Bahar aylarına rahat girme lüksümüz hiç bir zaman olmadı.
Ya alt ligden çıkma mücadelesi, ya da Süper Lig’e tutunma savaşı.
Anlayacağınız hep sıkıntı, hep sıkıntı.
Bu sezon sanki farklı olacak ve şimdiden gelecek sezonun planlamasına başlayacağız derken, 4 haftada alınan 2, kaybedilen 10 puan sonrası yeniden ligde kalma hesaplarının içine düştük.
Geçen haftaki yazımda 3 puanlık sistemin kısa sürede takımları bir yerden çok farklı bir yere sürükleyebileceğini bahsetmiştim.
İşte bunun en güzel örneği Konyaspor.
O şiir gibi futbolun oynandığı gelene-gidene 3-4 gol atıldığı karşılaşmaların ardından yapılan Avrupa hesapları çoktan unutulurken, şimdilerde ise ‘b.kunu yutmuş kaz’ misali düşünüyoruz.
O çıkışın tesadüf olup olmadığını anlayamadım ama son haftalardaki futbolun bizi iyi bir yere sürüklemediği ortada.
Kırılma maçlarını bir bir kaybediyoruz.
Önce Elazığ, şimdi Erciyes.
Diyorum ki, keşke Kasımpaşa’ya yenilseydikte, Elazığ’ı mağlup etseydik.
Keşke Sivas’a değilde, Erciyes’e patlasaydık.
Bizim için daha anlamlı ve daha kazançlı maçları altın tepsilerle rakiplere ikram ettik.
Futbolcuların form düşüklüğü son 4 maçta tavan yaptı.
Nerede o Djalma, Hasan Kabze, Borek, Ali Çamdalı?
Orta sahamız çok zayıf kalıyor.
Hleb’in kalitesine laf söyleyemeyiz, ama orta alanda daha çok koşan futbolcuya ihtiyacımız var.
Neden Recep bu takımda düşünülmüyor?
Orta sahan verimli olmayınca ileriyede top taşımakta ve pozisyon üretmekte zorlanıyorsun.
Hücumdaki verimsizliğin bir diğer nedeni de Gekas’ın yokluğu.
Kaç maçtır forvetsiz sahaya çıkıyoruz.
Bir dönemin harikalar yaratan üçlüsü Altan, Cenk, Zafer Biryol’dan sonra aynı derecede etkili üç silahımız Hasan Kabze, Djalma, Gekas’ı bulmuşken, Yunan futbolcunun yokluğu tüm hesaplarımızı alt üst etti.
Umarım hem Recep, hem de Gekas, Gaziantep maçında yeniden formasına kavuşur ve o silik görüntüden kurtuluruz.
***
İşler biraz kötüye gittimi dedikodu kazanı da kaynamaya başlar.
Şimdilerde ortada dolaşan ve can sıkan dedikodu da, futbolcuların paralarını alamayışı.
Hatta Gekas’ın sakatlığı olmadığı ve ücretini alamadığı için forma giymediği konuşuluyor.
Bu dedikodu üzerine kulübün yetkili isimleriyle yaptığım görüşmede, söylenenlerin dedikodudan ibaret olduğu ve gerekli ödemelerin yapıldığı belirtiliyor.
Kulübün yetkili organlarınca Gekas’ın duruma açık bir şekilde kamuouyla paylaşılmalı ve sakatlığı varsa net bir şekilde açıklanmalı.
Yok sorun maddi ise futbolcuların ücretleri, imkanlar zorlanarak ödenmeli.
***
Bizim kötü oynadığımız bir gerçek.
Ama sadece kötü futbol değil bizi bu noktaya getiren.
Sezon başından beri kaç maçta hakem kurbanı olduğumuz açık.
Bunun tam tersi rakiplerin kollanmadığını da kimse söyleyemez.
Bakınız Gençlerbirliği’nin, Elazığspor’un, Erciyesspor’un son maçlarına.
Hemen hemen her maçta lehlerine çalınan düdükleri, verilen penaltıları, gösterilen kartları..
Son 10 haftaya giriyoruz.
Gözümüzü açmazsak ucuracaklar bizi.
Nasıl geçen sezon play-off yarı finali ilk maçında doğradılarsa, bu sezonda aynı senaryonun kurbanı olmak üzereyiz.
Artık Mevlana’dan, hoşgörüden bahsetme zamanı değil.
***
Pazar günü yine bir kırılma maçına çıkacağız.
Gaziantepspor ile mutlak kazanılması gereken ve şimdiden gerilimi yüksek bir maç oynayacağımızı söylebilirim.
İki takımda rahat konumdayken sıkıntılı bir duruma geldi.
Gaziantep Kayserispor önünde uzun süre 10 kişi götürdüğü ve 1-0 geride olduğu maçı kazanarak biraz da olsa rahatlarken, yine de Konya’ya kazanmak için gelecektir.
Kaybedenin sıkıntılı duruma düşeceği bir maç bizi bekliyor.
Şehir olarak kenetlenmeli ve son haftalarda olduğu gibi takımımızın yanında olmalıyız.
***
Süper Lig’de Torku Konyaspor, 2.Lig’de Anadolu Selçuklu ve Beko Basketbol Ligi’nde Torku Selçuk Üniversitesi ile can derdine düştük.
3 takımımızda ligde kalma mücadelesi veriyor.
Geçtiğimiz hafta yüzümüzü güldüren tek takımımız Torku Selçuk oldu.
Son haftalardaki düşüşe zorlu Gaziantep deplasmanında son veren basketbol takımımız umudunu kalan haftalara taşırken, Torku Konyaspor’dan sonra Anadolu Selçukluspor’da yenilerek ateşin içinde kaldılar.
Umudumuz 3 takımımızın da kalan haftaları en iyi şekilde değerlendirerek liglerde mücadalelerine yeni sezonda da devam etmesi.
Yoksa 10 bin kişilik spor salonunda ve 42 bin kişilik stadyumda maç izlemek bize zül olur.