sadece ben değil, yılların tecrübesi Marcus Merk ve Bünyamin Gezer de ifade ediyor.
Büyük takımlar bir şekilde hakkını arıyor.
Peki bizim hakkımız ne olacak?
Bakın göreceksiniz. Emek hırsızları, hiç bir şey olmamış gibi, hiç dinlendirilmeden bir sonraki hafta görev alacaklar.
Bu takımın nasıl ayak oyunlarıyla ligden düşürüldüğünü unutmayalım.
***
Hakemin dışında bir eleştiri de takımımıza.
İkinci yarıdaki o ezik futbol kesinlikle kabul edilemez.
Herşeye rağmen çok rahat kazanabileceğimiz bir maçı 2 puan kayıpla kapattık.
Kazandığımız Kasımpaşa maçı da dahil son 3 haftada fubol kalitemizin düştüğü bir gerçek.
Umarım bu düşüş uzun sürmez.
Son 3 sırayla aradaki fark sadece 6.
Trabzon maçı öncesi şapkalar öne alınmalı ve böyle gidilmesi halinde düşülecek durum hesaplanmalı.